discreet - English Turkish Sentences
English Turkish
discreet sağduyulu adj.
  • You'll be discreet, won't you?
  • Sağduyulu olacaksın değil mi?
  • You're discreet.
  • Sen sağduyulusun.
  • Tom told me that he thought Mary would be discreet.
  • Tom bana Mary'nin sağduyulu olacağını düşündüğünü söyledi.
Show More (19)
discreet ağzı sıkı adj.
  • She is discreet.
  • Ağzı sıkıdır.
  • Can you be discreet?
  • Ağzı sıkı olabilir misin?
  • Don't worry, Mary, I'll be discreet.
  • Merak etme Mary, ben ağzı sıkı olacağım.
Show More (5)
discreet ihtiyatlı adj.
  • The manager made discreet inquiries about her background.
  • Müdür ona geçmişi hakkında ihtiyatlı sorular sordu.
  • I'll be very discreet.
  • Çok ihtiyatlı olacağım.
  • Tom was very discreet.
  • Tom çok ihtiyatlıydı.
Show More (4)
discreet tedbirli adj.
  • Try to be as discreet as possible.
  • Mümkün olduğunca tedbirli olmaya çalışın.
  • You'll be discreet, won't you?
  • Tedbirli olacaksın, değil mi?
  • Tom told me that he'd be discreet.
  • Tom bana tedbirli olacağını söylemişti.
Show More (3)
discreet ketum adj.
  • I'm discreet.
  • Ben ketumum.
  • Tom is discreet.
  • Tom ketumdur.
  • I'm very discreet.
  • Çok ketumumdur.
Show More (2)
discreet sade adj.
  • He gave me a ring with discreet diamonds on it.
  • Bana üzerinde sade elmaslar olan bir yüzük verdi.
Show More (-2)