Tureng - golf - English Turkish Sentences

History

	English	Turkish
1	golf	golf	n.
	I enjoy playing golf on weekends with my friends and family. Hafta sonları arkadaşlarım ve ailemle golf oynamayı seviyorum. Dubai offers a different golf experience on the green fields beside the desert. Dubai, çölün yanı başındaki yemyeşil sahalarda farklı bir golf deneyimi sunuyor. Dubai offers a different golf experience on the green fields beside the desert. Dubai, çölün yanı sıra yemyeşil sahalarda farklı bir golf deneyimi sunuyor. Dubai offers a different golf experience on the green fields beside the desert. Dubai, çölün hemen dibindeki yemyeşil sahalarda farklı bir golf deneyimi sunuyor. I am crazy about golf. Golf için çıldırıyorum. It is said that golf is very popular in Japan. Japonya'da golfün çok popüler olduğu söylenir. Golf is very popular in Japan. Golf, Japonya'da çok popülerdir. I don't like golf. Golften hoşlanmam. I'd like to play a game of golf. Bir golf oyunu oynamak istiyorum. Why do people like golf? İnsanlar neden golfü sever? Tom often talks about golf. Tom sık sık golf hakkında konuşur. Golf isn't my cup of tea. Golf bana göre değil. I think golf is boring to watch. Bence golf izlemek sıkıcı. He is good at golf. Golfte iyidir. I'm a huge fan of golf. Büyük bir golf hayranıyım. He learned golf by watching others and following their example. Golfü başkalarını izleyerek ve onların örneklerini takip ederek öğrendi. I love watching golf. Golf izlemeyi seviyorum. Are you fond of golf? Golf sever misiniz? I love golf. Golfü severim. I'm a big fan of golf. Golfün büyük bir hayranıyım. I've lost interest in golf. Golfe olan ilgimi kaybettim. We understand golf. Biz golften anlarız. Tom's hobby is golf. Tom'un hobisi golf. Tom didn't want to play golf with Mary's father. Tom, Mary'nin babasıyla golf oynamak istemedi. I am crazy about golf. Golf için deli oluyorum. Do you want to play golf or not? Golf oynamak istiyor musun, istemiyor musun? His favourite pastimes were hunting and golf. Onun sevdiği eğlenceler avcılık ve golf. Golf is very popular in Japan. Golf Japonya'da çok popülerdir. I hate golf. Golften nefret ederim. Tom doesn't want to play golf with Mary. Tom, Mary ile golf oynamak istemiyor. Golf is a really expensive sport. Golf gerçekten pahalı bir spordur. Tom is really good at golf. Tom golfte gerçekten iyidir. I want to play golf with Tom. Tom ile golf oynamak istiyorum. It seems that everybody likes golf. Herkes golf seviyor gibi görünüyor. Do you want to play golf or not? Golf oynamak ister misin yoksa istemez misin? I hear you're good at golf. Golfte iyi olduğunu duydum. I forgot how good you were at golf. Golfte ne kadar iyi olduğunu unuttum. Tom has no interest in golf. Tom'un golfe ilgisi yok. It seems that everybody likes golf. Görünüşe göre herkes golfü seviyor. Are you fond of golf? Golfü sever misiniz? I don't want to play golf. Golf oynamak istemiyorum. Tom doesn't want to play golf with Mary's father. Tom, Mary'nin babasıyla golf oynamak istemiyor. I don't enjoy watching golf. Golf izlemekten hoşlanmıyorum. Tom likes golf, but Mary thinks it's slow and boring. Tom golfü seviyor ama Mary yavaş ve sıkıcı olduğunu düşünüyor. Tom isn't fond of golf. Tom golften hoşlanmaz. I beat him at golf. Onu golfte yendim. Tom is pretty good at golf. Tom golfte oldukça iyidir. What's your golf handicap? Golf handikapın nedir? Tom's hobby is golf. Tom'un hobisi golftür. Can I make a reservation for golf? Golf için rezervasyon yaptırabilir miyim? I want to become better at golf. Golfte daha iyi olmak istiyorum. He is good at golf. O, golfte iyidir. I don't like golf that much. Golften o kadar da çok hoşlanmıyorum. I can't understand his obsession with golf. Golf takıntısını anlayamıyorum. They say golf is very popular in Japan. Onlar golfün Japonya'da çok popüler olduğunu söylüyor. Tom likes to talk about golf. Tom golf hakkında konuşmayı sever. I don't like golf that much. Golfü o kadar sevmiyorum. I like tennis and golf. Tenis ve Golfü severim. He is much more of a golf enthusiast than I am. Benden çok daha fazla golf tutkunudur. I beat him at golf. Ben onu golfte yendim. I love golf. Golfü seviyorum. I want to play golf with Tom. Tom'la golf oynamak istiyorum. Sami finished his round of golf. Sami golf turunu bitirdi. I like golf. Golften hoşlanırım. I don't like such sports as tennis and golf. Tenis ve golf gibi sporları sevmiyorum. I am a big golf fan. Ben büyük bir golf hayranıyım. Tom didn't want to play golf with Mary. Tom, Mary ile golf oynamak istemedi. I like golf. Golfü severim. He is much more of a golf enthusiast than I am. O benden çok daha fazla golf tutkunu. Baseball is a lot more fun than golf. Beyzbol golften çok daha eğlenceli. Sami finished his round of golf. Sami golf raundunu bitirdi. They say that golf is very popular in Japan. Japonya'da golfün çok popüler olduğunu söylüyorlar. Tom admitted that he was no match for Mary in golf. Tom golfte Mary'nin dengi olmadığını itiraf etti. They say that golf is very popular in Japan. Onlar golfün Japonya'da çok popüler olduğunu söylüyorlar. Tom is good at golf, but not very good at tennis. Tom golfte iyidir ama teniste pek iyi değildir. Tom is terrible at golf. Tom golfte berbattır. Tom is still not very good at golf. Tom hala golfte pek iyi değil. Would you rather play tennis or golf? Tenis oynamayı mı yoksa golfü mü tercih edersiniz? Tom is really good at golf. Tom gerçekten golfte iyidir. I thought Tom was interested in golf. Tom'un golfle ilgilendiğini sanıyordum. Nowadays, Tom carries a golf umbrella to keep social distancing, regardless of weather. Bugünlerde Tom, hava nasıl olursa olsun sosyal mesafeyi korumak için golf şemsiyesi taşıyor. I don't enjoy watching golf. Golf izlemekten hoşlanmam. We understand golf. Golfü anlıyoruz. I don't know how to play golf at all. Golf nasıl oynanır hiç bilmem. I thought you said you enjoyed golf. Golften hoşlandığını söylediğini sandım. Tom isn't fond of golf. Tom golfe düşkün değildir. Golf is for rich people. Golf zengin insanlar içindir. I thought you said you enjoyed golf. Golfü sevdiğini söylediğini sanıyordum. He is good at golf. O golfte iyidir. I can't understand his obsession with golf. Onun golfe olan saplantısını anlayamıyorum. I hate golf. Golften nefret ediyorum. Golf is boring. Golf sıkıcıdır. Tom is still not very good at golf. Tom hala golfte çok iyi değil. I think I'm good at golf. Sanırım golfte iyiyim. Golf is the sport that I don't like. Golf sevmediğim bir spor. I just don't get golf. Golften anlamam. I'm a huge fan of golf. Ben büyük bir golf tutkunuyum. Tom is good at golf. Tom golfte iyidir. They say golf is very popular in Japan. Japonya'da golfün çok popüler olduğunu söylüyorlar. Tom is terrible at golf. Tom golfte çok kötü. Golf is a really expensive sport. Golf gerçekten pahalı bir spor. Can I make a reservation for golf? Golf için bir rezervasyon yapabilir miyim? Tom is actually pretty good at golf. Tom aslında golfte oldukça iyi. John is interested in golf. John golfle ilgileniyor. Tom is actually pretty good at golf. Tom aslında golfte oldukça iyidir. I'm watching golf. Golf izliyorum. I don't want to play golf. Ben golf oynamak istemiyorum. Baseball is a lot more fun than golf. Beyzbol, golften çok daha eğlencelidir. I am a big golf fan. Büyük bir golf hayranıyım. Do you like golf? Golf sever misin? Do you like golf? Golfü sever misin? Tom has no interest in golf. Tom'un golfe ilgisi yoktur. I think golf is boring to watch. Bence golf izlemek sıkıcıdır. I want to play golf with Tom. Ben Tom'la golf oynamayı istiyorum. I'm a big fan of golf. Ben golfün büyük bir hayranıyım. Tom is interested in golf. Tom golfle ilgileniyor. Tom is watching golf. Tom golf izliyor. Tom spends a lot of time on golf courses. Tom golf derslerine çokça vakit harcar. Tom is good at golf, isn't he? Tom golfte iyi, değil mi? John is interested in golf. John, golf ile ilgileniyor. I love watching golf. Golf seyretmeyi seviyorum. Show More (118)
2	golf	(volkswagen modeli) golf	n.
	My neighbour drives a red Volkswagen Golf, and it looks great. Komşumun kırmızı bir Volkswagen Golf'ü var ve harika görünüyor. Show More (-2)

	English	Turkish
1	golf	golf	n.
	I enjoy playing golf on weekends with my friends and family. Hafta sonları arkadaşlarım ve ailemle golf oynamayı seviyorum. Dubai offers a different golf experience on the green fields beside the desert. Dubai, çölün yanı sıra yemyeşil sahalarda farklı bir golf deneyimi sunuyor. Dubai offers a different golf experience on the green fields beside the desert. Dubai, çölün yanı başındaki yemyeşil sahalarda farklı bir golf deneyimi sunuyor. Dubai offers a different golf experience on the green fields beside the desert. Dubai, çölün hemen dibindeki yemyeşil sahalarda farklı bir golf deneyimi sunuyor. I am crazy about golf. Golf için çıldırıyorum. Tom is really good at golf. Tom golfte gerçekten iyidir. I want to play golf with Tom. Tom ile golf oynamak istiyorum. It seems that everybody likes golf. Herkes golf seviyor gibi görünüyor. Do you want to play golf or not? Golf oynamak ister misin yoksa istemez misin? Tom doesn't want to play golf with Mary's father. Tom, Mary'nin babasıyla golf oynamak istemiyor. I don't enjoy watching golf. Golf izlemekten hoşlanmıyorum. Tom likes golf, but Mary thinks it's slow and boring. Tom golfü seviyor ama Mary yavaş ve sıkıcı olduğunu düşünüyor. Tom isn't fond of golf. Tom golften hoşlanmaz. I beat him at golf. Onu golfte yendim. Tom is pretty good at golf. Tom golfte oldukça iyidir. What's your golf handicap? Golf handikapın nedir? Tom's hobby is golf. Tom'un hobisi golftür. Can I make a reservation for golf? Golf için rezervasyon yaptırabilir miyim? I want to become better at golf. Golfte daha iyi olmak istiyorum. I don't like golf. Golften hoşlanmam. I'd like to play a game of golf. Bir golf oyunu oynamak istiyorum. Why do people like golf? İnsanlar neden golfü sever? Tom often talks about golf. Tom sık sık golf hakkında konuşur. Golf isn't my cup of tea. Golf bana göre değil. I think golf is boring to watch. Bence golf izlemek sıkıcı. He is good at golf. Golfte iyidir. I'm a huge fan of golf. Büyük bir golf hayranıyım. He learned golf by watching others and following their example. Golfü başkalarını izleyerek ve onların örneklerini takip ederek öğrendi. I love watching golf. Golf izlemeyi seviyorum. I've lost interest in golf. Golfe olan ilgimi kaybettim. We understand golf. Biz golften anlarız. Tom's hobby is golf. Tom'un hobisi golf. Tom didn't want to play golf with Mary's father. Tom, Mary'nin babasıyla golf oynamak istemedi. I am crazy about golf. Golf için deli oluyorum. Do you want to play golf or not? Golf oynamak istiyor musun, istemiyor musun? His favourite pastimes were hunting and golf. Onun sevdiği eğlenceler avcılık ve golf. Golf is very popular in Japan. Golf Japonya'da çok popülerdir. I hate golf. Golften nefret ederim. Tom doesn't want to play golf with Mary. Tom, Mary ile golf oynamak istemiyor. I forgot how good you were at golf. Golfte ne kadar iyi olduğunu unuttum. Tom has no interest in golf. Tom'un golfe ilgisi yok. It seems that everybody likes golf. Görünüşe göre herkes golfü seviyor. Are you fond of golf? Golfü sever misiniz? He is good at golf. O, golfte iyidir. I don't like golf that much. Golften o kadar da çok hoşlanmıyorum. I can't understand his obsession with golf. Golf takıntısını anlayamıyorum. They say golf is very popular in Japan. Onlar golfün Japonya'da çok popüler olduğunu söylüyor. Tom likes to talk about golf. Tom golf hakkında konuşmayı sever. I don't like golf that much. Golfü o kadar sevmiyorum. I like tennis and golf. Tenis ve Golfü severim. He is much more of a golf enthusiast than I am. Benden çok daha fazla golf tutkunudur. I beat him at golf. Ben onu golfte yendim. I love golf. Golfü seviyorum. I want to play golf with Tom. Tom'la golf oynamak istiyorum. Sami finished his round of golf. Sami golf turunu bitirdi. I like golf. Golften hoşlanırım. I don't like such sports as tennis and golf. Tenis ve golf gibi sporları sevmiyorum. I am a big golf fan. Ben büyük bir golf hayranıyım. Tom didn't want to play golf with Mary. Tom, Mary ile golf oynamak istemedi. I like golf. Golfü severim. He is much more of a golf enthusiast than I am. O benden çok daha fazla golf tutkunu. Baseball is a lot more fun than golf. Beyzbol golften çok daha eğlenceli. Sami finished his round of golf. Sami golf raundunu bitirdi. They say that golf is very popular in Japan. Japonya'da golfün çok popüler olduğunu söylüyorlar. Tom admitted that he was no match for Mary in golf. Tom golfte Mary'nin dengi olmadığını itiraf etti. They say that golf is very popular in Japan. Onlar golfün Japonya'da çok popüler olduğunu söylüyorlar. Tom is good at golf, but not very good at tennis. Tom golfte iyidir ama teniste pek iyi değildir. Tom is terrible at golf. Tom golfte berbattır. Tom is still not very good at golf. Tom hala golfte pek iyi değil. Would you rather play tennis or golf? Tenis oynamayı mı yoksa golfü mü tercih edersiniz? Tom is really good at golf. Tom gerçekten golfte iyidir. I thought Tom was interested in golf. Tom'un golfle ilgilendiğini sanıyordum. Nowadays, Tom carries a golf umbrella to keep social distancing, regardless of weather. Bugünlerde Tom, hava nasıl olursa olsun sosyal mesafeyi korumak için golf şemsiyesi taşıyor. I don't enjoy watching golf. Golf izlemekten hoşlanmam. We understand golf. Golfü anlıyoruz. I don't know how to play golf at all. Golf nasıl oynanır hiç bilmem. I thought you said you enjoyed golf. Golften hoşlandığını söylediğini sandım. Tom isn't fond of golf. Tom golfe düşkün değildir. Golf is for rich people. Golf zengin insanlar içindir. I thought you said you enjoyed golf. Golfü sevdiğini söylediğini sanıyordum. He is good at golf. O golfte iyidir. I can't understand his obsession with golf. Onun golfe olan saplantısını anlayamıyorum. I hate golf. Golften nefret ediyorum. Golf is boring. Golf sıkıcıdır. Tom is still not very good at golf. Tom hala golfte çok iyi değil. Are you fond of golf? Golf sever misiniz? It is said that golf is very popular in Japan. Japonya'da golfün çok popüler olduğu söylenir. Golf is very popular in Japan. Golf, Japonya'da çok popülerdir. Golf is a really expensive sport. Golf gerçekten pahalı bir spordur. They say golf is very popular in Japan. Japonya'da golfün çok popüler olduğunu söylüyorlar. I want to play golf with Tom. Ben Tom'la golf oynamayı istiyorum. I am a big golf fan. Büyük bir golf hayranıyım. I don't want to play golf. Golf oynamak istemiyorum. I hear you're good at golf. Golfte iyi olduğunu duydum. I'm a big fan of golf. Golfün büyük bir hayranıyım. I love golf. Golfü severim. Tom is actually pretty good at golf. Tom aslında golfte oldukça iyi. I'm a big fan of golf. Ben golfün büyük bir hayranıyım. I think I'm good at golf. Sanırım golfte iyiyim. Golf is the sport that I don't like. Golf sevmediğim bir spor. I just don't get golf. Golften anlamam. I'm a huge fan of golf. Ben büyük bir golf tutkunuyum. Tom is good at golf. Tom golfte iyidir. Tom is terrible at golf. Tom golfte çok kötü. Golf is a really expensive sport. Golf gerçekten pahalı bir spor. Can I make a reservation for golf? Golf için bir rezervasyon yapabilir miyim? John is interested in golf. John golfle ilgileniyor. Tom is actually pretty good at golf. Tom aslında golfte oldukça iyidir. I'm watching golf. Golf izliyorum. I don't want to play golf. Ben golf oynamak istemiyorum. Baseball is a lot more fun than golf. Beyzbol, golften çok daha eğlencelidir. Do you like golf? Golf sever misin? Do you like golf? Golfü sever misin? Tom has no interest in golf. Tom'un golfe ilgisi yoktur. I think golf is boring to watch. Bence golf izlemek sıkıcıdır. Tom is interested in golf. Tom golfle ilgileniyor. Tom is watching golf. Tom golf izliyor. Tom spends a lot of time on golf courses. Tom golf derslerine çokça vakit harcar. Tom is good at golf, isn't he? Tom golfte iyi, değil mi? John is interested in golf. John, golf ile ilgileniyor. I love watching golf. Golf seyretmeyi seviyorum. Show More (118)