coherence - English Turkish Sentences
English Turkish
coherence tutarlılık n.
  • Community food law is especially notable for its significant deficiencies as regards coherence and legal certainty.
  • Topluluk gıda hukuku özellikle tutarlılık ve yasal kesinlik açısından önemli eksiklikleriyle dikkat çekmektedir.
  • Firstly, these relate to the coherence of the policy's application.
  • İlk olarak bunlar politikanın uygulanmasının tutarlılığı ile ilgilidir.
  • Furthermore, there is not always coherence between what we say at one moment and what we say at another.
  • Ayrıca bir anda söylediklerimizle başka bir anda söylediklerimiz arasında her zaman tutarlılık yoktur.
Show More (29)
coherence uyum n.
  • We have been waiting for a report on coherence for years.
  • Yıllardır uyum konusunda bir rapor bekliyoruz.
  • Foremost amongst those priorities is policy coherence between external commitments and internal policies.
  • Bu önceliklerin başında, dış taahhütler ile iç politikalar arasındaki politika uyumu gelmektedir.
  • Coherence with the other Treaty policies and with the rule of the law must also be maintained.
  • Antlaşmanın diğer politikaları ve hukukun üstünlüğü ile uyum da korunmalıdır.
Show More (2)