| 1 |
gravity |
yerçekimi |
n. |
|
- Despite the huge distances between galaxies their powerful gravity is always at work.
- Galaksilerin arasındaki inanılmaz mesafeye rağmen kuvvetli yerçekimleri her zaman etki eder.
- Our gravity is way too small to have any effect on this comet.
- Yerçekimimiz bu kuyruklu yıldız üzerinde herhangi bir etkiye sahip olamayacak kadar küçüktür.
- Our gravity is way too small to have any effect on this comet.
- Yerçekimimiz bu kuyruklu yıldız üzerinde herhangi bir etki yaratamayacak kadar küçük.
- Despite the huge distances between galaxies their powerful gravity is always at work.
- Galaksiler arasındaki büyük mesafelere rağmen güçlü yerçekimleri her zaman etkilidir.
- But if that gravity funnel closes, there's no way out.
- Ama o yerçekimi hunisi kapanırsa, çıkış yolumuz olmaz.
- This is a matter of the utmost gravity.
- Bu son derece önemli bir yerçekimi meselesi.
- The surface gravity on Mars is more than a third of Earth's.
- Mars'taki yüzey yerçekimi Dünya'nın üçte birinden fazladır.
- If you can use gravity to your advantage, do so.
- Yerçekimini kendi yararına kullanabiliyorsan, kullan.
- Even if there were no gravity on Earth, I would still fall for you.
- Dünyada hiç yerçekimi olmasaydı bile, yine de sana düşerdim.
- The effect of gravity extends from each object out into space in all directions, and for an infinite distance.
- Yerçekiminin etkisi her bir nesneden uzaya doğru her yönde ve sonsuz bir mesafe boyunca uzanır.
- If you can use gravity to your advantage, do so.
- Yerçekimini yararınıza kullanabiliyorsanız, onu yapın.
- Titan's surface gravity is 0.14 g.
- Titan'ın yüzeyindeki yerçekimi 0.14 g'dir.
- The differences in gravity across Earth are called gravity anomalies.
- Dünya'da genelindeki yerçekimi farklılıklarına yerçekimi anomalileri denir.
- Even if there wasn't any gravity on earth, I would still fall for you.
- Dünyada hiç yerçekimi olmasaydı bile, yine de sana düşerdim.
- Gravity wins again!
- Yerçekimi yine kazandı!
- A pillow at six o'clock in the morning has got the biggest gravity in the world.
- Sabahın altısında bir yastık dünyadaki en büyük yerçekimine sahiptir.
- How does gravity work?
- Yerçekimi nasıl çalışıyor?
- Einstein predicted that the Sun's gravity would bend light.
- Einstein, Güneş'in yerçekiminin ışığı bükeceğini öngörmüştü.
- Titan's surface gravity is 0.14 g.
- Titan'ın yüzey yerçekimi 0.14 g'dir.
- Gravity is the natural force by which objects are attracted to each other.
- Yerçekimi, nesnelerin birbirine çekilmesini sağlayan doğal güçtür.
- Gravity stresses the human body.
- Yerçekimi insan vücuduna baskı yapıyor.
- The Moon's gravity is responsible for the ocean tides on Earth.
- Dünya'daki okyanus gelgitlerinden Ay'ın yerçekimi sorumludur.
- Gravity stresses the human body.
- Yerçekimi insan vücudunu zorlar.
- Gravity brings everything down to Earth.
- Yerçekimi her şeyi Dünya'ya indirir.
- Einstein predicted that the Sun's gravity would bend light.
- Einstein Güneş'in yerçekiminin ışığı eğeceğini önceden haber verdi.
- The differences in gravity across Earth are called gravity anomalies.
- Dünya üzerindeki yerçekimi farklılıklarına yerçekimi anomalileri denir.
- Some scientists think that gravity is made up of particles called gravitons which travel at the speed of light.
- Bazı bilim insanları yerçekiminin graviton adı verilen ve ışık hızında hareket eden parçacıklardan oluştuğunu düşünmektedir.
Show More (24)
|
| 2 |
gravity |
yer çekimi |
n. |
|
- The effect of gravity extends from each object out into space in all directions, and for an infinite distance.
- Yer çekimi etkisi her nesneden uzaya doğru her yönde ve sonsuz bir mesafede uzanır.
- Even if there were no gravity on Earth, I would still fall for you.
- Dünya'da hiçbir yer çekimi olmasaydı bile yine sana düşerdim.
- Gravity causes objects to have weight.
- Nesnelerin ağırlığının sebebi yer çekimidir.
- Even if there wasn't any gravity on earth, I would still fall for you.
- Yeryüzünde herhangi bir yer çekimi olmasa bile ben yine de sana düşerim.
- How does gravity work?
- Yer çekimi nasıl çalışır?
- Mars's gravity is 38% of Earth's gravity.
- Mars'ın yer çekimi Dünya'nın yer çekiminin %38'idir.
- Some scientists think that gravity is made up of particles called gravitons which travel at the speed of light.
- Bazı bilim adamları yer çekiminin ışık hızıyla seyahat eden graviton denilen parçacıklardan yapıldığını düşünüyor.
- Gravity is a force of attraction that exists between any two masses, any two bodies, or any two particles.
- Yer çekimi herhangi iki kütle, herhangi iki organ ya da herhangi iki parçacık arasında olan bir çekim kuvvetidir.
Show More (5)
|
| 3 |
gravity |
ciddiyet |
n. |
|
- Taken in isolation, these signals were not such as to alert us to the gravity of the situation.
- Tek başına ele alındığında bu sinyaller bizi durumun ciddiyeti konusunda uyaracak nitelikte değildi.
- Taken in isolation, these signals were not such as to alert us to the gravity of the situation.
- Tek başına ele alındığında, bu sinyaller bizi durumun ciddiyeti konusunda uyaracak nitelikte değildi.
- The scale and gravity of fraud prejudicial to Community financial interests is clear to all.
- Topluluğun mali çıkarlarına zarar veren dolandırıcılığın boyutu ve ciddiyeti herkes için açıktır.
- We are of course all aware of the urgency and gravity of the situation.
- Elbette hepimiz durumun aciliyetinin ve ciddiyetinin farkındayız.
- I hope you appreciate the gravity of this matter.
- Umarım bu konunun ciddiyetini takdir ediyorsunuzdur.
- Tom wasn't aware of the gravity of the situation.
- Tom durumun ciddiyetinin farkında değildi.
- I am well aware of the gravity of the situation.
- Durumun ciddiyetinin çok iyi farkındayım.
Show More (4)
|
| 4 |
gravity |
çekim |
n. |
|
- Despite the huge distances between galaxies their powerful gravity is always at work.
- Galaksiler arasındaki devasa mesafelere rağmen güçlü çekim güçleri her zaman iş başındadır.
- Gravity is a force of attraction that exists between any two masses, any two bodies, or any two particles.
- Yerçekimi, herhangi iki kütle, herhangi iki cisim ya da herhangi iki parçacık arasında var olan bir çekim kuvvetidir.
- It's the Sun's gravity that keeps the Earth in its orbit.
- Dünya'yı yörüngesinde tutan Güneşin çekimidir.
- It's the Sun's gravity that keeps the Earth in its orbit.
- Dünya'yı yörüngesinde tutan Güneş'in çekim gücüdür.
- The Moon's gravity is responsible for the ocean tides on Earth.
- Ayın çekimi Dünyada okyanus gelgitlerinden sorumludur.
Show More (2)
|
| 5 |
gravity |
vahamet |
n. |
|
- The gravity of the situation was condemned by the European Parliament more than 12 years ago.
- Durumun vahameti Avrupa Parlamentosu tarafından 12 yıldan daha uzun bir süre önce kınanmıştı.
- The information presented today by the High Representative gives us hope despite the gravity of the situation.
- Bugün Yüksek Temsilci tarafından sunulan bilgiler, durumun vahametine rağmen bize umut vermektedir.
Show More (-1)
|
| 6 |
gravity |
ciddilik |
n. |
|
- I am well aware of the gravity of the situation.
- Durumun ciddiliğinin farkındayım.
Show More (-2)
|
| 7 |
gravity |
ağırlık |
n. |
|
- In truth, this has no gravity.
- Aslında, bunun bir ağırlığı yok.
Show More (-2)
|
