|
- We do not like that idea, and therefore I do not agree with this draft text.
- Bu fikirden hoşlanmıyoruz ve bu nedenle bu taslak metne katılmıyorum.
- It reads 'I do not agree with the Anti-Slavery Conference in Durban.
- "Durban'daki Kölelik Karşıtı Konferansa katılmıyorum" diye yazıyor.
- Regretfully, we do not agree with a number of amendments referring to comitology provisions.
- Ne yazık ki, komitoloji hükümlerine atıfta bulunan bir dizi değişikliğe katılmıyoruz.
- My own group does not agree with this and has therefore tabled an amendment.
- Kendi grubum buna katılmıyor ve bu nedenle bir değişiklik önergesi sundu.
- I do not agree with this viewpoint or with this dismissive gesture.
- Bu bakış açısına ya da bu küçümseyici jeste ben katılmıyorum.
- We do not agree with any of these points.
- Bu hususların hiçbirine katılmıyoruz.
- The Council has announced that it does not agree with the Commission's proposals regarding additional human resources.
- Konsey, Komisyonun ilave insan kaynaklarına ilişkin önerilerine katılmadığını açıkladı.
- I do not agree with such points of view.
- Bu tür bakış açılarına katılmıyorum.
- I do not agree with those who say that the common fisheries policy is responsible for the present state of stocks.
- Rezervlerin bugünkü durumundan ortak balıkçılık politikasının sorumlu olduğunu söyleyenlere katılmıyorum.
- Regretfully, we do not agree with a number of amendments referring to comitology provisions.
- Ne yazık ki komitoloji hükümlerine atıfta bulunan bir dizi değişikliğe katılmıyoruz.
- How can we not agree with this excellent, wise proposal?
- Bu mükemmel ve akıllıca öneriye nasıl katılmayabiliriz?
- So I refer to the things I do not agree with.
- Ben de katılmadığım hususlara atıfta bulunuyorum.
- I could not agree with you more.
- Size daha fazla katılamazdım.
- The Presidency did not agree with these views.
- Cumhurbaşkanlığı bu görüşlere katılmamıştır.
- With the same frankness, we can say to our friends that we do not agree with the activities they are engaged in.
- Aynı açık sözlülükle dostlarımıza, yürüttükleri faaliyetlere katılmadığımızı söyleyebiliriz.
- Consequently, we do not agree with Amendment No 38 but we do agree with Amendment No 130.
- Sonuç olarak, 38 No.lu Değişikliğe katılmıyoruz ancak 130 No.lu Değişikliğe katılıyoruz.
- I do not agree with those who say that the common fisheries policy is responsible for the present state of stocks.
- Rezervlerin mevcut durumundan ortak balıkçılık politikasının sorumlu olduğunu söyleyenlere katılmıyorum.
- The Presidency did not agree with these views.
- Başkanlık bu görüşlere katılmamıştır.
- Also, I do not agree with some amendments, such as the one which deals with competition.
- Ayrıca, rekabetle ilgili olan gibi bazı değişikliklere de katılmıyorum.
- I do not agree with this ill-considered approach.
- Bu kötü düşünülmüş yaklaşıma katılmıyorum.
- I do not agree with the paragraphs in relation to Parliament.
- Parlamento ile ilgili paragraflara katılmıyorum.
- I do not agree with this viewpoint or with this dismissive gesture.
- Bu bakış açısına ya da bu küçümseyici harekete katılmıyorum.
- I do not agree with those who believe the boundaries of Europe should be narrow and exclusively Christian.
- Avrupa'nın sınırlarının dar ve sadece Hristiyan olması gerektiğine inananlara katılmıyorum.
- Despite this, we do not agree with the Italian Government's politics on every score.
- Buna rağmen, İtalyan Hükümeti'nin politikalarına her konuda katılmıyoruz.
- We can not agree with you on this point.
- Bu konuda size katılamayız.
- I may not agree with what you say.
- Söylediklerinize katılmayabilirim.
- I may not agree with what you say, but I'll listen.
- Söylediklerinize katılmayabilirim ama dinleyeceğim.
- They did not agree with all of Oglethorpe's ideas.
- Oglethorpe'un tüm fikirlerine katılmıyorlardı.
- I may not agree with what you say, but I'll listen.
- Söylediklerine katılmayabilirim ama dinleyeceğim.
- They did not agree with all of Oglethorpe's ideas.
- Oglethorpe'un fikirlerinin hepsine katılmıyorlardı.
- Clay did not agree with all of Adams's policies.
- Clay, Adams'ın tüm politikalarına katılmıyordu.
Show More (28)
|
