examine - English Turkish Sentences
English Turkish
examine incelemek v.
  • My lab partner was the first to examine the rare mushroom.
  • Nadir bulunan mantarı ilk inceleyen laboratuvar arkadaşım oldu.
  • The European Commission will examine a good number of them.
  • Avrupa Komisyonu bunların büyük bir kısmını inceleyecektir.
  • Tomorrow, we must examine the 21 amendments, which were adopted in committee, and the 18 new amendments.
  • Yarın, komisyonda kabul edilen 21 değişiklik önergesini ve 18 yeni değişiklik önergesini incelemeliyiz.
Show More (180)
examine muayene etmek v.
  • The doctor examined my knee and said there was nothing to worry about.
  • Doktor dizimi muayene etti ve endişelenecek bir şey olmadığını söyledi.
  • There is a great difficulty about examining people in a different language.
  • İnsanları farklı bir dilde muayene etme konusunda büyük bir zorluk var.
  • I have to examine you.
  • Seni muayene etmek zorundayım.
Show More (51)
examine sorgulamak v.
  • The police cross-examined each suspect for over an hour.
  • Polis her bir şüpheliyi bir saatten fazla süreyle çapraz sorgulamaya aldı.
  • Therefore, I believe that, if all this is true, we Europeans should also examine our consciences.
  • Dolayısıyla, eğer tüm bunlar doğruysa, biz Avrupalıların da vicdanlarımızı sorgulamamız gerektiğine inanıyorum.
Show More (-1)
examine gözden geçirmek v.
  • On the wider definition, we must examine our prejudice and our firmly held beliefs.
  • Daha geniş bir tanımla, önyargılarımızı ve sıkı sıkıya bağlı olduğumuz inançlarımızı gözden geçirmeliyiz.
  • On the wider definition, we must examine our prejudice and our firmly held beliefs.
  • Daha geniş bir tanımla ön yargılarımızı ve sıkı sıkıya bağlı olduğumuz inançlarımızı gözden geçirmeliyiz.
Show More (-1)
examine sınav olmak v.
  • We were examined on physics yesterday.
  • Dün fizikten sınav olduk.
Show More (-2)
examine bakmak v.
  • I'd like to have my blood examined.
  • Kanıma baktırmak istiyorum.
Show More (-2)
examine tetkik etmek v.
  • Tom examined the evidence.
  • Tom delilleri tetkik etti.
Show More (-2)