cringe - English Turkish Sentences
English Turkish
cringe korkuyla kaçışmak v.
  • Little children cringed away from the strange man.
  • Küçük çocuklar yabancı adamın korkusuyla kaçıştılar.
Show More (-2)
cringe utanmak v.
  • He cringed by what he said in public, but it was too late.
  • Herkesin içinde ağzından çıkanlardan ötürü utandıysa da çok geçti artık.
Show More (-2)
cringe utandırıcı adj.
  • It made me cringe.
  • Bu beni utandırdı.
Show More (-2)
cringe korkuyla eğilmek v.
  • I cringe every time I think about Tom.
  • Tom'u her düşündüğümde korkuyla eğilirim.
Show More (-2)
cringe başkasının yerine utanmak v.
  • Tom cringed.
  • Tom başkasının yerine utandı.
Show More (-2)