file - English Turkish Sentences
English Turkish
file dosya n.
  • This correction is already on file and we shall confirm it when we reach that point.
  • Bu düzeltme halihazırda dosyada bulunmaktadır ve o noktaya ulaştığımızda bunu teyit edeceğiz.
  • During our investigations, access to the file has been a hotly-debated subject.
  • Soruşturmalarımız sırasında dosyaya erişim konusu çok tartışılan bir konu oldu.
  • We are extremely grateful for the rapid handling of this file by Parliament.
  • Bu dosyanın Parlamento tarafından hızlı bir şekilde ele alınmasından dolayı son derece müteşekkiriz.
Show More (86)
file törpülemek v.
  • Mary is filing her nails with a nail file.
  • Mary bir tırnak törpüsü ile tırnaklarını törpülüyor.
  • Mary is filing her nails with a nail file.
  • Mary tırnaklarını törpüyle törpülüyor.
  • Mary filed her nails.
  • Mary tırnaklarını törpüledi.
Show More (1)
file eğe n.
  • Which one is the correct file?
  • Hangisi doğru eğe?
  • He rubbed the rust off with a file.
  • O bir eğe ile pası sildi.
  • He rubbed the rust off with a file.
  • Bir eğe ile pası sildi.
Show More (0)
file sıra n.
  • The children went upstairs in single file.
  • Çocuklar tek sıra halinde yukarı çıktılar.
  • We followed him single file till we reached the cabin.
  • Kulübeye varana kadar onu tek sıra halinde takip ettik.
Show More (-1)
file klasör n.
  • Petition 318/2000 runs to seven lever-arch A4 files.
  • 318/2000 sayılı dilekçe, yedi adet A4 klasörden oluşuyor.
Show More (-2)
file dava açmak v.
  • She had good reason to file for a divorce.
  • Boşanma davası açmak için iyi bir nedeni vardı.
Show More (-2)
English Turkish
net file n.
  • The tennis player hit the ball right into the net.
  • Tenisçi topu doğrudan fileye çarptırdı.
  • I captured butterflies with a net.
  • Kelebekleri bir fileyle yakaladım.
Show More (-1)