1 |
flabbergasted |
şaşkına dönmüş |
adj. |
|
- Tom was flabbergasted when he heard the news.
- Tom haberi duyunca şaşkına döndü.
- I was flabbergasted when I found out that Mary used to be called Peter.
- Mary'nin eskiden adının Peter olduğunu öğrendiğimde şaşkına dönmüştüm.
- I was flabbergasted.
- Şaşkına dönmüştüm.
- Tom was flabbergasted.
- Tom şaşkına döndü.
- Tom was flabbergasted when he heard the news.
- Tom haberi duyduğunda şaşkına döndü.
- We were flabbergasted.
- Biz şaşkına dönmüştük.
- Tom is flabbergasted.
- Tom şaşkına döndü.
- Tom was flabbergasted.
- Tom şaşkına dönmüştü.
- My husband was so flabbergasted he dropped his car keys.
- Kocam o kadar şaşkına dönmüştü ki araba anahtarlarını düşürdü.
- I'm flabbergasted.
- Şaşkına döndüm.
- I know Tom was flabbergasted.
- Tom'un şaşkına döndüğünü biliyorum.
- I was flabbergasted.
- Ben şaşkına döndüm.
- We were flabbergasted.
- Şaşkına dönmüştük.
Show More (10)
|
2 |
flabbergasted |
şaşırmış |
adj. |
|
- We're flabbergasted.
- Biz şaşırdık.
- My husband was so flabbergasted he dropped his car keys.
- Kocam o kadar şaşırdı ki arabasının anahtarlarını düşürdü.
Show More (-1)
|
3 |
flabbergasted |
çok şaşırmış |
adj. |
|
- Everyone was just flabbergasted that she was able to get pregnant at 48.
- Onun 48 yaşında hamile kalabildiğine herkes çok şaşırmıştı.
Show More (-2)
|