|
- All knew what was going to happen instinctively.
- Herkes, neler olacağını içgüdüsel olarak biliyordu.
- The answer is not necessarily as clear and straightforward as we might instinctively imagine.
- Cevap, içgüdüsel olarak düşündüğümüz kadar açık ve net olmayabilir.
- Almost instinctively, in times of crisis, we hugged one another.
- Kriz zamanlarında neredeyse içgüdüsel olarak birbirimizi kucaklarız.
- I trust your ability to know what to do instinctively.
- İçgüdüsel olarak ne yapacağını bilme yeteneğine güveniyorum.
- Tom reacted instinctively.
- Tom içgüdüsel olarak tepki gösterdi.
- I reacted instinctively.
- İçgüdüsel olarak tepki verdim.
- Fadil instinctively did it.
- Fadıl içgüdüsel olarak bunu yaptı.
- Tom reacted instinctively.
- Tom içgüdüsel olarak tepki verdi.
- Tom instinctively backed away.
- Tom içgüdüsel olarak geri çekildi.
- Birds learn to fly instinctively.
- Kuşlar içgüdüsel olarak uçmayı öğrenirler.
- Birds learn to fly instinctively.
- Kuşlar uçmayı içgüdüsel olarak öğrenirler.
- Fadil instinctively did it.
- Fadıl onu içgüdüsel olarak yaptı.
- I'm instinctively bad with children and infants.
- Çocuklara ve bebeklere karşı içgüdüsel olarak kötüyüm.
Show More (10)
|