|
- That means that the large majority of customers will incur higher costs.
- Bu da, müşterilerin büyük çoğunluğunun daha yüksek maliyetlere maruz kalacağı anlamına gelmektedir.
- The associated high costs are difficult to justify, especially if many years' use has never given rise to any problems.
- Özellikle de uzun yıllar boyunca herhangi bir soruna yol açmamışsa, buna bağlı yüksek maliyetleri haklı çıkarmak zordur.
- Not one citizen will understand why the remittance of euros from one country to another involves such high costs.
- Hiçbir vatandaş, bir ülkeden diğerine avro havalesinin neden bu kadar yüksek maliyetler içerdiğini anlamayacaktır.
- Anyone who thinks that enlargement does not involve higher costs has quite frankly not done his sums properly.
- Genişlemenin daha yüksek maliyetler içermediğini düşünen herkes açıkçası hesabını doğru yapmamıştır.
- What remains is a situation in which we obtain the same services at higher costs.
- Geriye aynı hizmetleri daha yüksek maliyetlerle elde ettiğimiz bir durum kalıyor.
- We have made clear that the high costs incurred in bank transfers are not acceptable.
- Banka transferlerinde ortaya çıkan yüksek maliyetlerin kabul edilemez olduğunu açıkça belirttik.
- There are some countries, such as my own, Spain, which face high costs in cases of repatriation.
- Benim ülkem İspanya gibi bazı ülkeler, geri gönderme durumlarında yüksek maliyetlerle karşı karşıya kalmaktadır.
- The current high costs are caused by the fact that payments have to be processed manually.
- Mevcut yüksek maliyetler, ödemelerin manuel olarak işlenmek zorunda olmasından kaynaklanmaktadır.
- It is a fact that industry is hit by high costs as a result of a plethora of new measures.
- Çok sayıda yeni tedbirin bir sonucu olarak sanayinin yüksek maliyetlerden etkilendiği bir gerçektir.
- The remoteness of peripheral areas causes high costs for marketing, trade, and transportation of goods and persons.
- Çevre bölgelerin uzaklığı, pazarlama, ticaret ve mal ve insan taşımacılığı için yüksek maliyetlere neden olmaktadır.
- That means that the large majority of customers will incur higher costs.
- Bu, müşterilerin büyük çoğunluğunun daha yüksek maliyetlere maruz kalacağı anlamına gelir.
- We cannot inhabit the weird minds of terrorists, but we can pay the high cost of protection.
- Teröristlerin tuhaf zihinlerinde yaşayamayız ancak korunmanın yüksek maliyetini ödeyebiliriz.
- And given the high cost, we expect a contribution towards the cost of the use.
- Ve yüksek maliyet göz önüne alındığında, kullanım maliyetine yönelik bir katkı bekliyoruz.
- They must, however, be exempted from unduly high costs.
- Bununla birlikte aşırı yüksek maliyetlerden muaf tutulmalıdırlar.
- It is a fact that processing long-flax fibres entails higher costs.
- Uzun keten liflerinin işlenmesinin daha yüksek maliyetler gerektirdiği bir gerçektir.
- It's about time somebody did something about the high cost of medical care.
- Birilerinin tıbbi bakımın yüksek maliyeti hakkında bir şeyler yapmasının zamanı geldi.
Show More (13)
|
