influx - English Turkish Sentences
English Turkish
influx akın n.
  • The country had an influx of refugees in the last three years.
  • Ülke son üç yılda mülteci akınına uğramıştır.
  • Such inefficiency and laxness only lead to a further influx of bogus asylum seekers.
  • Bu tür bir verimsizlik ve gevşeklik sadece sahte sığınmacıların daha fazla akın etmesine yol açar.
  • It suffered enormously from the influx of refugees during the Kosovo war.
  • Kosova savaşı sırasında mülteci akınından büyük zarar görmüştür.
Show More (1)