hybrid - English Turkish Sentences
English Turkish
hybrid hibrit adj.
  • In some Member States there were no charges at all, while others used hybrid systems.
  • Bazı Üye Devletlerde hiç ücret alınmazken diğerleri hibrit sistemler kullanmıştır.
  • Should I buy a hybrid?
  • Bir hibrit satın almalı mıyım?
  • You could at least buy a hybrid.
  • En azından bir hibrit alabilirsin.
Show More (4)
hybrid melez adj.
  • What should we call this hybrid?
  • Bu meleze ne isim vermeliyiz?
  • This is a hybrid.
  • Bu melez.
  • This plant is a hybrid.
  • Bu bitki bir melez.
Show More (2)
hybrid hibrid adj.
  • We unveil a new green initiative aimed at accelerating the adoption of plug-in hybrid electric vehicles.
  • Fişli hibrid elektrikli araçların benimsenmesini hızlandırmayı amaçlayan yeni bir çevreci girişimi açıklıyoruz.
  • Tom encouraged Mary to buy a hybrid car.
  • Tom Mary'yi bir hibrid otomobil satın alması için teşvik etti.
  • Do you drive a hybrid car?
  • Hibrid bir araba mı kullanıyorsunuz?
Show More (1)
hybrid karma adj.
  • I find the Commission's amendment proposing a hybrid method particularly commendable.
  • Komisyon'un karma bir yöntem öneren değişikliğini özellikle takdire şayan buluyorum.
Show More (-2)
hybrid hibrit araç n.
  • Do you drive a hybrid car?
  • Hibrit araba mı kullanıyorsun?
Show More (-2)