1 |
neglected |
ihmal edilen |
adj. |
|
- Tom said he felt neglected.
- Tom kendini ihmal edilmiş hissettiğini söyledi.
- Tom said he felt neglected.
- Tom ihmal edilmiş hissettiğini söyledi.
- I felt neglected.
- İhmal edilmiş hissettim.
- I felt neglected.
- Kendimi ihmal edilmiş hissettim.
- The new park turned into one of the most neglected places in the city.
- Yeni park, kentin en çok ihmal edilen yerlerinden birine dönüştü.
- The place was shamefully neglected.
- Burası utanç verici bir şekilde ihmal edilmiş.
- Tom felt neglected.
- Tom ihmal edilmiş hissetti.
- Fadil felt neglected and abandoned.
- Fadıl kendini ihmal edilmiş ve terk edilmiş hissetti.
- The neglected room remained unoccupied.
- İhmal edilen oda boş kaldı.
- The neglected room remained unoccupied.
- İhmal edilmiş oda boş kaldı.
Show More (7)
|
2 |
neglected |
bakımsız |
adj. |
|
- The new park turned into one of the most neglected places in the city.
- Yeni park şehrin en bakımsız yerlerinden birine dönüştü.
- That old house has been neglected for years.
- O eski ev yıllardır bakımsız.
- The place was shamefully neglected.
- Yer utanç verici bir biçimde bakımsızdı.
Show More (0)
|
3 |
neglected |
göz ardı edilmiş |
adj. |
|
- Tom felt neglected.
- Tom göz ardı edildiğini hissetti.
Show More (-2)
|