| 1 |
derivative |
türev |
adj., n. |
|
- We also know that many of the Member States want the mandatory labelling of GM derivatives.
- Ayrıca birçok Üye Devletin GD türevlerinin zorunlu olarak etiketlenmesini istediğini de biliyoruz.
- This was a translation of copyrighted material, so I deleted it since copyright owners have the right to control derivative works.
- Bu telif hakkı olan bir materyalin çevirisiydi, bu yüzden telif hakkı sahiplerinin türev çalışmaları kontrol etme hakkı olduğu için sildim.
- The two main operations in calculus are the integral and the derivative.
- Kalkülüsteki iki ana işlem integral ve türevdir.
- Find the derivatives.
- Türevleri bulun.
- Salicylates come from salicylic acid and its derivatives.
- Salisilat, salisilik asidi ve onun türevlerinden meydana gelir.
Show More (2)
|
| 2 |
derivative |
kopya |
adj. |
|
- The teacher found his paper derivative.
- Öğretmen, onun çalışmasının kopya olduğunu düşünüyordu.
Show More (-2)
|
| 3 |
derivative |
türev |
n. |
|
- This drug is a derivative of Vitamin C.
- Bu ilaç bir C Vitamini türevidir.
Show More (-2)
|
| 4 |
derivative |
vadeli işlem |
n. |
|
- The funds invested in derivatives give a higher return with much greater risk.
- Vadeli işlemlere yatırılan fonlar çok daha büyük bir riskle daha yüksek bir getiri sağlar.
Show More (-2)
|
