|
- I guess men who eat breakfast only exist in myths or fairy tales.
- Kahvaltı yapan erkekler sadece efsanelerde ya da masallarda var sanırım.
- I guess men who eat breakfast only exist in myths or fairy tales.
- Sanırım kahvaltı eden erkekler sadece efsanelerde ya da masallarda var.
- The children love listening to fairy tales.
- Çocuklar masal dinlemeyi sever.
- Layla wanted to live a fairy tale life with Sami.
- Leyla, Sami ile bir masal hayatı yaşamak istiyordu.
- This fairy tale is easy enough for a seven-year-old child to read.
- Bu masal yedi yaşındaki bir çocuğun okuması için yeterince kolaydır.
- The children love listening to fairy tales.
- Çocuklar masal dinlemeye bayılırlar.
- They are fairy tales for children.
- Onlar çocuklar için masallardır.
- Fairies exist only in fairy tales.
- Periler sadece masallarda vardır.
- Free will is a fairy tale.
- Özgür irade bir masaldır.
- This fairy tale is easy enough for a seven-year-old child to read.
- Bu masal yedi yaşındaki bir çocuğun okuyabileceği kadar kolay.
- When I was a child, my mother would often read fairy tales to me.
- Ben çocukken annem bana sık sık masal okurdu.
- That author translated those fairy tales into our language.
- O yazar o masalları bizim dilimize çevirdi.
- Just as the fairy tale finished, the child had already fallen asleep.
- Masal bittiğinde çocuk çoktan uykuya dalmıştı.
Show More (10)
|