flee - English Turkish Sentences
English Turkish
flee kaçmak v.
  • The borders are now closed, but it is expected that another million people will end up fleeing.
  • Sınırlar şu anda kapalı ancak bir milyon kişinin daha kaçması bekleniyor.
  • I ask the Commission to assist the refugees who have already fled and are in situ elsewhere.
  • Komisyondan, halihazırda kaçmış olan ve başka yerlerde bulunan mültecilere yardım etmesini talep ediyorum.
  • Our role should be to accompany, reassure and assist those who are fleeing dictatorships.
  • Bizim rolümüz diktatörlüklerden kaçanlara eşlik etmek, onlara güven vermek ve yardımcı olmak olmalıdır.
Show More (97)