minimise - English Turkish Sentences
English Turkish
minimise en aza indirmek v.
  • Thirdly, everything must be done to minimise the number of animal experiments.
  • Üçüncü olarak, hayvan deneylerinin sayısını en aza indirmek için her şey yapılmalıdır.
  • This also helps to minimise the risk of infection.
  • Bu aynı zamanda enfeksiyon riskini de en aza indirmeye yardımcı olur.
  • It is essential to adjust to such changes so as to minimise their negative aspects.
  • Olumsuz yönlerini en aza indirmek için bu tür değişikliklere uyum sağlamak çok önemlidir.
Show More (6)
minimise en aza indirgemek v.
  • It is essential to adjust to such changes so as to minimise their negative aspects.
  • Bu tür değişikliklere, olumsuz yönlerini en aza indirecek şekilde uyum sağlamak esastır.
  • We need a package of measures which first of all work and secondly minimise the pain to the sector.
  • Öncelikle işe yarayacak, ikinci olarak da sektörün çektiği acıyı en aza indirecek bir önlemler paketine ihtiyacımız var.
  • We must implement alternative working methods that minimise exposure to noise.
  • Gürültüye maruz kalmayı en aza indirecek alternatif çalışma yöntemlerini hayata geçirmeliyiz.
Show More (2)
minimise küçümsemek v.
  • We should not minimise the ongoing debate in the United States on those key issues or leave them isolated.
  • Bu kilit konularda ABD'de devam eden tartışmaları küçümsememeli veya izole bırakmamalıyız.
Show More (-2)