|
- From my childhood, I remember the Mau Mau uprising, which was described as a terrorist insurrection.
- Çocukluğumdan beri terörist bir ayaklanma olarak tanımlanan Mau Mau İsyanı'nı hatırlıyorum.
- This park reminds me of my childhood.
- Bu park bana çocukluğumu hatırlatıyor.
- I have conflicting feelings about my childhood.
- Çocukluğumla ilgili çelişkili duygularım var.
- That song always reminds me of my childhood.
- O şarkı bana hep çocukluğumu hatırlatıyor.
- I've married and I realize, that my childhood ends now.
- Evlendim ve çocukluğumun artık bittiğini fark ettim.
- I never cross this bridge without being reminded of my childhood.
- Bu köprüden geçerken çocukluğumu hatırlamadan edemiyorum.
- This photograph reminds me of my childhood.
- Bu fotoğraf bana çocukluğumu hatırlatıyor.
- Oh, my childhood was nice!
- Ah, çocukluğum güzeldi!
- This song brings me back to my childhood.
- Bu şarkı beni çocukluğuma götürüyor.
- In my childhood I had a dog that loved to eat watermelon, mandarins and loquats.
- Çocukluğumda karpuz, mandalina ve yenidünya yemeye bayılan bir köpeğim vardı.
- I remember my childhood clearly.
- Çocukluğumu çok iyi hatırlıyorum.
- I spent my childhood in Pakistan.
- Çocukluğum Pakistan'da geçti.
- When I heard that song, it reminded me of my childhood.
- O şarkıyı duyduğumda, o bana çocukluğumu hatırlattı.
- When I heard that song, it reminded me of my childhood.
- Bu şarkıyı duyduğumda, bana çocukluğumu hatırlattı.
- It reminds me of my childhood.
- O bana çocukluğumu hatırlatıyor.
- During my childhood, I used to come here frequently, look around and think.
- Düşünmek ve etrafa bakınmak için çocukluğum sırasında buraya sıklıkla gelirdim.
- There is a secret passageway in my mind leading to my childhood.
- Zihnimde çocukluğuma giden gizli bir geçit var.
- I remember my childhood clearly.
- Çocukluğumu çok net hatırlıyorum.
- I remember my childhood with pleasure.
- Çocukluğumu zevkle hatırlıyorum.
- In my childhood, I used to come here, look around and think.
- Çocukluğumda buraya gelir, etrafa bakar ve düşünürdüm.
- I have a clear memory of my childhood.
- Çocukluğumu net hatırlıyorum.
- Her story took me back to my childhood.
- Onun hikayesi beni çocukluğuma geri götürdü.
- This song reminds me of my childhood.
- Bu şarkı bana çocukluğumu hatırlatıyor.
- My children's safety comes first.
- Çocuklarımın güvenliği önce gelir.
- This was my childhood bedroom.
- Burası çocukluğumun yatak odasıydı.
- This song brings me back to my childhood.
- Bu şarkı beni çocukluğuma geri götürüyor.
- That photo was taken in my childhood.
- O fotoğraf benim çocukluğumda çekildi.
- After my childhood, I was never sick again.
- Çocukluğumdan sonra bir daha hiç hasta olmadım.
- This picture reminds me of my childhood.
- Bu resim bana çocukluğumu hatırlatıyor.
- In my childhood I had a dog that loved to eat watermelon, mandarins and loquats.
- Çocukluğumda karpuz, mandalina ve yenidünya meyvelerini yemeyi seven bir köpeğim vardı.
- In my childhood, I believed in Santa Claus.
- Çocukluğumda Noel Baba'ya inandım.
- I wish I'd get back to my childhood again.
- Keşke tekrar çocukluğuma geri dönsem.
- During my childhood, I often came here to observe the surroundings and meditate.
- Çocukluğum boyunca sık sık çevremizi gözlemlemek ve meditasyon yapmak için buraya geldim.
- The song always reminds of my childhood.
- Şarkı her zaman çocukluğumu hatırlatır.
- In my childhood, I believed in Santa Claus.
- Çocukluğumda Noel Baba'ya inanırdım.
- This is the village where I spent my childhood.
- Burası çocukluğumun geçtiği köy.
- I wish my childhood had been better.
- Keşke çocukluğum daha iyi olsaydı.
- I spent my childhood in Ankara.
- Çocukluğum Ankara'da geçti.
- Whenever I hear that song, I think of my childhood.
- Ne zaman bu şarkıyı duysam, çocukluğumu düşünürüm.
- This was my childhood bedroom.
- Burası benim çocukluk odamdı.
- This is the village where I spent my childhood.
- Bu, çocukluğumu geçirdiğim köydür.
- I have conflicting feelings about my childhood.
- Benim çocukluğum hakkında çelişkili duygularım var.
- The song always reminds of my childhood.
- Bu şarkı bana hep çocukluğumu hatırlatıyor.
- Every time I hear that song, I think of my childhood.
- Bu şarkıyı her duyduğumda çocukluğum aklıma geliyor.
- I recall my childhood with pleasure.
- Ben çocukluğumu zevkle hatırlıyorum.
- Hyacinths and fresh-cut grass remind me of my childhood.
- Sümbüller ve taze kesilmiş çimler bana çocukluğumu hatırlatıyor.
- The song always reminds me of my childhood.
- Bu şarkı bana her zaman çocukluğumu hatırlatır.
- I cannot see this picture without remembering my childhood.
- Bu resmi gördüğümde çocukluğumu hatırlamadan edemiyorum.
- I think fondly of my childhood.
- Çocukluğumu sevgiyle hatırlıyorum.
- During my childhood, I often came here to observe the surroundings and meditate.
- Çocukluğumda, çevreyi gözlemlemek ve meditasyon yapmak için sık sık buraya gelirdim.
- The photo brought back many happy memories of my childhood.
- Fotoğraf, çocukluğumun birçok mutlu anısını geri getirdi.
- Whenever I hear that song, I think of my childhood.
- O şarkıyı ne zaman duysam çocukluğumu düşünürüm.
- I always got up early in my childhood.
- Çocukluğumda hep erken kalkardım.
- It reminds me of my childhood.
- Bana çocukluğumu hatırlatıyor.
- I spent my childhood in Ankara.
- Benim çocukluğum Ankara'da geçti.
- I remember my childhood well.
- Çocukluğumu çok iyi hatırlıyorum.
- That photo was taken in my childhood.
- Bu fotoğraf benim çocukluğumda çekilmişti.
- I preferred baseball to football in my childhood.
- Çocukluğumda beyzbolu futbola tercih ederdim.
- I never cross this bridge without being reminded of my childhood.
- Çocukluğum aklıma gelmeden bu köprüden asla geçemem.
- During my childhood, I used to come here frequently, look around and think.
- Çocukluğumda buraya sık sık gelir, etrafa bakar ve düşünürdüm.
- I recall my childhood with pleasure.
- Çocukluğumu zevkle hatırlıyorum.
- I wish I'd get back to my childhood again.
- Keşke tekrar çocukluğuma dönebilsem.
- I wish my childhood had been better.
- Keşke çocukluğum daha iyi geçseydi.
- I'm basing my story on my childhood.
- Hikayemi çocukluğuma dayandırıyorum.
- The song always reminds me of my childhood.
- Bu şarkı bana hep çocukluğumu hatırlatıyor.
- The music carried me back to my childhood.
- Müzik beni çocukluğuma geri götürdü.
- This song always reminds me of my childhood.
- Bu şarkı bana hep çocukluğumu hatırlatır.
- Her story took me back to my childhood.
- Hikayesi beni çocukluğuma götürdü.
- The photo brought back many happy memories of my childhood.
- Bu fotoğraf, çocukluğumun birçok mutlu anısını hatırlattı.
- This song always reminds me of my childhood.
- Bu şarkı bana her zaman çocukluğumu hatırlatıyor.
- In my childhood, I used to come here, look around and think.
- Çocukluğumda buraya gelip etrafa bakınıp düşünürdüm.
- My children's safety comes first.
- Çocuklarımın güvenliği her şeyden önce gelir.
- That song reminds me of my childhood.
- O şarkı bana çocukluğumu hatırlatıyor.
- I always got up early in my childhood.
- Çocukluğumda her zaman erken kalkardım.
- These are the most painful memories I have of my childhood.
- Bunlar çocukluğumdan kalan en acı hatıralarım.
Show More (72)
|
