credible - English Turkish Sentences
English Turkish
credible inandırıcı adj.
  • Where, though, is this effective and credible action on the part of the European Union?
  • Peki, Avrupa Birliği'nin bu etkili ve inandırıcı eylemi nerede?
  • Why has no credible solution for overcoming this crisis been put forward by the Algerian Government?
  • Neden Cezayir Hükümeti tarafından bu krizin aşılması için inandırıcı bir çözüm ortaya konmadı?
  • Why has no credible solution for overcoming this crisis been put forward by the Algerian Government?
  • Cezayir Hükümeti tarafından bu krizin aşılması için neden inandırıcı bir çözüm ortaya konmamıştır?
Show More (38)
credible güvenilir adj.
  • Is a company credible if it exports to countries that have not given their permission?
  • İzin vermeyen ülkelere ihracat yapan bir şirket güvenilir midir?
  • When we have put our own house in order, this is when the world will believe that we are credible.
  • Kendi evimizi düzene koyduğumuzda, işte o zaman dünya bizim güvenilir olduğumuza inanacaktır.
  • Israel does, thank God, also have some very credible representatives.
  • İsrail'in, Tanrı'ya şükür, çok güvenilir temsilcileri de var.
Show More (24)
credible inanılır adj.
  • It is an integral part of any credible immigration policy.
  • İnanılır bir göçmenlik politikasının ayrılmaz bir parçasıdır.
  • Tom's story sounded credible.
  • Tom'un hikayesi kulağa inanılır gibi geliyordu.
Show More (-1)