| 1 |
guideline |
ilke |
n. |
|
- We should not use this method to force the States to adopt guidelines, of whose existence they are not fully aware.
- Devletleri, varlığından tam olarak haberdar olmadıkları ilkeleri benimsemeye zorlamak için bu yöntemi kullanmamalıyız.
- The report therefore proposes political guidelines for the Agency, and future work can centre around these.
- Bu nedenle rapor, Ajans için siyasi ilkeler önermektedir ve gelecekteki çalışmalar bu ilkeler etrafında şekillenebilir.
- The new proposal therefore follows very closely the guidelines set out in the Court's ruling.
- Bu nedenle yeni teklif, Mahkeme'nin kararında belirtilen ilkeleri çok yakından takip etmektedir.
- This shows we are putting into practice the guidelines set out in last year's White Paper on European Governance.
- Bu, geçen yıl Avrupa Yönetişimine ilişkin Beyaz Kitap'ta ortaya konan ilkeleri uygulamaya koyduğumuzu göstermektedir.
- That is why I support the guidelines contained in the White Paper and the Kaufmann report.
- Bu nedenle Beyaz Kitap ve Kaufmann raporunda yer alan ilkeleri destekliyorum.
- I am Parliament's rapporteur when it comes to the guidelines we are discussing now.
- Şu anda tartışmakta olduğumuz ilkeler söz konusu olduğunda ben Parlamento'nun raportörüyüm.
- The conflict should be examined on the basis of the guideline that public health has primacy over patents.
- Anlaşmazlık, halk sağlığının patentlerden daha öncelikli olduğu ilkesi temelinde incelenmelidir.
- The broad guidelines relate well to the agreements reached at Lisbon.
- Genel ilkeler Lizbon'da varılan anlaşmalarla iyi bir şekilde ilişkilidir.
- First of all, I should like to outline the guidelines which have helped the Council compile this draft budget.
- Öncelikle Konseyin bu bütçe taslağını hazırlamasına yardımcı olan ilkeleri özetlemek isterim.
- The recent Riva del Garda talks did not result in agreed guidelines on this matter.
- Son Riva del Garda görüşmeleri bu konuda üzerinde mutabık kalınan ilkelerle sonuçlanmadı.
- We must take more account of the guidelines produced at the Kyoto environmental conference.
- Kyoto çevre konferansında ortaya çıkan ilkeleri daha fazla dikkate almalıyız.
- Defining broad guidelines for public spending is more important than the level of deficit.
- Kamu harcamaları için genel ilkelerin belirlenmesi, bütçe açığı seviyesinden daha önemlidir.
- I would stress that this position complies with the broad economic guidelines.
- Bu tutumun geniş ekonomik ilkelerle uyumlu olduğunu vurgulamak isterim.
- The ethical guidelines in his report were agreed after a year of debate and discussion.
- Raporunda yer alan etik ilkeler bir yıl süren tartışma ve müzakerelerin ardından kabul edilmiştir.
- This means integrating the broad economic policy guidelines into the debate on national budgets.
- Bu, geniş ekonomi politikası ilkelerinin ulusal bütçelere ilişkin tartışmalara entegre edilmesi anlamına gelmektedir.
Show More (12)
|
| 2 |
guideline |
kılavuz |
n. |
|
- What will we do if both reports deviate from a common guideline?
- Her iki rapor da ortak bir kılavuzdan saparsa ne yapacağız?
- For new medicines, the Commission should lay down a guideline on the basis of the development costs involved.
- Yeni ilaçlar için Komisyon, geliştirme maliyetleri temelinde bir kılavuz belirlemelidir.
- The third guideline is a supra-institutional approach to preventing and fighting corruption.
- Üçüncü kılavuz, yolsuzluğun önlenmesi ve yolsuzlukla mücadeleye yönelik kurumlar üstü bir yaklaşımdır.
- The second guideline action concerns development policies.
- İkinci kılavuz eylem kalkınma politikaları ile ilgilidir.
- That is the general guideline for the use of structural funds and other funds.
- Bu, yapısal fonların ve diğer fonların kullanımı için genel bir kılavuzdur.
- We accept this as what might be called a minimum guideline.
- Bunu asgari bir kılavuz olarak kabul ediyoruz.
- Of course, this is also a guideline for all measures in the area of category 4.
- Tabii ki bu aynı zamanda kategori 4 alanındaki tüm tedbirler için de bir kılavuzdur.
Show More (4)
|
| 3 |
guideline |
ana hatlar |
n. |
|
- Some legislatures would, therefore, only hold one major debate on the broad guidelines.
- Bu nedenle bazı yasama organları, geniş ana hatlar üzerinde sadece bir büyük tartışma düzenleyecektir.
- From the point of view of the broad guidelines for economic policy, we are working with existing laws, as I said before.
- Daha önce de söylediğim gibi, ekonomi politikasının geniş ana hatları açısından mevcut yasalarla çalışıyoruz.
- In March 2002 the European Parliament adopted a resolution on guidelines for the 2003 Budget.
- Mart 2002'de Avrupa Parlamentosu 2003 Bütçesinin ana hatlarına ilişkin bir karar kabul etti.
- The Action Plan for 2004–2006 lays down the guidelines for the next three years.
- 2004-2006 Eylem Planı önümüzdeki üç yılın ana hatlarını ortaya koymaktadır.
- The European Parliamentary Labour Party supports the thrust of the Weiler report on the employment guidelines for 2002.
- Avrupa Parlamentosu İşçi Partisi, 2002 yılı istihdam kılavuzuna ilişkin Weiler raporunun ana hatlarını desteklemektedir.
- The broad guidelines of economic policy for 2001, adopted at Gothenburg last June, are very clear on this point.
- Geçen Haziran ayında Göteborg'da kabul edilen 2001 yılı ekonomi politikasının ana hatları bu konuda çok nettir.
Show More (3)
|
| 4 |
guideline |
yönerge |
n. |
|
- New regulations and Community guidelines have been drawn up.
- Yeni yönetmelikler ve Topluluk yönergeleri hazırlanmıştır.
- On the same day, the initial military guideline was issued to the operation commander.
- Aynı gün, operasyon komutanına ilk askeri yönerge verildi.
- I'm following the guidelines.
- Ben yönergeleri izliyorum.
Show More (0)
|
| 5 |
guideline |
rehber |
n. |
|
- The annual guidelines are the main tool for coordinating employment policy.
- Yıllık rehber ilkeler istihdam politikasının koordine edilmesinde temel araçtır.
Show More (-2)
|
| 6 |
guideline |
kılavuz ilke |
n. |
|
- Does this not stand in stark contradiction to the guideline on employability?
- Bu durum, istihdam edilebilirlikle ilgili kılavuz ilkelerle tam bir çelişki oluşturmuyor mu?
Show More (-2)
|
