1 |
modality |
modalite |
n. |
|
- These modalities will figure prominently between now and the end of March.
- Bu modaliteler şu andan Mart sonuna kadar önemli bir rol oynayacaktır.
- On 23 July it reached a consensus political agreement on modalities to implement the Kyoto Protocol.
- 23 Temmuz'da Kyoto Protokolü'nün uygulanmasına yönelik modaliteler üzerinde uzlaşmaya varmıştır.
Show More (-1)
|
2 |
modality |
yaklaşım |
n. |
|
- The musician rebelled against traditional modalities in music.
- Müzisyen geleneksel müzik yaklaşımlarına karşı çıktı.
Show More (-2)
|
3 |
modality |
yöntem |
n. |
|
- Some other modalities of cooperation may also be discussed, and I am open to any suggestions from Parliament.
- Diğer bazı iş birliği yöntemleri de tartışılabilir ve Parlamentodan gelecek her türlü öneriye açığım.
Show More (-2)
|