chirp - English Turkish Sentences
English Turkish
chirp cıvıldamak v.
  • She couldn't contain her excitement and began to chirp about her accomplishment.
  • Heyecanını daha fazla gizleyemeyen kadın başarısını cıvıldayarak anlatmaya başladı.
  • The birds chirp loudly while flying rapidly.
  • Kuşlar hızla uçarken yüksek sesle cıvıldarlar.
  • Birds are chirping.
  • Kuşlar cıvıldıyor.
Show More (9)
chirp ötüşmek v.
  • The birds chirped cheerfully.
  • Kuşlar neşeyle ötüşüyorlardı.
Show More (-2)