|
- As far as I know, it is nearly October and the Commission has shown no intention of launching these initiatives.
- Bildiğim kadarıyla neredeyse Ekim ayındayız ve Komisyon bu girişimleri başlatma niyeti göstermedi.
- The October local elections will also be able to provide an important indication of the situation in the region.
- Ekim ayında yapılacak yerel seçimler bölgedeki durum hakkında da önemli bir gösterge olacaktır.
- The Commission has been analysing these reports and expects to adopt a draft joint inclusion report on 10 October.
- Komisyon bu raporları incelemektedir ve 10 Ekim tarihinde taslak bir ortak katılım raporu kabul etmeyi beklemektedir.
- The Minutes of Thursday 25 October have been distributed.
- 25 Ekim Perşembe gününe ait tutanaklar dağıtılmıştır.
- We do not have to stick to October, but we have to do it by October.
- Ekim ayına bağlı kalmak zorunda değiliz, ancak bunu Ekim ayına kadar yapmak zorundayız.
- It will take place in Madrid on 23-24 October 2003, and Spain has joined the group as host.
- 23-24 Ekim 2003 tarihlerinde Madrid'de gerçekleştirilecek olan toplantıya İspanya ev sahibi olarak katılmıştır.
- The Brussels Summit on 24 and 25 October set the financial framework up to 2013.
- 24-25 Ekim tarihlerinde Brüksel'de düzenlenen Zirve'de 2013 yılına kadar olan mali çerçeve belirlendi.
- Last October, the Council of Ministers passed a resolution on this issue.
- Geçtiğimiz Ekim ayında Bakanlar Kurulu bu konuda bir karar almıştır.
- On 10 October, Bassora airport was bombed three times.
- 10 Ekim'de Bassora havaalanı üç kez bombalandı.
- The issue was also more recently discussed at the EU-Israel Association Council meeting of 21 October 2002.
- Bu konu yakın zamanda 21 Ekim 2002 tarihli AB-İsrail Ortaklık Konseyi toplantısında da tartışılmıştır.
- The window of opportunity will be open until the end of October.
- Fırsat penceresi Ekim ayının sonuna kadar açık olacak.
- Parliament's position on this matter of October last year was very much appreciated.
- Parlamento'nun geçen yıl Ekim ayında bu konuda ortaya koyduğu tutum çok takdire şayandı.
- I do not see this October part-session as the date by which we have to have the answer.
- Ekim ayındaki bu oturumu, cevabı almamız gereken tarih olarak görmüyorum.
- I declare resumed the session of the European Parliament adjourned on Thursday, 24 October 2002.
- Avrupa Parlamentosu'nun 24 Ekim 2002 Perşembe günü ara verilen oturumuna kaldığımız yerden devam ettiğimizi bildiririm.
- You gave permission to send a parliamentary mission on 9 December on the basis of a resolution adopted on 10 October.
- Siz 10 Ekim'de kabul edilen bir karara dayanarak 9 Aralık'ta bir parlamenter heyet gönderilmesine izin verdiniz.
- The Member States should have implemented it in national law by October.
- Üye Devletler bunu Ekim ayına kadar ulusal hukuklarında uygulamaya koymuş olmalıdır.
- France has stated that a decree on this matter will be approved before 31 October 2001.
- Fransa, bu konudaki bir kararnamenin 31 Ekim 2001 tarihinden önce onaylanacağını belirtmiştir.
- The discussions that will take place on 4 October will be the next phase of these important negotiations.
- Bu önemli müzakerelerin bir sonraki aşaması 4 Ekim'de yapılacak görüşmeler olacaktır.
- I too expect that the Commission will state its position on this issue by 9 October.
- Ben de Komisyon'un bu konudaki tutumunu 9 Ekim'e kadar açıklamasını bekliyorum.
- Postponing discharge until October would not change anything.
- Tahliyenin Ekim ayına ertelenmesi hiçbir şeyi değiştirmeyecektir.
- On 10 September and 8/9 October, these examinations took place in public session.
- 10 Eylül ve 8/9 Ekim tarihlerinde bu incelemeler halka açık oturumlarda gerçekleştirilmiştir.
- The Member States should have implemented it in national law by October.
- Üye Devletler bunu Ekim ayına kadar ulusal yasalarında uygulamaya koymalıdır.
- Even more recently, during the October part-session, when we mobilised the Solidarity Fund, this point was reiterated.
- Daha da yakın bir zamanda, Dayanışma Fonu'nu harekete geçirdiğimiz Ekim ayındaki oturumda bu husus tekrar vurgulandı.
- It is the end of October and it actually ought to be available.
- Ekim ayının sonundayız ve aslında mevcut olması gerekiyor.
- Secondly, I would ask the Commission whether it is in fact willing to do anything before 10 October.
- İkinci olarak Komisyona 10 Ekim'den önce herhangi bir şey yapmaya gerçekten istekli olup olmadığını sormak istiyorum.
- This month, on 8 October, Lithuania will be holding parliamentary elections.
- Bu ay, 8 Ekim'de Litvanya'da parlamento seçimleri yapılacak.
- We look forward to 17 October with great interest and wish the Danish Presidency and ourselves all the best for it.
- 17 Ekim'i büyük bir ilgiyle bekliyor ve Danimarka Başkanlığına ve kendimize en iyi dileklerimizi sunuyoruz.
- This means that we cannot wait for the Fiori report, which will not be discussed until the October II part-session.
- Bu da Ekim ayındaki II. kısmi oturuma kadar görüşülemeyecek olan Fiori raporunu bekleyemeyeceğimiz anlamına gelmektedir.
- The defining moment will be on 8 October when the next General Affairs Council is due to take place.
- Belirleyici an, bir sonraki Genel İşler Konseyi'nin yapılacağı 8 Ekim'de yaşanacak.
- On 30 October, the Commission issued a communication about the follow-up needed to this Year.
- 30 Ekim'de Komisyon, bu Yılın takibine ilişkin bir tebliğ yayınlamıştır.
- The Council again had a full debate on these areas at its October meeting.
- Konsey, Ekim ayındaki toplantısında bu konular üzerinde tekrar kapsamlı bir tartışma yapmıştır.
- The October local elections will also be able to provide an important indication of the situation in the region.
- Ekim ayında yapılacak yerel seçimler de bölgedeki duruma ilişkin önemli bir gösterge teşkil edebilecektir.
- Of course we welcome the signing on 15 October of the peace agreement between the government in Sudan and the SPLA.
- Elbette 15 Ekim'de Sudan hükümeti ile SPLA arasında imzalanan barış anlaşmasını memnuniyetle karşılıyoruz.
- The Commission will then state on 16 October whether or not this judgment still applies.
- Komisyon daha sonra 16 Ekim'de bu kararın hala geçerli olup olmadığını açıklayacaktır.
- Up until 18 October, EUR 105 million remained uncommitted.
- 18 Ekim'e kadar 105 milyon Avro taahhüt edilmemiş olarak kalmıştır.
- The General Affairs Council of 8 October has underlined the importance of a new trade round.
- 8 Ekim tarihli Genel İşler Konseyi, yeni bir ticaret turunun öneminin altını çizdi.
- On 3 October last year I made a declaration here in Parliament on the Toulouse accident.
- Geçen yıl 3 Ekim'de Toulouse kazasıyla ilgili olarak Parlamento'da bir açıklama yaptım.
- The amendments proposed reflect the announcement by Eurostat on 15 October.
- Önerilen değişiklikler Eurostat tarafından 15 Ekim'de yapılan duyuruyu yansıtmaktadır.
- These issues were examined at the IGC meetings which took place in the first half of October.
- Bu konular Ekim ayının ilk yarısında gerçekleşen IGC toplantılarında incelenmiştir.
- The result of the election of 10 October meant that a coalition government is to be formed.
- Ancak 10 Ekim'de yapılan seçimlerin sonucu bir koalisyon hükümetinin kurulacağı anlamına gelmektedir.
- The Minutes of the sitting of Friday 27 October have been distributed.
- Toplantının 27 Ekim Cuma günkü oturumuna ilişkin tutanaklar dağıtılmıştır.
- We are due to debate it on 9 October, when it will already be history.
- Bu konuyu 9 Ekim'de tartışacağız, o zaman zaten tarih olmuş olacak.
- Above all, I wish to urge the Council to ensure that it makes a decision on 17 October.
- Her şeyden önce, Konsey'i 17 Ekim'de bir karar vermesini sağlamaya çağırmak istiyorum.
- We are due to debate it on 9 October, when it will already be history.
- Bunu 9 Ekim'de tartışacağız, o zaman zaten tarih olmuş olacak.
- The election on 10 October this year was monitored by election observers, especially from the EU.
- Bu yıl 10 Ekim'de yapılan seçimler, özellikle AB'den gelen seçim gözlemcileri tarafından izlendi.
- Now, these proposals refer to October, all six months later.
- Şimdi bu teklifler Ekim ayına, altı ay sonrasına aittir.
- On 3 October last year I made a declaration here in Parliament on the Toulouse accident.
- Geçen yıl 3 Ekim'de Toulouse kazasıyla ilgili olarak Parlamento'da bir açıklama yapmıştım.
- We look forward to 17 October with great interest and wish the Danish Presidency and ourselves all the best for it.
- 17 Ekim'i büyük bir ilgiyle bekliyor ve Danimarka Dönem Başkanlığına ve kendimize başarılar diliyoruz.
- At the beginning of October my delegation visited Murmansk.
- Ekim ayının başında heyetim Murmansk'ı ziyaret etti.
- We are prepared to transfer the advances as early as 16 October, the first day on which the money is available.
- Avansları, paranın kullanılabilir olduğu ilk gün olan 16 Ekim gibi erken bir tarihte transfer etmeye hazırız.
- The election on 10 October this year was monitored by election observers, especially from the EU.
- Bu yıl 10 Ekim'de yapılan seçim, özellikle AB'den gelen seçim gözlemcileri tarafından izlendi.
- The Member States are called on to comply with this directive by 5 October 2005.
- Üye Devletlerden 5 Ekim 2005 tarihine kadar bu direktife uymaları istenmektedir.
- Today we were told this would be discussed on 9 October.
- Bugün bize bunun 9 Ekim'de görüşüleceği söylendi.
- On 27 October, the Council of Environment Ministers will be holding a meeting.
- 27 Ekim'de Çevre Bakanları Konseyi bir toplantı düzenleyecek.
- Could I finally draw your attention to the meeting of the European-African Ministerial Conference of 11 October?
- Son olarak dikkatinizi 11 Ekim tarihli Avrupa-Afrika Bakanlar Konferansı toplantısına çekebilir miyim?
- Last October, I spoke here against the EU-Angola fisheries agreement.
- Geçtiğimiz Ekim ayında burada AB-Angola balıkçılık anlaşması aleyhinde bir konuşma yapmıştım.
- The Council again had a full debate on these areas at its October meeting.
- Konsey, Ekim toplantısında bu konular üzerinde tekrar kapsamlı bir tartışma yapmıştır.
- The judgment was delivered in open session in Luxembourg on 2 October 2001.
- Karar 2 Ekim 2001 tarihinde Lüksemburg'da açık oturumda verilmiştir.
- We are prepared to transfer the advances as early as 16 October, the first day on which the money is available.
- Avansları, paranın kullanılabilir olduğu ilk gün olan 16 Ekim gibi erken bir tarihte aktarmaya hazırız.
- I was in Kosovo on 27 October 1998 when the Serbs withdrew.
- Sırpların çekildiği 27 Ekim 1998 tarihinde Kosova'daydım.
- Parliament's position on this matter of October last year was very much appreciated.
- Parlamento'nun geçen yıl Ekim ayında bu konudaki tutumu takdirle karşılanmıştır.
- It is the end of October and it actually ought to be available.
- Ekim ayının sonuna geldik ve raporun gerçekten de hazır olması gerekiyor.
- The Commission will be tabling its regular reports on 16 October of this year.
- Komisyon düzenli raporlarını bu yıl 16 Ekim'de açıklayacak.
- On 17 October this year 40.000 members of the armed forces launched Operation Clean Heart in Bangladesh.
- Bu yıl 17 Ekim'de 40.000 silahlı kuvvetler mensubu Bangladeş'te Temiz Kalp Operasyonu'nu başlattı.
- The Brussels Summit on 24 and 25 October set the financial framework up to 2013.
- 24-25 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilen Brüksel Zirvesi, 2013 yılına kadar olan mali çerçeveyi belirlemiştir.
- I declare resumed the session of the European Parliament adjourned on Thursday, 10 October 2002.
- Avrupa Parlamentosu'nun 10 Ekim 2002 Perşembe günü sona eren oturumunu yeniden başlatıyorum.
- I declare resumed the session of the European Parliament adjourned on Thursday 23 October 2003.
- 23 Ekim 2003 Perşembe günü ertelenen Avrupa Parlamentosu oturumunun yeniden başladığını ilan ediyorum.
- After all, things changed on 7 October, since the reaction from the United States and the international coalition.
- Sonuçta 7 Ekim'de ABD ve uluslararası koalisyonun tepkisiyle işler değişti.
- It is also provisionally agreed that the network should become operational on the 16 October of this year.
- Şebekenin bu yılın 16 Ekim tarihinde faaliyete geçmesi de geçici olarak kabul edilmiştir.
- Secondly, what is the stance now after 7 October?
- İkinci olarak 7 Ekim'den sonra şu anki tutum nedir?
- The Commission is drafting a report on the subject for the forthcoming European Council at Ghent on 19 October.
- Komisyon, 19 Ekim'de Ghent'te yapılacak olan Avrupa Konseyi için konuyla ilgili bir rapor hazırlıyor.
- Meanwhile, the local elections of 26 October in Kosovo offered little encouragement as regards the Serbian contribution.
- Bu arada 26 Ekim'de Kosova'da yapılan yerel seçimler Sırpların katkısı konusunda çok az cesaret verdi.
- The result of the election of 10 October meant that a coalition government is to be formed.
- Zira 10 Ekim'de yapılan seçimlerin sonucu bir koalisyon hükümetinin kurulacağı anlamına geliyordu.
- A Moroccan delegation will present its position in Brussels on 30 October.
- Faslı bir heyet 30 Ekim'de Brüksel'de görüşlerini açıklayacak.
- I hope to deal with this matter in greater depth during my visit to Moscow on 28 October.
- Bu konuyu 28 Ekim'de Moskova'ya yapacağım ziyaret sırasında daha derinlemesine ele almayı umuyorum.
- I declare resumed the session of the European Parliament adjourned on Thursday, 10 October 2002.
- Avrupa Parlamentosu'nun 10 Ekim 2002 Perşembe günü ertelenen oturumunun yeniden başladığını ilan ediyorum.
- Although tried and acquitted, they are being brought to trial again on 29 October.
- Yargılanıp beraat etmelerine rağmen 29 Ekim'de yeniden mahkemeye çıkarılacaklar.
- The issue was also more recently discussed at the EU-Israel Association Council meeting of 21 October 2002.
- Konu daha yakın bir tarihte, 21 Ekim 2002 tarihli AB-İsrail Ortaklık Konseyi toplantısında da ele alınmıştır.
- Now these proposals refer to October, all of six months later.
- Şimdi bu teklifler Ekim ayına, yani altı ay sonrasına aittir.
- We feel that particularly due to the killing of the British backpacker Jeremy Parks on 28 October.
- Bunu özellikle 28 Ekim'de İngiliz sırt çantalı gezgin Jeremy Parks'ın öldürülmesi nedeniyle hissediyoruz.
- Of course we welcome the signing on 15 October of the peace agreement between the government in Sudan and the SPLA.
- Elbette 15 Ekim'de Sudan hükümeti ile SHKO arasında imzalanan barış anlaşmasını memnuniyetle karşılıyoruz.
- After the opening ceremony on 4 October, the real work of the IGC began.
- 4 Ekim'deki açılış töreninin ardından HAK'nin esas çalışmaları başladı.
- These issues were examined at the IGC meetings which took place in the first half of October.
- Bu konular Ekim ayının ilk yarısında gerçekleşen Hükûmetlerarası Konferans toplantılarında incelenmiştir.
- It was on 23 October, not even a month ago, that we discussed, here in this Parliament, the human rights situation.
- 23 Ekim'de, daha bir ay bile olmadı, burada, bu Parlamento'da insan hakları durumunu tartıştık.
- I've been working part-time as a waiter since October.
- Ekim ayından bu yana yarı zamanlı garson olarak çalışıyorum.
- Tom has until October 20th to decide.
- Tom 20 Ekime kadar karar vermek zorunda.
- Tom died last October.
- Tom geçen Ekim'de öldü.
- Can you believe that October is almost over?
- Ekim ayının bitmek üzere olduğuna inanabiliyor musun?
- Tom is going to be homeless by next October.
- Tom gelecek Ekim'e kadar evsiz kalacak.
- Tom has been in the hospital since October.
- Tom Ekim ayından beri hastanede.
- Tom has been in Australia since October.
- Tom Ekim ayından beri Avustralya'da.
- Tom hasn't been here since last October.
- Tom geçen ekim ayından beri burada değil.
- Tom will turn thirty on October twentieth.
- Tom 20 Ekim'de 30 yaşına girecek.
- A farm cat slept on the wooden fence in the rare October sunlight.
- Bir çiftlik kedisi, Ekim ayının nadir güneş ışığında tahta çitin üzerinde uyuyordu.
- Tom plans to retire in October.
- Tom Ekim'de emekli olmayı planlıyor.
- We've been here since October.
- Ekimden beri buradayız.
- Tom told Mary that he was planning to stay in Boston until October.
- Tom Mary'ye Ekim ayına kadar Boston'da kalmayı planladığını söyledi.
- Tom has been here since early October.
- Tom Ekim başından beri burada.
- This ticket is valid through October 20th.
- Bu bilet 20 Ekim'e kadar geçerlidir.
- Tom died of heart failure on October twentieth at the age of 93.
- Tom, yirmi Ekim'de 93 yaşında kalp yetmezliğinden öldü.
- Tom said he intends to go to Australia next October.
- Tom önümüzdeki ekim ayında Avustralya'ya gitmek niyetinde olduğunu söyledi.
- If Jesus Christ was born in September or October, whose birth are Catholics celebrating at the end of the month of December?
- Eğer İsa Mesih Eylül ya da Ekim ayında doğduysa, Katolikler Aralık ayının sonunda kimin doğumunu kutluyorlar?
- Today is Monday, the sixteenth of October.
- Bugün Pazartesi, Ekim'in on altısı.
- We left on October 20th.
- Biz 20 Ekim'de ayrıldık.
- Tom has been seeing a psychiatrist since October.
- Tom ekim ayından beri bir psikiyatrist ile görüşüyor.
- Tom left Boston in early October.
- Tom Boston'dan Ekim başında ayrıldı.
- I interviewed Tom Jackson on October 20th in Boston.
- Tom Jackson'la 20 Ekim'de Boston'da röportaj yaptım.
- October 20, 2014 was a Monday.
- 20 Ekim 2014 Pazartesi günüydü.
- Tom hasn't been here since last October.
- Tom geçen Ekim'den beri buraya gelmedi.
- Prices will increase after October 20th.
- Fiyatlar 20 Ekim'den sonra artacak.
- I'll be thirty next October.
- Gelecek ekim ayında otuz yaşında olacağım.
- Tom hasn't been to Boston since October.
- Tom Ekim'den beri Boston'a gitmedi.
- Tom probably won't get back to Boston again until October.
- Tom muhtemelen Ekim'e kadar Boston'a geri dönemeyecek.
- Tom said he thought that I might not be required to do that until October.
- Tom, Ekim ayına kadar bunu yapmam gerekmeyebileceğini düşündüğünü söyledi.
- Today is October 11th.
- Bugün 11 Ekim.
- Registration began October 20th.
- Kayıtlar 20 Ekim'de başladı.
- This plan was approved last October.
- Bu plan geçen Ekim'de onaylandı.
- October was worse.
- Ekim daha kötüydü.
- October is over.
- Ekim ayı bitti.
- Today is Tuesday, October 1st.
- Bugün 1 Ekim Salı.
- It's the third of October.
- Bugün üç Ekim.
- I've been here since October 20th.
- 20 Ekim'den beri buradayım.
- Tom died on October 20, 2013.
- Tom 20 Ekim 2013'te öldü.
- Tom has until October 20th to decide.
- Tom'un karar vermek için 20 Ekim'e kadar vakti var.
- Tom left in early October.
- Tom Ekim başında ayrıldı.
- We have until October to complete our plan.
- Planımızı tamamlamak için Ekim ayına kadar zamanımız var.
- I've been here since October 20th.
- Ben 20 Ekim'den beri buradayım.
- Tom's contract expires October twentieth.
- Tom'un sözleşmesi 20 Ekim'de sona eriyor.
- Tom will come on October 20th.
- Tom 20 Ekim'de gelecek.
- Tom is probably planning on staying in Boston until October.
- Tom muhtemelen, Ekim ayına kadar Boston'da kalmayı planlıyor.
- It was an October morning.
- Bir ekim ayı sabahıydı.
- Tom returned to work on October 20th.
- Tom 20 Ekim'de işe döndü.
- Elections are scheduled for October.
- Seçimler Ekim'de yapılacak.
- Tom is going to be homeless by next October.
- Tom önümüzdeki ekim'e kadar evsiz kalacak.
- We've been living here since October.
- Ekim'den beri burada yaşıyoruz.
- Tom has been living in Boston since October.
- Tom Ekim ayından beri Boston'da yaşıyor.
- Tom was murdered on October 20, 2013.
- Tom 20 Ekim 2013'te öldürüldü.
- I hope I'm out of the hospital before October.
- Umarım Ekim'den önce hastaneden çıkarım.
- I was born October 10th, 1972.
- 10 Ekim 1972'de doğdum.
- Construction started on October 20, 2013.
- İnşaat 20 Ekim 2013'te başladı.
- Tom will be thirty next October.
- Tom gelecek Ekim'de 30 yaşında olacak.
- Tom hasn't been to Boston since October.
- Tom, ekim ayından beri Boston'a gitmedi.
- It was approved last October.
- Geçen Ekim'de onaylandı.
- Tom and Mary are going to get married on October 20th.
- Tom ve Mary 20 Ekim'de evlenecekler.
- I was born on October 10th, 1972.
- Ben 10 Ekim 1972'de doğdum.
- My birthday is October 20th.
- Doğum günüm 20 Ekim.
- Tom has been staying with me since October.
- Tom Ekim'den beri benimle kalıyor.
- We probably won't do that again until next October.
- Muhtemelen önümüzdeki Ekim'e kadar bunu bir daha yapmayacağız.
- Tom was born October 20, 2013.
- Tom 20 Ekim 2013'te doğdu.
- Please settle this account by October 28, 1998.
- Lütfen bu hesabı 28 Ekim 1998'e kadar kapatın.
- Tom was laid off in late October.
- Tom Ekim sonunda işten çıkarıldı.
- We've postponed our wedding until October.
- Düğünümüzü Ekim'e erteledik.
- Tom was murdered on October 20, 2013.
- Tom 20 Ekim 2013 tarihinde öldürüldü.
- It was an October morning.
- Bir Ekim sabahıydı.
- Tom died at his home on October 20th.
- Tom 20 Ekim'de evinde öldü.
- Does Tom know that you're going to be in Boston next October?
- Senin gelecek ekim'de Boston'da olacağını Tom biliyor mu?
- That's not happening till October 20th.
- Bu 20 Ekime kadar olmuyor.
- Tom intends to stay in Australia until October 20th.
- Tom, 20 Ekim’e kadar Avustralya’da kalmayı amaçlıyor.
- I'll wait until October.
- Ekim'e kadar beklerim.
- I met Tom this October.
- Tom'la bu ekimde tanıştım.
- Tom is scheduled to give a concert in Boston on October 20th.
- Tom'un 20 Ekim'de Boston'da bir konser vermesi planlanıyor.
- Today is October 20th.
- Bugün 20 Ekim.
- Tom turned thirty on October twentieth.
- Tom 20 Ekim'de 30 yaşına girdi.
- Tom came back last October.
- Tom geçen Ekim'de geri geldi.
- The stock market crash of October 1987 in New York is still vividly remembered.
- Ekim 1987'de New York'ta yaşanan borsa çöküşü hala canlı bir şekilde hatırlanıyor.
- Tom passed away on October 20th.
- Tom 20 Ekim'de vefat etti.
- I've been working part-time as a waiter since October.
- Ekim ayından beri yarı zamanlı garson olarak çalışıyorum.
- I hear that Tom is planning to retire in October.
- Tom'un Ekim'de emekli olmayı planladığını duydum.
- Does Tom know that you're going to be in Boston next October?
- Tom gelecek Ekim'de Boston'da olacağınızı biliyor mu?
- I'm turning thirty this October.
- Bu Ekim'de 30 olacağım.
- Tom was sentenced last October.
- Tom geçen Ekim ayında mahkum edildi.
- Tom hasn't seen Mary since October.
- Tom, Mary'i Ekim'den beri görmedi.
- That's not happening till October 20th.
- Bu 20 Ekim'e kadar olmayacak.
- Tom probably didn't do that on October 20th.
- Tom muhtemelen 20 Ekim'de bunu yapmamıştı.
- We've been living here since October.
- Ekim ayından beri burada yaşıyoruz.
- We've been here since October.
- Biz ekim ayından beri burada bulunuyoruz.
- Tom visited Mary on October 20th.
- Tom 20 Ekimde Mary'yi ziyaret etti.
- Tom said that he would be moving to Boston next October.
- Tom önümüzdeki Ekim ayında Boston'a taşınıyor olacağını söyledi.
- Tom married Mary on October 20, 2013.
- Tom 20 Ekim 2013'te Mary ile evlendi.
- October is still three months away.
- Ekim'e daha üç ay var.
- This offer expires on October twentieth.
- Bu teklif 20 Ekim'de sona eriyor.
- Tom disappeared on October 20, 2013.
- Tom 20 Ekim 2013'te ortadan kayboldu.
- Tom is scheduled to be sentenced October 20th.
- Tom'un 20 Ekim'de mahkum edilmesi planlanıyor.
- I might be homeless by next October.
- Gelecek Ekim'e kadar evsiz kalabilirim.
- The exhibit runs through October 20th.
- Sergi 20 Ekim'e kadar devam edecek.
- The athletic meet took place on October 15.
- Spor karşılaşması 15 Ekim'de düzenlendi.
- Tom celebrated his 13th birthday on October 20th.
- Tom 13. doğum gününü 20 Ekim'de kutladı.
- Tom hopes he'll be able to do that next October.
- Tom gelecek Ekim'de bunu yapabileceğini umuyor.
- I left Boston on October 20th.
- Boston'dan 20 Ekim'de ayrıldım.
- I was born in the month of October.
- Ekim ayında doğdum.
- Tom and Mary got married last October.
- Tom ve Mary geçen Ekim'de evlendiler.
- Tom is going to be thirty next October.
- Tom gelecek Ekim'de 30 yaşında olacak.
- Where were you on the night of October 20th?
- Ekim'in 20'si gecesi neredeydin?
- Construction started on October 20, 2013.
- İnşaat 20 Ekim 2013 tarihinde başladı.
- It happened last October.
- O, geçen Ekim ayında oldu.
- Tom probably didn't do that on October 20th.
- Tom muhtemelen 20 Ekim'de bunu yapmadı.
- I haven't been to Boston since October.
- Ekim ayından beri Boston'a gitmedim.
- This plan was approved last October.
- Bu plan geçen ekim ayında onaylandı.
- I was born October 10th, 1972.
- Ben 10 Ekim 1972'de doğdum.
- Tom got out of prison on October 20th.
- Tom 20 Ekim'de hapisten çıktı.
- We have until October to get this done.
- Bu işi halletmek için Ekim'e kadar vaktimiz var.
- Didn't you know that Tom was going to be in Boston next October?
- Tom'un önümüzdeki Ekim ayında Boston'da olacağını bilmiyor muydun?
- Tom celebrated his 13th birthday on October 20th.
- Tom 20 Ekim'de 13. yaş gününü kutladı.
- The deadliest attack was on October 20th.
- En yüksek can kaybının olduğu saldırı 20 Ekim'de oldu.
- It happened on the 20th of October.
- 20 Ekim'de oldu.
- Tom was last seen on October 20th.
- Tom en son 20 Ekim'de görüldü.
- I'll be in Boston until October 20th.
- 20 Ekim'e kadar Boston'da olacağım.
- Tom plans to retire in October.
- Tom ekim ayında emekli olmayı planlıyor.
- Their contract expired on October 20th.
- Sözleşmeleri 20 Ekim'de sona erdi.
- I'll wait until October.
- Ekim ayına kadar geri döneceğim.
- Elections are scheduled for October.
- Seçimler ekim ayı için planlanıyor.
- Tom retired on October 20, 2013.
- Tom 20 Ekim 2013'te emekli oldu.
- Tom killed himself last October.
- Tom geçen ekim ayında kendini öldürdü.
- Didn't you know that Tom was going to be in Boston next October?
- Tom'un gelecek Ekim ayında Boston'da olacağını bilmiyor muydun?
- Tom visited Mary on October 20th.
- Tom, Mary'yi 20 Ekim'de ziyaret etti.
- This restaurant opened on October 20th.
- Bu restoran 20 Ekim'de açıldı.
- My favorite month is October.
- En sevdiğim ay Ekim.
- Tom married Mary on October 20, 2013.
- Tom, Mary ile 20 Ekim 2013'te evlendi.
- We're working hard to get the project finished by October.
- Projeyi Ekim'e kadar bitirmek için çok çalışıyoruz.
- Tom hasn't written to me since last October.
- Tom geçen Ekim'den beri bana yazmadı.
- It's the third of October.
- Ekim ayının üçü.
- I'll be back on October 20th.
- Ekim'in 20'sinde döneceğim.
- Tom is probably going to be back by October 20th.
- Tom muhtemelen 20 Ekim'e dek dönmüş olacak.
- Tom probably won't get back to Boston again until October.
- Tom muhtemelen Ekim ayına kadar tekrar Boston'a geri dönmeyecek.
- Tom died last October.
- Tom geçen ekim ayında öldü.
- Tom died October 20, 2013.
- Tom 20 Ekim 2013'te öldü.
- Registration starts October 20th.
- Kayıtlar 20 Ekim'de başlıyor.
- It happened on the twentieth of October.
- Ekimin yirmisinde oldu.
- Tom was released from prison on October 20th.
- Tom 20 Ekim'de hapisten çıktı.
- Tom is going to graduate in October.
- Tom Ekim'de mezun olacak.
- It's almost October.
- Neredeyse Ekim oldu.
- Tom hasn't written to me since last October.
- Tom geçen ekim ayından beri bana yazmadı.
- Tom has been seeing a psychiatrist since October.
- Tom Ekim'den beri bir psikiyatriste gidiyor.
- It's not even October yet.
- Daha Ekim bile gelmedi.
- Tom is likely going to be back by October 20th.
- Tom muhtemelen 20 Ekim'e kadar geri gelecektir.
- Can you believe that October is almost over?
- Ekim'in neredeyse bittiğine inanabiliyor musun?
- Tom will be thirty next October.
- Tom gelecek ekim ayında otuz yaşında olacak.
- I'll be in Boston until October 20th.
- Ekim'in 20'sine kadar Boston'da olacağım.
- It'll soon be October.
- Yakında ekim olacak.
- I've been in Boston since October.
- Ekim ayından beri Boston'dayım.
- October was worse.
- Ekim ayı daha kötüydü.
- I hear that Tom and Mary are both planning to retire in October.
- Tom ve Mary'nin Ekim ayında emekli olmayı planladıklarını duydum.
- Tom is turning thirty this October.
- Tom bu Ekim'de 30 yaşına giriyor.
- Tom left Australia on October 20th.
- Tom 20 Ekim'de Avustralya'dan ayrıldı.
- I'll stay in Boston until October 20th.
- 20 Ekim'e kadar Boston'da kalacağım.
- It seems like we haven't done anything fun since last October.
- Geçen ekim ayından bu yana eğlenceli bir şey yapmadık gibi görünüyor.
- Tom was released from prison on October 20th.
- Tom 20 Ekim'de hapishaneden serbest bırakıldı.
- I moved here last October.
- Buraya geçen Ekim'de taşındım.
- Tom is probably planning on staying in Boston until October.
- Tom muhtemelen Ekim ayına kadar Boston'da kalmayı planlıyor.
- Tom hopes he'll be able to do that next October.
- Tom gelecek ekim ayında bunu yapabileceğini umuyor.
- Tom retired October 20, 2013.
- Tom 20 Ekim 2013'te emekli oldu.
- Tom was brutally murdered on October 20, 2013.
- Tom 20 Ekim 2013'te vahşice öldürüldü.
- Tom was born on the 20th of October.
- Tom, 20 Ekim’de doğdu.
- Tom was diagnosed with leukemia on October 20, 2013.
- Tom'a 20 Ekim 2013'te lösemi teşhisi kondu.
- Tom has been in Boston since last October.
- Tom geçen Ekim'den beri Boston'da.
- The public will be notified on October 20th.
- Kamuoyu 20 Ekim'de bilgilendirilecek.
- October is over.
- Ekim bitti.
- I've been in Boston since October.
- Ekim'den beri Boston'dayım.
- My birthday is October 20th.
- Benim doğum günüm 20 Ekim'dir.
- This ticket is valid through October 20th.
- Bu biletin 20 Ekim'e kadar süresi var.
- I haven't been to Boston since October.
- Ekimden beri Boston'a gitmedim.
- I moved here last October.
- Geçen ekim ayında buraya taşındım.
- Today is October the third.
- Bugün Ekim'in 3'ü.
- I'll arrive on October twentieth.
- 20 Ekimde geleceğim.
- Tom is planning on staying in Boston until October.
- Tom Ekim'e kadar Boston'da kalmayı planlıyor.
- Our server will be offline on October 20th for scheduled maintenance.
- Sunucumuz 20 Ekim'de planlı bakım için çevrimdışı olacak.
- Tom is scheduled to be sentenced on October 20th.
- Tom'un 20 Ekim'de mahkum edilmesi planlanıyor.
- What happened on October twentieth?
- Ekim'in yirmisinde ne oldu?
- A farm cat slept on the wooden fence in the rare October sunlight.
- Nadir ekim güneşi ışığında ahşap çitte bir çiftlik kedisi yatıyordu.
- Tom hasn't seen Mary since October.
- Tom, ekim ayından bu yana Mary'yi görmedi.
- The stock market crash of October 1987 in New York is still vividly remembered.
- New York'taki Ekim 1987 borsa krizi hâlâ etkili bir şekilde hatırlanmaktadır.
- It's October the third.
- Ekim'in üçü.
- I've been working part-time as a waiter since October.
- Ekim ayından beri yarı zamanlı bir garson olarak çalışıyorum.
- I'll be 30 this October.
- Bu Ekim'de 30 olacağım.
- Tom came back to Boston last October.
- Tom geçen Ekim'de Boston'a geri döndü.
- Tom told Mary that he was planning to stay in Boston until October.
- Tom Mary'ye, Ekim ayına kadar Boston'da kalmayı planladığını söyledi.
- October 20, 2014 was a Monday.
- 20 Ekim 2014 bir pazartesi idi.
- I haven't been there since October.
- Ekim ayından bu yana orada bulunmadım.
- Tom and Mary left Boston at the end of October.
- Tom ve Mary Ekim sonunda Boston'dan ayrıldılar.
- I left Boston on October 20th.
- 20 Ekim'de Boston'dan ayrıldım.
- I'll stay in Boston until October 20th.
- Ekim'in 20'sine kadar Boston'da kalacağım.
- Tom is probably going to be back by October 20th.
- Tom muhtemelen 20 Ekim'e kadar geri dönecek.
- Tom killed himself last October.
- Tom geçen ekimde kendini öldürdü.
- Tom should be back by October.
- Tom Ekim'e kadar dönmeli.
- If Jesus Christ was born in September or October, whose birth are Catholics celebrating at the end of the month of December?
- Eğer İsa Mesih eylül veya ekimde doğmuşsa Katolikler aralık ayının sonunda kimin doğumunu kutlar?
- Tom won't go to Boston until October.
- Tom, Ekim ayına kadar Boston'a gitmeyecek.
- Sputnik was launched on October 4, 1957.
- Sputnik 4 Ekim 1957'de fırlatıldı.
- Tom is likely going to be back by October 20th.
- Tom muhtemelen 20 Ekim'e kadar geri dönecek.
- Tom said that he thought that I might not need to do that until October.
- Tom, Ekim ayına kadar bunu yapmaya gerek duymayabileceğimi düşündüğünü söyledi.
- Tom resigned on October 20, 2013.
- Tom 20 Ekim 2013'te istifa etti.
- Registration starts the twentieth of October.
- Kayıtlar 20 Ekim'de başlıyor.
- Tom left in early October.
- Tom ekim ayı başlarında gitti.
- I've been working part-time as a waiter since October.
- Ekimden beri yarı zamanlı garson olarak çalışıyorum.
- Tom died on October 20th.
- Tom 20 Ekim'de öldü.
- Tom will arrive on October 20th.
- Tom 20 Ekim'de gelecek.
- Tom went to Boston at the end of October.
- Tom ekim ayı sonunda Boston'a gitti.
- This ticket is valid through October 20th.
- Bu biletin 20 Ekim'e kadar geçerliliği var.
- I wanted to stay in Boston until October.
- Ekim ayına kadar Boston'da kalmak istiyordum.
- This offer expires on October twentieth.
- Bu teklif yirmi Ekim'de sona eriyor.
- Do you remember what happened here on October 20, 2013?
- Burada 20 Ekim 2013'te ne olduğunu hatırlıyor musun?
- I'll be thirty next October.
- Gelecek Ekim'de 30 yaşında olacağım.
- Tom said he'd be retiring next October.
- Tom önümüzdeki Ekim ayında emekli olacağını söyledi.
- Today is October the third.
- Bugün 3 Ekim.
- Tom is scheduled to appear in court October 20th.
- Tom'un 20 Ekim'de mahkemeye çıkması planlanıyor.
- Tom was kidnapped on October 20, 2013, while he was waiting for a bus.
- Tom 20 Ekim 2013'te otobüs beklerken kaçırıldı.
- Tom was kidnapped on October 20, 2013, while he was waiting for a bus.
- Tom otobüs beklerken 20 Ekim 2013'te kaçırıldı.
- Tom was born in Boston on October 20, 2013.
- Tom, 20 Ekim 2013'de Boston'da doğdu.
- I'll be back on October 20th.
- 20 Ekim'de döneceğim.
- I want you to stay in Boston until October 20th.
- Ekim'in 20'sine kadar Boston'da kalmanı istiyorum.
- I hear that both Tom and Mary are planning to retire in October.
- Tom ve Mary'nin Ekim ayında emekli olmayı planladıklarını duydum.
- Tom went to Boston at the end of October.
- Tom Ekim sonunda Boston'a gitti.
- Tom was born in Boston on October 20, 2013.
- Tom 20 Ekim 2013'te Boston'da doğdu.
- This ticket is valid through October 20th.
- Bu bilet 20 Ekim tarihine kadar geçerli.
- Tom was executed on October 20, 2013.
- Tom 20 Ekim 2013 tarihinde idam edildi.
- Sadako Sasaki died on October 25, 1955.
- Sadako Sasaki 25 Ekim 1955'te öldü.
- Construction should start in October.
- İnşaat Ekim'de başlayacak.
- I'm retiring in October.
- Ekim'de emekli oluyorum.
- Tom was diagnosed with leukemia on October 20, 2013.
- Tom'a 20 Ekim 2013 tarihinde lösemi teşhisi kondu.
- October was a busy month.
- Ekim yoğun bir aydı.
- We won't know until October.
- Ekim'e kadar öğrenemeyeceğiz.
- Tom was last seen on October 20th.
- Tom en son 20 Ekim'de görülmüş.
- October is still three months from now.
- Ekim ayına hâlâ üç ay var.
- Today is October 11th.
- Bugün on bir Ekim.
- The deadline for applications is October 20th.
- Başvurular için son tarih 20 Ekim.
- I haven't been there since October.
- Ekim'den beri oraya gitmedim.
- Tom resigned in early October.
- Tom Ekim başında istifa etti.
- Tom left the country on October 20th.
- Tom 20 Ekim'de ülkeyi terk etti.
- It happened last October.
- Geçen Ekim ayında oldu.
- Tom Jackson was born in Boston on October 20, 1995.
- Tom Jackson 20 Ekim 1995'te Boston'da doğdu.
- I got out of jail on October 20th.
- Hapisten 20 Ekim'de çıktım.
- I interviewed Tom Jackson on October 20th in Boston.
- 20 Ekim'de Tom Jackson ile röportaj yaptım.
- Tom said that he thought that I might not need to do that until October.
- Tom, bunu Ekim ayına kadar yapmam gerekmeyebileceğini düşündüğünü söyledi.
- Tom was sentenced last October.
- Tom geçen Ekim ayında mahkum oldu.
- Tom said he'd be retiring next October.
- Tom gelecek ekimde emekli olacağını söyledi.
- October is still three months from now.
- Ekim'e daha üç ay var.
- I hope I'm out of the hospital before October.
- Umarım Ekim ayından önce hastaneden çıkıyorum.
- Tom came back to Boston last October.
- Tom geçtiğimiz Ekim ayında Boston'a döndü.
- January, February, March, April, May, June, July, August, September, October, November and December are the twelve months of the year.
- Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık yılın on iki ayıdır.
- I was born on October 10th, 1972.
- 10 Ekim 1972'de doğdum.
- Tom was promoted to first lieutenant on October 20, 2013.
- Tom 20 Ekim 2013'te üsteğmenliğe terfi etti.
- A preliminary hearing is scheduled for October 20th.
- Ön duruşma 20 Ekim'de yapılacak.
- Tom won't go to Boston until October.
- Tom Ekim'e kadar Boston'a gitmeyecek.
- We've postponed our wedding until October.
- Düğünümüzü Ekim ayına kadar erteledik.
- Tom left Boston on October 20th.
- Tom 20 Ekim'de Boston'dan ayrıldı.
- We got married on October 20, 2013.
- Biz 20 Ekim 2013'te evlendik.
- I'll arrive on October twentieth.
- Yirmi Ekim'de geleceğim.
- Tom plans to be back on October 20th.
- Tom 20 Ekim'de dönmeyi planlıyor.
- Tom returned to work on October 20th.
- Tom 20 Ekim'de işe geri döndü.
- I'll wait until October.
- Ekime kadar bekleyeceğim.
- Tom was laid off in late October.
- Tom, ekimin sonlarına doğru işten çıkarıldı.
- Tom stayed in Boston until October.
- Tom Ekim'e kadar Boston'da kaldı.
- Tom and Mary got married on October 20, 2013.
- Tom ve Mary 20 Ekim 2013'te evlendi.
- It's almost October.
- Neredeyse ekim ayı.
- I haven't seen Tom since October.
- Ekim ayından beri Tom'u görmedim.
- I got married on October 21, 2012.
- Ben 21 Ekim 2012'de evlendim.
- Our server will be offline on October 20th for scheduled maintenance.
- Sunucumuz planlanan bakım için 20 Ekim'de çevrimdışı olacak.
- Did you know that Tom was going to be in Boston next October?
- Tom'un önümüzdeki Ekim ayında Boston'da olacağını biliyor muydun?
- She visited him on October 20th.
- Onu 20 Ekim'de ziyaret etti.
- I might stay in Boston until October.
- Ekim ayına kadar Boston'da kalabilirim.
- The wedding will take place at the end of October.
- Düğün, Ekim sonunda gerçekleşecek.
- Tom's contract expires October twentieth.
- Tom’un sözleşmesi 20 Ekim’de sona eriyor.
- It seems like we haven't done anything fun since last October.
- Geçen Ekim'den beri eğlenceli bir şey yapmamışız gibi görünüyor.
- Tom died October 20, 2013.
- Tom 20 Ekim 2013 tarihinde öldü.
- Tom said that he would be moving to Boston next October.
- Tom önümüzdeki Ekim ayında Boston'a taşınacağını söyledi.
- It's October the third.
- Bugün üç Ekim.
- It happened on the 20th of October.
- Bu, 20 Ekim'de oldu.
- We have until October to complete our plan.
- Planımızı tamamlamak için Ekim'e kadar vaktimiz var.
- The registration deadline is October 20th.
- Son kayıt tarihi 20 Ekim.
- October is still three months off.
- Ekim'e daha üç ay var.
- Tom hasn't been home since October.
- Tom ekim ayından beri evde değil.
- Tom should be back by October.
- Tom Ekim'e kadar dönmüş olur.
- Tom is going to come on October 20th.
- Tom 20 Ekim'de gelecek.
- Do you remember what happened here on October 20, 2013?
- 20 Ekim 2013'te burada neler olduğunu hatırlıyor musun?
- Tom and Mary left Boston at the end of October.
- Tom ve Mary ekim ayı sonunda Boston'dan ayrıldı.
- Tom was executed on October 20, 2013.
- Tom 20 Ekim 2013'te idam edildi.
- Sadako Sasaki died on October 25, 1955.
- Sadako Sasaki 25 Ekim 1955 tarihinde öldü.
- Can you believe that October is almost over?
- Ekim ayının neredeyse bittiğine inanabiliyor musun?
- What happened on October twentieth?
- 20 Ekim'de ne oldu?
- Tom won't be ready until October.
- Tom Ekim'e kadar hazır olmayacak.
- I've been doing that since October.
- Bunu Ekim'den beri yapıyorum.
- The festival starts October 20th.
- Festival 20 Ekim'de başlıyor.
- Tom retired in October.
- Tom Ekim'de emekli oldu.
- We've been here since October.
- Biz ekim ayından beri buradayız.
- Tom visited Mary on October 20th.
- Tom Mary'yi 20 Ekim'de ziyaret etti.
- I got out of jail on October 20th.
- Ben 20 Ekim'de hapisten çıktım.
- I hear that Tom is planning to retire in October.
- Tom'un Ekim ayında emekli olmayı planladığını duydum.
- I might stay in Boston until October.
- Ekim'e kadar Boston'da kalabilirim.
- The deadliest attack was on October 20th.
- En ölümcül saldırı 20 Ekim'de oldu.
- It was approved last October.
- Geçen ekim ayında onaylandı.
- Tom has been in Boston since last October.
- Tom geçen Ekim ayından beri Boston'da.
- The application deadline is October 20th.
- Son başvuru tarihi 20 ekim.
- Did you know that Tom was going to be in Boston next October?
- Tom'un gelecek Ekim'de Boston'da olacağını biliyor muydun?
- October 20th was a hot day.
- 20 Ekim sıcak bir gündü.
- Tom said he intends to go to Australia next October.
- Tom önümüzdeki Ekim ayında Avustralya'ya gitmeyi planladığını söyledi.
- I was born on October 10, 1972.
- 10 Ekim 1972'de doğdum.
- Tom and Mary got married last October.
- Tom ve Mary geçen Ekim ayında evlendi.
- Tom resigned on October 20th.
- Tom 20 Ekim'de istifa etti.
- I want you to stay in Boston until October 20th.
- 20 Ekim’e kadar Boston’da kalmanı istiyorum.
- Tom intends to stay in Australia until October 20th.
- Tom 20 Ekim'e kadar Avustralya'da kalmayı planlıyor.
- Tom has been living in Boston since last October.
- Tom geçen ekim'den beri Boston'da yaşıyor.
- Tom was born on the 20th of October.
- Tom 20 Ekim'de doğdu.
- I met Tom this October.
- Tom'la bu ekim ayında tanıştım.
- Tom was fired last October.
- Tom geçen Ekim'de kovuldu.
- Tom died October 20th.
- Tom 20 Ekim'de öldü.
- Tom will arrive on October 20th.
- Tom 20 Ekim'de varacak.
- Tom is working hard to get the project finished by October.
- Tom projeyi Ekim ayına kadar bitirmek için çok çalışıyor.
- October 20th was a busy day.
- 20 Ekim yoğun bir gündü.
- Tom passed away October 20, 2013.
- Tom 20 Ekim 2013'te vefat etti.
- Tom was arrested on October 20th.
- Tom 20 Ekim'de tutuklandı.
- Tom plans to stay in Boston until October.
- Tom ekim ayına kadar Boston'da kalmayı planlıyor.
- We left on October 20th.
- 20 Ekim'de ayrıldık.
- Tom was born on October 20th, 2013.
- Tom 20 Ekim 2013'te doğdu.
- Tom's birthday is October 20th.
- Tom'un doğum günü 20 Ekim.
- Tom hasn't been home since October.
- Tom Ekim'den beri eve gelmedi.
- I haven't seen Tom since October.
- Tom'u Ekim'den beri görmedim.
- Tom will graduate in October.
- Tom Ekim'de mezun olacak.
- Tom was promoted to first lieutenant on October 20, 2013.
- Tom 20 Ekim 2013 tarihinde üsteğmenliğe terfi edildi.
Show More (414)
|
