idly - English Turkish Sentences
English Turkish
idly boş boş adv.
  • Yet the world has stood idly by and allowed it to happen.
  • Yine de dünya boş boş durdu ve bunun olmasına izin verdi.
  • I am not a NATO fan, but anything is better than standing by idly.
  • Ben bir NATO hayranı değilim ama her şey boş boş durmaktan iyidir.
  • Don't look away idly; just pay attention to what you're doing.
  • Boş boş bakmayın; dikkatinizi şu yaptığınız şeye verin.
Show More (2)
idly aylak aylak adv.
  • She was idly looking out of the window.
  • O, aylak aylak pencereden dışarı bakıyordu.
Show More (-2)