|
- We have to live and earn a living in these places.
- Bu yerlerde yaşamak ve hayatımızı kazanmak zorundayız.
- It is scandalous that workers continue to risk their health in order to earn a living.
- İşçilerin hayatlarını kazanmak için sağlıklarını riske atmaya devam etmeleri skandaldır.
- She earns a living as a writer.
- Yazarlık yaparak hayatını kazanıyor.
- He earns a living.
- O, hayatını kazanıyor.
- I have to earn a living.
- Hayatımı kazanmalıyım.
- He earns a living.
- Hayatını kazanıyor.
- She earns a living by selling her paintings.
- Resimlerini satarak hayatını kazanıyor.
- I have to earn a living.
- Hayatımı kazanmak zorundayım.
Show More (5)
|