| 1 |
exploitation |
sömürü |
n. |
|
- The new law will address the labor exploitation of migrant populations.
- Yeni yasa, göçmen nüfusa yönelik emek sömürüsünü ele alacaktır.
- It condemns all forms of child exploitation, as well as the worst forms of child labour.
- Her türlü çocuk sömürüsünün yanı sıra çocuk işçiliğinin en kötü biçimleri de kınanmaktadır.
- Why, then, does the report not propose to fight those who impose these unacceptable conditions of exploitation?
- O halde rapor neden bu kabul edilemez sömürü koşullarını dayatanlarla mücadele etmeyi önermiyor?
- The aim, of course, is to increase the level of exploitation of the workforce and maximum the profits of big business.
- Amaç, elbette, işgücünün sömürü düzeyini arttırmak ve büyük işletmelerin karlarını azami düzeye çıkarmaktır.
- Western companies involved in the illegal exploitation of Congolese riches should also be exposed.
- Kongo zenginliklerinin yasadışı sömürüsüne karışan Batılı şirketler de ifşa edilmelidir.
- This exploitation must be avoided at all costs.
- Her ne pahasına olursa olsun bu sömürüden kaçınılmalıdır.
- Behind prostitution, there is always compulsion, dependency and exploitation.
- Fuhuşun ardında her zaman zorlama, bağımlılık ve sömürü vardır.
- It is very often synonymous with the exploitation and trafficking of human beings.
- Bu durum çoğu zaman insan sömürüsü ve ticareti ile eşanlamlıdır.
- The global community must find ways and means of putting a stop to this exploitation.
- Küresel toplum bu sömürüyü durdurmanın yollarını ve araçlarını bulmalıdır.
- It condemns all forms of child exploitation, as well as the worst forms of child labour.
- Her türlü çocuk sömürüsünün yanı sıra çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerini de kınamaktadır.
- This exploitation needs to stop.
- Bu sömürünün durdurulması gerekiyor.
- This exploitation needs to stop.
- Bu sömürüye bir son verilmeli.
Show More (9)
|
| 2 |
exploitation |
istismar |
n. |
|
- The political exploitation of religion has increased significantly.
- Dinin siyaseten istismarı önemli ölçüde artmıştır.
- We must tackle a dreadful scourge, the sexual exploitation of children.
- Çocukların cinsel istismarı gibi korkunç bir bela ile mücadele etmeliyiz.
- Serious exploitation and myriad dangers jeopardise their formative, cultural and educational years.
- Ciddi istismar ve sayısız tehlike bu gençlerin yetişme, kültür ve eğitim yıllarını tehlikeye atmaktadır.
- Serious exploitation and myriad dangers jeopardise their formative, cultural and educational years.
- Ciddi istismarlar ve sayısız tehlike, bu çocukların gelişim, kültür ve eğitim yıllarını tehlikeye atmaktadır.
- We need to clamp down on sexual exploitation of children.
- Çocukların cinsel istismarını engellememiz gerekiyor.
- This could lead not only to exploitation but increased risk.
- Bu sadece istismara değil, aynı zamanda riskin artmasına da yol açabilir.
- This will not only lead to exploitation but increased risks.
- Bu sadece istismara değil, risklerin artmasına da yol açacaktır.
- This sort of commercialisation will lead to exploitation, and, moreover, to increased risk.
- Bu tür bir ticarileştirme istismara ve dahası artan riske yol açacaktır.
- In this country we condemn child exploitation.
- Bu ülkede çocuk istismarını kınıyoruz.
Show More (6)
|
| 3 |
exploitation |
sömürülme |
n. |
|
- Commercial exploitation of resources is threatening the environment.
- Kaynakların ticari amaçlı sömürülmesi çevreyi tehdit etmektedir.
Show More (-2)
|
| 4 |
exploitation |
benimseme |
n. |
|
- The study has led to greater exploitation of sustainable technologies.
- Bu çalışma, sürdürülebilir teknolojilerin daha fazla benimsenmesine yol açmıştır.
Show More (-2)
|
| 5 |
exploitation |
istismar etme |
n. |
|
- What consequences should be drawn from the exploitation of asylum procedures by terrorist networks, etc.?
- İltica prosedürlerinin terör şebekeleri vb. tarafından istismar edilmesinden ne gibi sonuçlar çıkarılmalıdır?
Show More (-2)
|
| 6 |
exploitation |
işletme |
n. |
|
- Some environmental protection groups harass those involved in oil exploration or exploitation.
- Bazı çevre koruma grupları petrol arama ya da işletme faaliyetlerinde bulunanları taciz etmektedir.
Show More (-2)
|
