1 |
grid |
şebeke |
n. |
|
- They installed a wind turbine and took the house off the grid.
- Bir rüzgar türbini kurdular ve evi şebekeden çıkardılar.
- To sum up, I would also say that we must support the provisions laying down facilities governing grid access.
- Özetle şebeke erişimine ilişkin kolaylıkları düzenleyen hükümleri desteklememiz gerektiğini de söylemek isterim.
- Fifthly, the grids are the central market place for the markets.
- Beşinci olarak, şebekeler piyasalar için merkezi bir pazar yeridir.
- Thirdly, we need the strict division between energy generation and grid management.
- Üçüncü olarak, enerji üretimi ile şebeke yönetimi arasında kesin bir ayrım yapmalıyız.
- Each street in the grid was designated for a specific trade.
- Şebekedeki her cadde belirli bir ticaret alanına ayrılmıştı.
- He lives off the grid.
- Şebekeden uzakta yaşıyor.
Show More (3)
|
2 |
grid |
düz çizgi |
n. |
|
- The grid lines on the map are a kilometer apart.
- Haritadaki düz çizgilerin arası birer kilometreye tekabül ediyor.
Show More (-2)
|
3 |
grid |
ızgara |
n. |
|
- The cattle went over the iron grid and followed the trail.
- Sığırlar demir ızgaranın üzerinden geçerek izi takip etti.
Show More (-2)
|
4 |
grid |
sıra |
n. |
|
- He was required to start the race from the back of the grid.
- Yarışa en arka sıradan başlaması gerekiyordu.
Show More (-2)
|
5 |
grid |
yerleşim |
n. |
|
- They gave the pilots a four-figure grid reference.
- Pilotlara dört rakamlı bir yerleşim referansı verdiler.
Show More (-2)
|