intimacy - English Turkish Sentences
English Turkish
intimacy samimiyet n.
  • He's afraid of intimacy.
  • Samimiyetten korkuyor.
  • Tom is afraid of intimacy.
  • Tom samimiyetten korkar.
  • Tom is afraid of intimacy.
  • Tom samimiyetten korkuyor.
Show More (1)
intimacy yakınlık (ilişki) n.
  • You're a workaholic at such an advanced stage that your intimacy skills have withered away to almost nothing.
  • O kadar ağır düzeyde işkoliksiniz ki, yakınlık kurma becerileriniz neredeyse sıfıra indi.
  • You're a workaholic at such an advanced stage that your intimacy skills have withered away to almost nothing.
  • O kadar ağır işkoliksiniz ki yakınlık becerileriniz neredeyse sıfıra inmiş.
Show More (-1)
intimacy mahremiyet n.
  • The waiter disrupted the intimacy of our conversation.
  • Garson sohbetimizin mahremiyetini bölüyordu.
Show More (-2)
intimacy cinsel ilişki n.
  • Was there intimacy between the victim and the suspect?
  • Kurban ve şüpheli arasında cinsel ilişki var mıydı?
Show More (-2)
intimacy ilişki n.
  • She noticed a close intimacy between the two.
  • İkisi arasında yakın bir ilişki olduğunu fark etmişti.
Show More (-2)