Tureng - curious - English Turkish Sentences

History

	English	Turkish
1	curious	meraklı	adj.
	A great opportunity has been provided for curious and talented students. Meraklı ve yetenekli öğrenciler için büyük bir imkan sağlandı. A great opportunity has been provided for curious and talented students. Meraklı ve yetenekli öğrencilere büyük bir olanak sağlandı. A great opportunity has been provided for curious and talented students. Meraklı ve yetenekli öğrenciler için büyük bir olanak sağlanmıştır. Tom was incredibly curious. Tom inanılmaz meraklıydı. I think Tom is somewhat curious. Sanırım Tom biraz meraklı. Tom wasn't very curious. Tom pek meraklı değildi. Tom wasn't very curious. Tom çok meraklı değildi. My child is curious to know everything. Çocuğum her şeyi öğrenmeye meraklı. Tom said Mary wasn't curious. Tom Mary'nin meraklı olmadığını söyledi. Tom must be curious. Tom meraklı olmalı. She is curious to learn new things. Yeni şeyler öğrenmeye meraklıdır. The little kids were very curious. Küçük çocuklar çok meraklıydılar. Tom is curious, isn't he? Tom meraklı, değil mi? Mary is smart and curious. Mary akıllı ve meraklıdır. Tom said Mary was curious. Tom Mary'nin meraklı olduğunu söyledi. Tom said Mary was curious about that. Tom Mary'nin bunun hakkında meraklı olduğunu söyledi. Man is insatiably curious. İnsan doyumsuz bir şekilde meraklıdır. We're very curious about that. Biz o konuda çok meraklıyız. The more you study, the more curious you will become. Ne kadar çok çalışırsan o kadar meraklı olursun. I think Tom is very curious. Bence Tom çok meraklı. She is curious to learn new things. Yeni şeyler öğrenmeye meraklı. We're curious. Biz meraklıyız. Tom said that Mary is curious. Tom, Mary'nin meraklı olduğunu söyledi. I'm really curious. Gerçekten meraklıyım. Are you curious? Meraklı mısın? I think Tom is quite curious. Bence Tom oldukça meraklıdır. I think Tom is quite curious. Bence Tom oldukça meraklı. Tom knew that I was curious. Tom meraklı olduğumu biliyordu. Tom is certainly curious. Tom kesinlikle meraklı. Tom will probably be curious. Tom muhtemelen meraklı olacak. I thought you might be curious. Meraklı olabileceğini düşündüm. Tom said that he was really curious. Tom gerçekten meraklı olduğunu söyledi. Tom seemed to be somewhat curious. Tom biraz meraklı görünüyordu. You're very curious. Çok meraklısın. I doubt if Tom will be curious. Tom'un meraklı olup olmayacağından şüpheliyim. Tom was curious, but Mary wasn't. Tom meraklıydı ama Mary değildi. Tom was curious. Tom meraklıydı. Tom said he's curious. Tom meraklı olduğunu söyledi. The more curious you are, the better. Ne kadar meraklı olursan o kadar iyi. He was curious to know her secret. Onun sırrını öğrenmeye meraklıydı. Tom looked like he was curious. Tom meraklıymış gibi görünüyordu. Tom told me he was curious. Tom bana meraklı olduğunu söyledi. Tom said that he was very curious. Tom çok meraklı olduğunu söyledi. Sami was somewhat curious. Sami biraz meraklıydı. Tom was incredibly curious. Tom inanılmaz bir şekilde meraklıydı. Tom knew that I'd be curious. Tom meraklı olacağımı biliyordu. Tom isn't as curious as he used to be. Tom eskisi kadar meraklı değil. Tom said Mary is curious. Tom Mary'nin meraklı olduğunu söyledi. Tom was incredibly curious. Tom son derece meraklıydı. Tom is curious now. Tom şimdi meraklı. He was too curious. Çok meraklıydı. I was very curious about it. Bu konuda çok meraklıydım. Tom seems to be curious about that. Tom bunun hakkında meraklı görünüyor. You can't blame us for being curious. Meraklı olduğumuz için bizi suçlayamazsın. I'm curious. Ben meraklıyım. Ferrets are playful and curious. Gelincikler oyuncu ve meraklıdır. Tom seems to be really curious about that. Tom bu konuda gerçekten meraklı görünüyor. The more curious you are, the better. Ne kadar meraklıysan o kadar iyi. Tom became curious. Tom meraklı oldu. Tom said that Mary was curious. Tom, Mary'nin meraklı olduğunu söyledi. She is always curious about what I am doing. Benim ne yaptığım konusunda her zaman meraklıdır. I think Tom is curious. Bence Tom meraklı. Tom didn't seem to be as curious as Mary seemed to be. Tom, Mary kadar meraklı görünmüyordu. Tom is curious. Tom meraklıdır. Mary is smart and curious. Mary zeki ve meraklı. He's very curious. O çok meraklı. The little kids were very curious. Küçük çocuklar çok meraklıydı. I was really curious. Ben gerçekten meraklıydım. He's very curious. Çok meraklı. Tom is likely to be curious. Tom muhtemelen meraklıdır. Tom is sure curious. Tom kesinlikle meraklı. I guess I'm a little curious. Sanırım biraz meraklıyım. I'm rather curious. Oldukça meraklıyım. You're curious, aren't you? Meraklısın, değil mi? Tom told Mary that he was curious. Tom, Mary'ye meraklı olduğunu söyledi. The more you study, the more curious you will become. Ne kadar çok araştırırsanız, o kadar meraklı olursunuz. Tom is smart and curious. Tom akıllı ve meraklıdır. She was so curious that she opened the box. O kadar meraklıydı ki kutuyu açtı. He was curious about how it would taste, so he took a small bite. Onun tadının nasıl olacağı hakkında meraklıydı, bu yüzden küçük bir ısırık aldı. Tom said Mary is curious. Tom, Mary'nin meraklı olduğunu söyledi. I was curious. Meraklıydım. She's very curious. O, çok meraklı. I think Tom is curious. Bence Tom meraklı biri. Tom looked like he was curious. Tom meraklı gibi görünüyordu. She's very curious. Çok meraklı. Tom seems to be curious about that. Tom bu konuda meraklı görünüyor. Tom is probably going to be curious. Tom muhtemelen meraklı olacak. You don't seem to be as curious as Tom seems to be. Tom kadar meraklı görünmüyorsun. I doubt if Tom will be curious. Tom'un meraklı olacağından şüpheliyim. I am curious. Meraklıyım. I think Tom is somewhat curious. Bence Tom biraz meraklı. How curious! Ne kadar meraklı! I'm just curious. Sadece meraklıyım. We're very curious about that. Bu konuya çok meraklıyız. Tom will likely be curious. Tom muhtemelen meraklı olacak. Stop being so curious. Bu kadar meraklı olmayı bırak. Tom will be curious. Tom meraklı olacak. I'm very curious. Ben çok meraklıyım. You're a very curious guy, aren't you? Çok meraklı bir adamsın, değil mi? Tom is curious. Tom meraklı. They said they were curious. Meraklı olduklarını söylediler. I am very curious. Çok meraklıyım. You were curious, weren't you? Sen meraklıydın, değil mi? Tom looks like he's curious. Tom meraklı görünüyor. You look curious. Meraklı görünüyorsun. Tom said that Mary was curious. Tom Mary'nin meraklı olduğunu söyledi. Dolphins are curious. Yunuslar meraklıdır. Mary was curious, and with good reason. Mary meraklıydı ve iyi bir nedeni vardı. He was too curious. O çok fazla meraklıydı. She's curious to find out who sent the flowers. O, çiçekleri kimin gönderdiğini bulmak için meraklıdır. You're curious, aren't you? Sen meraklısın, değil mi? We're very curious. Çok meraklıyız. Children are very curious and ask many questions. Çocuklar çok meraklıdır ve çok soru sorarlar. Small children are very curious. Küçük çocuklar çok meraklıdır. Kittens are curious. Yavru kediler meraklıdır. Tom is likely going to be curious. Tom muhtemelen meraklı olacak. Tom is understandably curious. Tom anlaşılabilir bir şekilde meraklı. Tom isn't as curious as he used to be. Tom eskiden olduğu kadar meraklı değil. Tom looks like he's curious. Tom meraklı gibi görünüyor. Tom may be curious. Tom meraklı olabilir. I don't think Tom was curious. Tom'un meraklı olduğunu sanmıyorum. I am not curious. Meraklı değilim. Tom said he was curious about that. Tom bunun hakkında meraklı olduğunu söyledi. Tom looks curious. Tom meraklı görünüyor. Tom seemed to be curious. Tom meraklı görünüyordu. I wonder why Tom is so curious. Tom'un neden bu kadar meraklı olduğunu merak ediyorum. Tom is very curious. Tom çok meraklı. Tom is smart and curious. Tom zeki ve meraklıdır. Tom said Mary isn't curious. Tom Mary'nin meraklı olmadığını söyledi. Show More (126)
2	curious	ilginç	adj.
	Alas, the 2000 vintage still goes along with this curious tradition. Ne yazık ki, 2000 yılı bağbozumu hala bu ilginç geleneği sürdürmektedir. As I said, this is curious. Dediğim gibi, bu çok ilginç. It would be a very curious thing for them to do. Bu onlar için çok ilginç bir şey olurdu. Are we not in a rather curious position? Oldukça ilginç bir konumda değil miyiz? I am therefore in favour of abandoning this curious debate. Bu nedenle bu ilginç tartışmayı terk etmekten yanayım. It would be a very curious thing for them to do. Onlar için çok ilginç bir şey olurdu. Tom's case is much more curious than Benjamin Button's. Tom'un vakası Benjamin Button'ınkinden çok daha ilginç. What a curious fact! Ne ilginç bir gerçek! This is a curious argument. Bu ilginç bir iddiadır. It's a curious coincidence. İlginç bir tesadüf. How very curious! Ne kadar ilginç! There is a curious story about an Englishman. Bir İngiliz hakkında ilginç bir hikaye vardır. But there was one curious circumstance. Ama ilginç bir durum vardı. It's a curious coincidence. Bu ilginç bir tesadüf. This is a curious argument. Bu ilginç bir argüman. It's rather curious. Oldukça ilginç. There is a curious story about an Englishman. Bir İngiliz hakkında ilginç bir hikaye var. Isn't that curious? İlginç değil mi? Show More (15)
3	curious	tuhaf	adj.
	This is, it has to be said, a curious conception of democracy. Bunun tuhaf bir demokrasi anlayışı olduğunu söylemek gerekir. That's very curious. Çok tuhaf. That's very curious. Bu çok tuhaf. That's curious. Tuhaf. Tom's case is much more curious than Benjamin Button's. Tom'un durumu Benjamin Button'unkinden çok daha tuhaf. But there was one curious circumstance. Fakat tuhaf bir durum vardı. Show More (3)
4	curious	garip	adj.
	Isn't that curious? Bu garip değil mi? It's rather curious. Bu oldukça garip. That's curious. Bu garip. Show More (0)