| 1 |
by accident |
tesadüfen |
adv., expr. |
|
- It will not come by accident.
- Bu tesadüfen olmayacak.
- This action has not been taken by accident.
- Bu eylem tesadüfen gerçekleştirilmemiştir.
- I met her in the store by accident.
- Onunla dükkânda tesadüfen karşılaştım.
- We met each other again completely by accident.
- Birbirimizle tamamen tesadüfen tanıştık.
- I only found out about it purely by accident.
- Bunu tamamen tesadüfen öğrendim.
- The war didn't break out by accident.
- Savaş, tesadüfen patlak vermedi.
- I met her by accident on Third Avenue.
- Onunla Üçüncü Cadde'de tesadüfen tanıştım.
- He overheard the conversation by accident.
- Konuşmaya tesadüfen kulak misafiri olmuş.
- I found the secret compartment quite by accident.
- Gizli bölmeyi tesadüfen buldum.
- I met him by accident.
- Tesadüfen ona rastladım.
- He met his English teacher at the station by accident.
- İstasyonda tesadüfen İngilizce öğretmeniyle karşılaştı.
- We met them by accident at the bus terminal.
- Onlarla otobüs terminalinde tesadüfen karşılaştık.
- We met her by accident.
- Onunla tesadüfen karşılaştık.
- We came across by accident.
- Tesadüfen karşılaştık.
- We came across by accident.
- Biz tesadüfen karşılaştık.
- I met her by accident on Third Avenue.
- Onunla Üçüncü Cadde'de tesadüfen karşılaştım.
- I met her by accident.
- Tesadüfen onunla karşılaştım.
- I met him by accident.
- Onunla tesadüfen tanıştım.
- I found Tatoeba on Google and by accident.
- Tatoeba'yı Google'da ve tesadüfen buldum.
- I met Mr Smith on the street by accident.
- Bay Smith ile sokakta tesadüfen bir araya geldim.
- I met her in the store by accident.
- Onunla mağazada tesadüfen tanıştım.
- He overheard the conversation by accident.
- O, konuşmaya tesadüfen kulak misafiri oldu.
- I found that restaurant by accident.
- Restoranı tesadüfen buldum.
- We met her by accident.
- Onunla tesadüfen tanıştık.
- Seems to me he found it by accident.
- Bana onu tesadüfen bulmuş gibi görünüyor.
Show More (22)
|
| 2 |
by accident |
kazara |
adv. |
|
- The disease must not be allowed to spread by accident as a result of contaminated feed.
- Hastalığın, kontamine yemlerin bir sonucu olarak kazara yayılmasına izin verilmemelidir.
- It happened by accident.
- O, kazara oldu.
- I ate an insect by accident.
- Ben kazara bir böcek yedim.
- Tom, by accident, set the curtain on fire.
- Tom, kazara perdeyi ateşe verdi.
- It didn't happen by accident.
- Kazara olmamıştı.
- Seems to me he found it by accident.
- Bana kazara bulmuş gibi geldi.
- The explosion came about by accident.
- Patlama kazara oldu.
- The war didn't break out by accident.
- Savaş, kazara patlak vermedi.
- The gun went off by accident.
- Silah kazara patladı.
- Everything happened by accident.
- Her şey kazara oldu.
- This happened purely by accident.
- Bu tamamen kazara oldu.
- It sort of happened by accident.
- Bir nevi kazara oldu.
- It happened completely by accident.
- Tamamen kazara oldu.
- The explosion came about by accident.
- Patlama kazara gerçekleşti.
- Was it by accident or by design?
- Kazara mı oldu yoksa tasarlayarak mı?
- The cannon went off by accident.
- Top kazara patladı.
- Such things often happen by accident rather than by design.
- Bu tip şeyler genelde maksatlı değil, kazara olur.
- Did you break the window on purpose or by accident?
- Pencereyi kasıtlı olarak mı kırdın yoksa kazara mı?
- We met each other again completely by accident.
- Tamamen kazara tekrar birbirimizle karşılaştık.
- Sorry, I hit the send button by accident.
- Üzgünüm, kazara gönder tuşuna bastım.
- The gun went off by accident.
- Silah, kazara ateş aldı.
- I ate an insect by accident.
- Kazara bir böcek yedim.
- It happened by accident.
- Kazara oldu.
Show More (20)
|
| 3 |
by accident |
yanlışlıkla |
adv. |
|
- I deleted the file by accident.
- Dosyayı yanlışlıkla sildim.
- He drank detergent by accident.
- Yanlışlıkla deterjan içti.
- Sorry, I hit the send button by accident.
- Pardon, yanlışlıkla gönder tuşuna bastım.
- Tom, by accident, set the curtain on fire.
- Tom yanlışlıkla perdeyi ateşe verdi.
- I ate an insect by accident.
- Ben yanlışlıkla bir böcek yedim.
- I erased my hard disk by accident.
- Sabit diskimi yanlışlıkla sildim.
Show More (3)
|
| 4 |
by accident |
rastlantı sonucu |
adv. |
|
- I met Mr Smith on the street by accident.
- Rastlantı sonucu caddede Bay Smith'le karşılaştım.
- I met her by accident on Third Avenue.
- Üçüncü caddede rastlantı sonucu onunla karşılaştım.
Show More (-1)
|
| 5 |
by accident |
kaza eseri |
adv. |
|
- Was it by accident or by design?
- Kaza eseri mi oldu yoksa kasıtlı mıydı?
Show More (-2)
|
| 6 |
by accident |
şans eseri |
adv. |
|
- I found the book by accident.
- Kitabı şans eseri buldum.
Show More (-2)
|
