homosexual - English Turkish Sentences
English Turkish
homosexual homoseksüel adj.
  • Allegedly many were not homosexual but just enjoying the western culture of drinking alcohol and dancing.
  • İddialara göre birçoğu homoseksüel değildi, sadece alkol ve dans gibi batı kültürünün tadını çıkarıyordu.
  • They were part of a group of 52 homosexuals arrested in Cairo last year.
  • Geçen yıl Kahire'de tutuklanan 52 homoseksüelden oluşan bir grubun parçasıydılar.
  • It was said that he had homosexual relations with two of his servants.
  • Onun hizmetçilerinden ikisi ile homoseksüel ilişkisi olduğu söyleniyor.
Show More (15)
homosexual eşcinsel n., adj.
  • In those countries, the rights of the Roma and those of homosexuals, for example, leave a great deal to be desired.
  • Bu ülkelerde, örneğin Romanların ve eşcinsellerin hakları, arzulanan çok şey bırakmaktadır.
  • Therefore it could make its own decision in relation to the treatment of homosexual couples.
  • Dolayısıyla eşcinsel çiftlere yönelik muamele konusunda kendi kararını verebilir.
  • There have been complaints against Hungary and Cyprus for discrimination against homosexuals.
  • Macaristan ve Kıbrıs'ta eşcinsellere karşı ayrımcılık yapıldığına dair şikayetler olmuştur.
Show More (10)
homosexual eşcinsel adj.
  • Homosexual men and women are campaigning for having equal rights.
  • Eşcinsel erkek ve kadınlar eşit haklara sahip olmak için kampanya yürütüyor.
Show More (-2)
homosexual homo n.
  • Between ourselves, he seems to be a homosexual.
  • Aramızda kalsın, o bir homo gibi görünüyor.
Show More (-2)