indiscriminately - English Turkish Sentences
English Turkish
indiscriminately ayrım gözetmeksizin adv.
  • That is the least we can do while terrorists are striking indiscriminately.
  • Teröristler ayrım gözetmeksizin saldırırken yapabileceğimiz en az şey budur.
  • We must be careful not to put everything under the same umbrella indiscriminately.
  • Her şeyi ayrım gözetmeksizin aynı şemsiye altına koymamaya dikkat etmeliyiz.
Show More (-1)
indiscriminately rastgele adv.
  • She buys shoes indiscriminately.
  • Rastgele ayakkabı alıyor.
  • She buys shoes indiscriminately.
  • O rastgele ayakkabı satın alıyor.
Show More (-1)