|
- I have no criticism to make of the hard work.
- Bu sıkı çalışma için getirebileceğim bir eleştiri yok.
- At the same time, this result is the fruit of our hard work too.
- Aynı zamanda bu sonuç, sıkı çalışmamızın da bir meyvesidir.
- By 1 January 2007, with hard work, consistency, application and our support, she could be here.
- 1 Ocak 2007 itibariyle, sıkı çalışma, tutarlılık, başvuru ve bizim desteğimizle burada olabilir.
- Getting enlargement completed on schedule will require not just political skill, but also plenty of hard work.
- Genişlemenin zamanında tamamlanması sadece siyasi beceri değil, aynı zamanda çok sıkı çalışma gerektirecektir.
- It is traditional to say that but, in this instance, I really do value the hard work and commitment that he has given.
- Bunu söylemek gelenekseldir ama bu durumda verdiği sıkı çalışmaya ve bağlılığa gerçekten değer veriyorum.
- We are your peers and we know how much hard work you did and we congratulate you both on that work.
- Biz sizin akranlarınızız ve ne kadar sıkı çalıştığınızı biliyoruz ve bu çalışmanızdan dolayı ikinizi de tebrik ediyoruz.
- I would like to congratulate everybody on the hard work they put in.
- Herkesi gösterdikleri sıkı çalışmadan dolayı tebrik etmek istiyorum.
- I have no criticism to make of the hard work.
- Sıkı çalışma konusunda yapabileceğim bir eleştiri yok.
- I would like to begin by sincerely thanking her for the hard work that she has done on this dossier.
- Bu dosya üzerinde yaptığı sıkı çalışma için kendisine içtenlikle teşekkür ederek başlamak istiyorum.
- I should like to thank all the rapporteurs for their hard work.
- Tüm raportörlere sıkı çalışmaları için teşekkür etmek isterim.
- I would like to congratulate everybody on the hard work they put in.
- Herkesi ortaya koydukları sıkı çalışma için tebrik etmek istiyorum.
- Certainly the Spanish Presidency's hard work played a key role in ensuring the success of the summit.
- Zirvenin başarıya ulaşmasında İspanya Dönem Başkanlığı'nın sıkı çalışmasının kilit bir rol oynadığı muhakkaktır.
- Successful negotiation requires preparation and hard work.
- Başarılı müzakereler hazırlık ve sıkı çalışma gerektirir.
- I would first of all like to congratulate the rapporteur on his very hard work on this difficult report.
- Öncelikle raportörü bu zor rapor üzerinde çok sıkı çalışmasından dolayı tebrik etmek isterim.
- Hard work is an essential element of success.
- Sıkı çalışmak başarının vazgeçilmez bir unsurudur.
- Tom appreciated Mary's hard work.
- Tom, Mary'nin sıkı çalışmasını takdir etti.
- Tom's hard work has paid off.
- Tom'un sıkı çalışması karşılığını aldı.
- It would be a pity to let all our hard work go to waste.
- Tüm sıkı çalışmamızın boşa gitmesine izin vermek yazık olurdu.
- Hard work has made Japan what it is today.
- Sıkı çalışma, Japonya'yı bugünkü haline getirdi.
- Hard work and dedication will bring you success.
- Sıkı çalışma ve özveri size başarıyı getirecektir.
- She became rich by virtue of hard work and good business sense.
- Sıkı çalışması ve iyi iş anlayışı sayesinde zengin oldu.
- Your success is the result of your hard work.
- Başarınız sıkı çalışmanızın sonucudur.
- Talent is useless without hard work.
- Yetenek, sıkı çalışma olmadan faydasızdır.
- By hard work we can achieve anything.
- Sıkı çalışarak her şeyi başarabiliriz.
- They are accustomed to hard work.
- Sıkı çalışmaya alışkınlar.
- Hard work never hurt anybody.
- Sıkı çalışmanın kimseye zararı olmaz.
- Tom is a parasite who lives at the expense of others who earn money through hard work.
- Tom, sıkı çalışarak para kazananlar pahasına yaşayan bir parazittir.
- Hard work often leads to success.
- Sıkı çalışma genellikle başarıya götürür.
- We appreciate your hard work.
- Sıkı çalışmanızı takdir ediyoruz.
- Thanks for all your hard work.
- Tüm sıkı çalışmanız için teşekkürler.
- Success usually requires hard work.
- Başarı genellikle sıkı çalışma gerektirir.
- Thanks for your hard work.
- Sıkı çalışman için teşekkürler.
- My boss praised me for my hard work.
- Patronum sıkı çalıştığım için beni övdü.
- His success is the result of hard work.
- Onun başarısı sıkı çalışmasının sonucudur.
- Tom's hard work has paid off.
- Tom'un sıkı çalışması karşılığını verdi.
- You can't succeed without hard work.
- Sıkı çalışmadan başarılı olamazsın.
- I really do appreciate all your hard work.
- Tüm sıkı çalışmanızı gerçekten takdir ediyorum.
- You seem to be used to hard work.
- Sıkı çalışmaya alışkın görünüyorsun.
- I'm used to hard work.
- Sıkı çalışmaya alışkınım.
- You can change your social condition through hard work.
- Sıkı çalışma yoluyla sosyal durumunuzu değiştirebilirsiniz.
- Thank you for your hard work.
- Sıkı çalışmanız için teşekkür ederim.
- Hard work has brought him where he is.
- Sıkı çalışma onu bulunduğu yere getirdi.
- Hard work is the main element of success.
- Sıkı çalışmak başarının ana unsurudur.
- His success is the result of hard work.
- Başarı sıkı çalışmanın sonucudur.
- With hard work, your plans will succeed.
- Sıkı çalışmayla, planlarınız başarılı olacaktır.
- I'd like to thank you for all your hard work.
- Tüm sıkı çalışman için sana teşekkür etmek istiyorum.
- Tom is accustomed to hard work.
- Tom sıkı çalışmaya alışkındır.
- The hard work paid off.
- Sıkı çalışmanın karşılığını aldık.
- Thank you for your hard work.
- Sıkı çalışman için teşekkürler.
- Teachers are recognized for their hard work.
- Öğretmenler sıkı çalışmalarıyla tanınırlar.
- He must be tired after such hard work.
- Bu kadar sıkı çalıştıktan sonra yorulmuş olmalı.
- I don't mind a bit of hard work.
- Biraz sıkı çalışmayı umursamıyorum.
- Hard work and dedication will bring you success.
- Sıkı çalışma ve kendini adama sana başarıyı getirecektir.
- These men are used to hard work.
- Bu adamlar sıkı çalışmaya alışkın.
- Her ability to amass a fortune is due to luck and hard work.
- Servet biriktirme yeteneği şans ve sıkı çalışmadan kaynaklanıyor.
- This job involves lots of hard work.
- Bu iş çok sıkı çalışmayı gerektiriyor.
- She became rich by virtue of hard work and good business sense.
- O sıkı çalışma ve iyi iş duygusundan dolayı zengin oldu.
- Thanks for your hard work.
- Sıkı çalışmanız için teşekkürler.
- We appreciate your hard work.
- Senin sıkı çalışmanı takdir ediyoruz.
- Thanks for all your hard work.
- Tüm sıkı çalışman için teşekkürler.
- Talent without hard work is useless.
- Sıkı çalışma olmadan yetenek işe yaramaz.
- Happiness, I have discovered, is nearly always a rebound from hard work.
- Mutluluğun, neredeyse her zaman sıkı çalışmanın bir sonucu olduğunu keşfettim.
- You seem to be used to hard work.
- Sıkı çalışmaya alışkınsın gibi görünüyorsun.
- Talent without hard work is useless.
- Sıkı çalışma olmadan yetenek yararsızdır.
- Hard work is an essential element of success.
- Sıkı çalışma başarının önemli bir faktörüdür.
- With hard work, your plans will succeed.
- Sıkı çalışırsanız, planlarınız başarıya ulaşacaktır.
- Parents try to impress upon their children the importance of honesty and hard work.
- Ebeveynler çocuklarına dürüstlüğün ve sıkı çalışmanın önemini aşılamaya çalışırlar.
- Patience and hard work will conquer all.
- Sabır ve sıkı çalışma her şeyin üstesinden gelecektir.
- I don't mind hard work.
- Sıkı çalışmaktan rahatsız olmam.
Show More (66)
|
|
- The hard work is, however, only just beginning, especially for the Commission.
- Bununla birlikte, özellikle Komisyon için zor iş daha yeni başlıyor.
- However, the hardest work still lies ahead of us.
- Bununla birlikte, en zor iş hala önümüzde duruyor.
- It's hard work.
- O zor iştir.
- The hard work begins now.
- Zor iş şimdi başlıyor.
- He left me with tons of hard work to do.
- Bana yapacak tonlarca zor iş bıraktı.
- Digging is hard work.
- Kazı yapmak zor iştir.
- They are accustomed to hard work.
- Onlar zor işe alışkındır.
- Mayuko avoided doing hard work.
- Mayuko, zor iş yapmaktan kaçındı.
- They're not afraid of hard work.
- Zor işlerden korkmuyorlar.
- Digging is hard work.
- Kazmak zor iştir.
- Tom isn't afraid of hard work.
- Tom zor işlerden korkmaz.
- It must be hard work.
- Bu zor iş olmalı.
- Learning a foreign language is hard work.
- Yabancı bir dil öğrenmek zor iştir.
- Being a reporter is hard work.
- Muhabir olmak zor iştir.
- Bringing up a baby is hard work.
- Bir bebeği büyütmek zor iştir.
- Being a teacher is hard work.
- Öğretmen olmak zor iştir.
- Hard work never hurt anyone.
- Zor iş kimseyi incitmedi.
- I am not used to hard work.
- Zor işlere alışık değilim.
- I'm not used to hard work.
- Zor işlere alışık değilim.
- My mother is not accustomed to hard work.
- Annem zor işe alışık değildir.
- I want her to do the hard work.
- Zor işi onun yapmasını istiyorum.
- Being a teacher is hard work.
- Bir öğretmen olmak zor iş.
- Being a reporter is hard work.
- Muhabir olmak zor iş.
- Learning a foreign language is hard work.
- Yabancı dil öğrenmek zor iştir.
- I'm not used to this kind of hard work.
- Bu tür zor işlere alışık değilim.
- Relationships are hard work.
- İlişkiler zor iştir.
- I'm not used to hard work.
- Zor işe alışkın değilim.
- Shoveling snow is hard work.
- Kar küremek zor iştir.
- These men are used to hard work.
- Bu adamlar zor işe alışkın.
- Teachers are recognized for their hard work.
- Öğretmenler zor işlerinden dolayı tanınıyorlar.
Show More (27)
|
