|
- Member States also made individual contributions in addition to those sums.
- Üye Devletler bu meblağlara ek olarak bireysel katkılarda da bulunmuşlardır.
- But, of course, we also have other priorities in addition to these.
- Ancak elbette bunlara ek olarak başka önceliklerimiz de var.
- In addition to these substantive points, we also regarded a number of other considerations as being important.
- Bu temel noktalara ek olarak bir dizi başka hususu da önemli olarak değerlendirdik.
- These are crucial, major priorities, but, clearly, we cannot guarantee anything in addition to them.
- Bunlar çok önemli, büyük öncelikler ancak bunlara ek olarak hiçbir şeyi garanti edemeyeceğimiz de açık.
- In addition to the fine words about what can be done, two warnings.
- Neler yapılabileceğine ilişkin güzel sözlere ek olarak, iki uyarı.
- In addition to the standard rate, two reduced rates of 1% and 8% respectively are applied.
- Standart orana ek olarak, sırasıyla %1 ve %8 olmak üzere iki indirimli oran uygulanmaktadır.
- Let me just make two brief comments in addition to what the rapporteur has said.
- Raportörün söylediklerine ek olarak iki kısa yorum yapmama izin verin.
- Galicia cannot pay the physical price, in addition to the damage it is suffering.
- Galiçya, uğradığı zarara ek olarak fiziki bedeli de ödeyemiyor.
- Risk reduction measures in addition to those mentioned above may, if necessary, be proposed in the future.
- Yukarıda belirtilenlere ek olarak risk azaltma önlemleri, gerekirse, gelecekte önerilebilir.
- There is another requirement, in addition to these.
- Bunlara ek olarak bir başka gereklilik daha var.
- Four amendments have been voted which are in addition to what the committee voted.
- Komisyonun oyladığına ek olarak dört değişiklik önergesi oylanmıştır.
- In addition to what we have been saying over and over again for some time now, I would like to make two comments.
- Bir süredir tekrar tekrar söylediklerimize ek olarak iki yorumda bulunmak istiyorum.
- This is of course in addition to the normal kind of dialogue for which the Prime Minister is here.
- Bu tabii ki Başbakan'ın burada bulunma sebebi olan normal diyalog türüne ek olarak gerçekleşmektedir.
- These are crucial, major priorities, but, clearly, we cannot guarantee anything in addition to them.
- Bunlar çok önemli, büyük öncelikler, ancak bunlara ek olarak hiçbir şeyi garanti edemeyeceğimiz de açık.
- In addition to those you mentioned, there are many other unsolved environmental issues.
- Bahsettiklerinize ek olarak, çözülmemiş pek çok çevre sorunu daha var.
- However, in addition to our united political reaction, we must adjust the European Union's diplomatic standpoint.
- Bununla birlikte, ortak siyasi tepkimize ek olarak, Avrupa Birliği'nin diplomatik duruşunu da ayarlamalıyız.
- Three amendments have been tabled in plenary in addition to the ones from the committee.
- Komiteden gelenlere ek olarak genel kurulda üç değişiklik önergesi sunuldu.
- We feel that there are two supplementary measures which need to be taken in addition to those already adopted.
- Halihazırda kabul edilmiş olanlara ek olarak alınması gereken iki tamamlayıcı tedbir olduğunu düşünüyoruz.
- In addition to why folks play free casino games, there are a number of other things that make these games so attractive.
- İnsanların neden ücretsiz casino oyunları oynadığına ek olarak, bu oyunları bu kadar çekici kılan başka şeyler de var.
- In addition to English, she speaks French fluently.
- İngilizceye ek olarak, akıcı bir şekilde Fransızca biliyor.
- He has some income in addition to his salary.
- Maaşına ek olarak bir miktar geliri var.
- In addition to English, he knows German and French.
- İngilizceye ek olarak, Almanca ve Fransızca biliyor.
- In addition to water, sunshine is absolutely necessary for plant life.
- Bitki yaşamı için, suya ek olarak güneş ışığı kesinlikle gereklidir.
- He has some income in addition to his salary.
- Maaşına ek olarak biraz geliri var.
- In addition to French, Tom can speak English.
- Fransızca'ya ek olarak Tom İngilizce de konuşabilir.
- In addition to good health, he has a good brain.
- İyi bir sağlığa ek olarak, onun iyi bir beyni var.
- She writes essays in addition to novels and poetry.
- Romanlara ve şiirlere ek olarak denemeler yazar.
- In addition to taking the regular tests, we have to hand in a long essay.
- Normal sınavlara girmeye ek olarak, uzun bir kompozisyon teslim etmemiz gerekiyor.
Show More (25)
|
|
- In addition to that, there is the question of duty-free.
- Buna ek olarak, gümrüksüz satış meselesi de var.
- In addition to that, the food safety authority will have a board.
- Buna ek olarak, gıda güvenliği otoritesinin bir kurulu olacaktır.
- What do we want in addition to that?
- Buna ek olarak ne istiyoruz?
- In addition to this, what can we do at European level?
- Buna ek olarak Avrupa düzeyinde neler yapabiliriz?
- In addition to this, however, we need to recognise that immigration happens.
- Ancak buna ek olarak, göçün gerçekleştiğini de kabul etmemiz gerekir.
- In addition to this, what can we do at the European level?
- Buna ek olarak, Avrupa düzeyinde ne yapabiliriz?
- In addition to this, three years is a very long time in economic terms.
- Buna ek olarak, üç yıl ekonomik açıdan çok uzun bir süredir.
- In addition to that, there is the function of the FVO in ensuring that this work is done.
- Buna ek olarak, FVO'nun bu işin yapılmasını sağlama işlevi de vardır.
- In addition to this, I would like to stress three points.
- Buna ek olarak, üç noktanın altını çizmek istiyorum.
- In addition to this, the total amount of funding set aside by the Commission for structural actions has been reduced.
- Buna ek olarak, Komisyon tarafından yapısal eylemler için ayrılan toplam fon miktarı da azaltılmıştır.
- However, in addition to this, we need comprehensive political action.
- Bununla birlikte, buna ek olarak, kapsamlı bir siyasi eyleme ihtiyacımız var.
Show More (8)
|
|
- In addition, to make things more complex, there is no direct precedent.
- Ayrıca işleri daha da karmaşık hale getirmek için doğrudan bir emsal de bulunmamaktadır.
- In addition, to make things more complex, there is no direct precedent.
- Ayrıca, işleri daha da karmaşık hale getirmek için, doğrudan bir emsal de bulunmamaktadır.
- Mary is a native speaker of Portuguese and fluent in English and Spanish, in addition to having good knowledge of Esperanto.
- Mary'nin ana dili Portekizce ve akıcı bir şekilde İngilizce ve İspanyolca konuşuyor, ayrıca Esperanto dilini de iyi derecede biliyor.
Show More (0)
|
|
- Three amendments have been tabled in plenary in addition to the ones from the committee.
- Komiteden gelenlere ilaveten genel kurulda üç değişiklik önergesi sunulmuştur.
- This is of course in addition to the normal kind of dialogue for which the Prime Minister is here.
- Bu tabii ki Sayın Başbakan'ın burada bulunma sebebi olan normal diyalog türüne ilaveten bir şeydir.
- In addition to mathematics, physics and astronomy, Newton also had an interest in alchemy, mysticism and theology.
- Matematik, fizik ve astronomiye ilaveten Newton'un aynı zamanda simya, mistisizm ve teolojiye bir ilgisi vardı.
Show More (0)
|