1 |
injury |
yara |
n. |
|
- The way the rich countries ignored this meeting added insult to injury.
- Zengin ülkelerin bu toplantıyı görmezden gelmeleri ise yaraya tuz biber ekmiştir.
- Tom died of his injuries.
- Tom yaralarından dolayı öldü.
- The doctor treated her injury.
- Doktor, onun yarasını tedavi etti.
- Everyone escaped injury.
- Herkes yara almadan kurtuldu.
- Tom died from his injuries.
- Tom yaraları yüzünden öldü.
- We all escaped without injury.
- Hepimiz yara almadan kaçtık.
- Tom's injuries aren't very serious.
- Tom'un yaraları çok ciddi değil.
- Tom received minor injuries.
- Tom ufak yaralar aldı.
- The long trip aggravated her injury.
- Uzun yolculuk yarasını ağırlaştırdı.
- Tom's injury seems to have healed.
- Tom'un yarası iyileşmiş gibi görünüyor.
- Tom died of his injuries.
- Tom aldığı yaralar yüzünden öldü.
- Tom's injuries aren't as serious as we first thought.
- Tom'un yaraları ilk düşündüğümüz kadar ciddi değil.
- I got hurt during an experiment, and the injury was pretty serious.
- Deney sırasında yaralandım ve yara oldukça ciddiydi.
- Tom's injuries are superficial.
- Tom'un yaraları yüzeysel.
- One person suffered life-threatening injuries.
- Bir kişi hayatı tehdit edici yaralara katlandı.
- Tom suffered only minor injuries.
- Tom sadece küçük yaralar aldı.
- Tom escaped with minor injuries.
- Tom hafif yaralarla kurtuldu.
- Tom's injuries aren't so serious.
- Tom'un yaraları o kadar ciddi değil.
- Do you have injuries?
- Yaraların var mı?
- Tom's injuries are considered minor.
- Tom'un yaraları hafif sayılır.
- His injuries are all external.
- Yaralarının hepsi dıştan.
- Four surgeons worked on Tom's injuries.
- Tom'un yaraları üzerinde dört cerrah çalıştı.
- Tom's injury seems to have healed.
- Tom'un yaraları iyileşmiş görünüyor.
- It took Rei 20 days to get over her injury.
- Yarasının iyileşmesi Rei'nin 20 gününü aldı.
- Tom escaped injury.
- Tom yara almadan kurtuldu.
- Tom's injury didn't appear serious.
- Tom'un yarası ciddi görünmüyordu.
- Tom's injuries weren't as severe as Mary's.
- Tom'un yaraları Mary'ninki kadar ağır değildi.
- Tom's injuries aren't considered life-threatening.
- Tom'un yaralarının hayati tehlikesi yok.
- Tom has non-life threatening injuries.
- Tom'un hayati tehlikesi olmayan yaraları var.
- He suffered terrible pain from his injuries.
- Yaraları yüzünden korkunç ağrı çekiyordu.
- Tom's injury isn't considered serious.
- Tom'un yarası ciddi sayılmaz.
- Tom's injury seems to have healed.
- Tom'un yarası iyileşmişe benziyor.
- Tom's injury isn't serious.
- Tom'un yarası ciddi değil.
- Four surgeons worked on Layla's injuries.
- Dört cerrah Layla'nın yaraları üzerinde çalıştı.
- Tom escaped with minor injuries.
- Tom hafif yaralarla atlattı.
- The patient's injuries aren't life-threatening.
- Hastanın yaraları hayatı tehdit etmiyor.
- We were surprised to see his injuries.
- Biz onun yaralarını gördüğümüze şaşırdık.
- My friend died from an injury.
- Arkadaşım bir yara yüzünden öldü.
- Tom received minor injuries.
- Tom küçük yaralar aldı.
- Tom's injuries are superficial.
- Tom'un yaraları yüzeyseldir.
- Tom received an injury to his head.
- Tom başından yara aldı.
- Tom's injuries aren't so serious.
- Tom'un yaraları o kadar da ciddi değildir.
- Tom's injuries aren't as bad as Mary's.
- Tom'un yaraları Mary'ninki kadar kötü değil.
- The dog can be saved from its injuries.
- Köpek yaralarından kurtarılabilir.
- Tom survived his injury.
- Tom yarasından kurtuldu.
- None of the passengers escaped injury.
- Yolculardan hiç biri yara almadan kurtuldu.
- Four surgeons worked on Layla's injuries.
- Dört cerrah Leyla'nın yaraları üzerinde çalıştı.
- The patient's injuries aren't life-threatening.
- Hastanın yaraları hayati tehlike arz etmiyor.
- He suffered terrible pain from his injuries.
- Yaralarından dolayı korkunç acılar çekti.
- Tom later died from his injury.
- Tom daha sonra yarası nedeniyle öldü.
- Tom had injuries consistent with a severe beating.
- Tom'un yaraları şiddetli bir dayakla uyumlu.
- Tom had no apparent injuries.
- Tom'un görünürde bir yarası yoktu.
- Sami suffered several severe injuries to his body.
- Sami vücudunda birkaç ciddi yara aldı.
- Dan survived with minor injuries.
- Dan ufak yaralarla kurtuldu.
- My injuries weren't as bad as Tom's.
- Yaralarım Tom'unki kadar kötü değildi.
- Four surgeons worked on Tom's injuries.
- Dört cerrah Tom'un yaralarında çalıştı.
- Tom's injuries were worse than we thought.
- Tom'un yaraları düşündüğümüzden daha kötüymüş.
- My injuries weren't as bad as Tom's.
- Benim yaralarım Tom'unki kadar kötü değildi.
- Tom's injuries aren't life-threatening.
- Tom'un yaraları hayati tehlike arz etmiyor.
- What caused these injuries?
- Bu yaralara ne neden oldu?
- We were surprised to see his injuries.
- Yaralarını görünce şaşırdık.
- I'm happy to hear that your injuries aren't serious.
- Yaralarının ciddi olmadığını duyduğuma mutluyum.
- What caused these injuries?
- Bu yaralara ne sebep oldu?
- My injuries were less serious than Tom's.
- Benim yaralarım Tom'unkilerden daha az ciddiydi.
- The injury caused the athlete great pain.
- Yara atletin büyük acı çekmesine sebep oldu.
- Tom's injuries aren't serious.
- Tom'un yaraları ciddi değil.
- Tom was hospitalized with life-threatening injuries.
- Tom hayati tehlikesi olan yaralarla hastaneye kaldırıldı.
- I'm happy to hear that your injuries aren't serious.
- Yaralarınızın ciddi olmadığını duyduğuma sevindim.
- Tom's injuries were worse than we thought.
- Tom'un yaraları düşündüğümüzden daha kötü idi.
- Your injury will get worse unless you see a doctor.
- Bir doktora görünmezsen yaran daha da kötüleşecek.
- The long trip aggravated her injury.
- Uzun yolculuk onun yarasını ağırlaştırmış.
- Dan survived with minor injuries.
- Dan hafif yaralarla kurtuldu.
Show More (69)
|
2 |
injury |
yaralanma |
n. |
|
- He suffered a severe injury in a car accident.
- Araba kazasında ağır bir yaralanma geçirdi.
- There is a quite clear connection between strong vibrations and injury.
- Güçlü titreşimler ile yaralanma arasında oldukça açık bir bağlantı vardır.
- Our sympathy and condolences go out to all those who suffered bereavement and horrendous injury in Bali.
- Bali'de hayatını kaybeden ve korkunç şekilde yaralanan herkese başsağlığı ve sabır diliyoruz.
- A while ago, I received a serious meniscus injury.
- Bir süre önce ciddi bir menisküs yaralanması geçirdim.
- There is a quite clear connection between strong vibrations and injury.
- Güçlü titreşimler ile yaralanmalar arasında oldukça açık bir bağlantı vardır.
- Young children can become entangled and could cause injury or death.
- Küçük çocuklar dolanabilir ve yaralanma veya ölüme neden olabilir.
- Young children can become entangled and could cause injury or death.
- Küçük çocuklar ona dolanabilir ve bu durum yaralanmaya veya ölüme neden olabilir.
- Experiencing an injury at a younger age can make your cartilage break down much faster.
- Daha genç yaşta bir yaralanma yaşamak, kıkırdağınızın çok daha hızlı parçalanmasına neden olabilir.
- Cranium is the hard bone of head that protects your brain from injury.
- Kafatası, beyninizi yaralanmalardan koruyan sert kemiktir.
- Cranium is the hard bone of head that protects your brain from injury.
- Kafatası beyninizi yaralanmaya karşı koruyan sert kemiktir.
- He was weakened by illness and injury.
- Hastalık ve yaralanma yüzünden zayıf düşmüştü.
- Space dust may not sound very dangerous, but when even a tiny object is moving many times faster than a bullet, it can cause injury.
- Uzay tozu çok tehlikeli gelmeyebilir ama minik bir nesne bile bir mermiden bir kaç kez daha hızlı hareket ettiğinde yaralanmaya neden olabilir.
- To avoid injury or discomfort, be sure that the vagina is lubricated before intercourse.
- Yaralanma veya rahatsızlığı önlemek için, cinsel ilişkiden önce vajinanın kayganlaştığından emin olun.
- Move carefully to avoid injury.
- Yaralanmayı önlemek için dikkatli hareket edin.
- Have you ever had a head injury?
- Hiç başınızdan yaralanmış mıydınız?
- Sami had an injury to his head.
- Sami kafasından yaralanmıştı.
- I was aching from the injury.
- Yaralanma yüzünden ağrım vardı.
- Tom received an injury to his head.
- Tom başından yaralandı.
- It's not an uncommon injury.
- Bu nadir bir yaralanma değil.
- How bad was Tom's knee injury?
- Tom'un diz yaralanması ne kadar kötüydü?
- He received a large sum of money in compensation for his injury.
- Yaralandığı için tazminat olarak büyük miktarda para aldı.
- Tom escaped injury.
- Tom yaralanmaktan kurtuldu.
- The injury was more serious than they had supposed.
- Yaralanma tahmin ettiklerinden daha ciddiydi.
- Tom survived his injury.
- Tom yaralanmasından sağ kurtuldu.
- My friend died from an injury.
- Arkadaşım bir yaralanma sonucu öldü.
- Tom is recovering from a knee injury.
- Tom'un diz yaralanması iyileşiyor.
- Everyone escaped injury.
- Herkes yaralanmadan kaçtı.
- We all escaped without injury.
- Hepimiz yaralanmadan kaçtık.
- It's not an uncommon injury.
- O nadir bir yaralanma değil.
- Tom later died from his injury.
- Tom daha sonra yaralanması yüzünden öldü.
- His injury left him paralyzed.
- Yaralanması onu felç bıraktı.
- Space dust may not sound very dangerous, but when even a tiny object is moving many times faster than a bullet, it can cause injury.
- Uzay tozu kulağa çok tehlikeli gelmeyebilir, ancak küçük bir nesne bile bir mermiden kat kat hızlı hareket ettiğinde yaralanmalara neden olabilir.
- Move carefully to avoid injury.
- Yaralanmamak için dikkatli hareket edin.
- None of the passengers escaped injury.
- Yolculardan hiçbiri yaralanmadan kurtulamadı.
Show More (31)
|
3 |
injury |
sakatlık |
n. |
|
- Of course injuries can effect an entire season.
- Tabii ki sakatlıklar bütün bir sezonu etkileyebilir.
- Of course injuries can effect an entire season.
- Tabii ki sakatlık tüm sezonu etkileyebilir.
- Of course injuries can effect an entire season.
- Tabii ki sakatlıklar tüm sezonu etkileyebilir.
- Injuries will happen.
- Sakatlıklar olur.
- Injuries are another problem.
- Sakatlıklar başka bir sorun.
- We've had a number of injuries.
- Bir dizi sakatlık yaşadık.
- He walks with an awkward gait because of an injury.
- Bir sakatlık yüzünden garip bir yürüyüşle yürüyordu.
- The therapist is treating the patient for a back injury.
- Terapist hastayı sırtındaki bir sakatlık için tedavi ediyor.
- What's the worst injury you've ever had?
- Geçirdiğin en kötü sakatlık neydi?
- The injury caused the athlete great pain.
- Sakatlık sporcuya büyük acı verdi.
- My brother may have to be operated on for the knee injury.
- Kardeşimin dizindeki sakatlık için ameliyat olması gerekebilir.
- Tom's injury seems to have healed.
- Tom'un sakatlığı geçmiş görünüyor.
- Tom has a back injury.
- Tom'un sırtında bir sakatlık var.
- I was aching from the injury.
- Sakatlıktan dolayı ağrım vardı.
- His injury incapacitated him for work.
- Sakatlığı onu iş göremez hale getirdi.
- Tom is recovering from a knee injury.
- Tom dizindeki sakatlığı atlatmaya çalışıyor.
- How bad was Tom's knee injury?
- Tom'un dizindeki sakatlık ne kadar kötüydü?
- Tom will miss the Olympics due to his injury.
- Tom sakatlığı nedeniyle olimpiyatları kaçıracak.
- Tom's injury isn't serious.
- Tom'un sakatlığı ciddi değil.
- It took Rei 20 days to get over her injury.
- Rei'nin sakatlığını atlatması 20 gün sürdü.
- The injury was more serious than they had supposed.
- Sakatlık tahmin ettiklerinden daha ciddiydi.
Show More (18)
|
4 |
injury |
zarar |
n. |
|
- In the end I hope no injury was done to any particular interests.
- Nihayetinde herhangi bir çıkar grubunun zarar görmediğini umuyorum.
- It is ludicrous to suggest that it is not causing injury.
- Bunun zarara yol açmadığını öne sürmek gülünçtür.
- In the end I hope no injury was done to any particular interests.
- Nihayetinde, herhangi bir çıkar grubunun zarar görmediğini umuyorum.
Show More (0)
|
5 |
injury |
sakatlanma |
n. |
|
- I stretch before exercising to prevent injury.
- Sakatlanmayı önlemek için egzersizden önce esneme hareketleri yapıyorum.
- Sami had no injuries to his legs.
- Sami'nin bacaklarında sakatlanma yoktu.
Show More (-1)
|
6 |
injury |
hasar |
n. |
|
- People with agraphia can't write due to a brain injury.
- Agrafili insanlar bir beyin hasarı nedeniyle yazı yazamazlar.
- People with agraphia can't write due to a brain injury.
- Agrafisi olan insanlar beyin hasarı nedeniyle yazamazlar.
Show More (-1)
|
7 |
injury |
zedelenme |
n. |
|
- The false accusations caused injury to her reputation.
- Hakkındaki asılsız suçlamalar, itibarının zedelenmesine neden oldu.
Show More (-2)
|