|
- I'm not old enough to do that yet.
- Onu yapmak için henüz yeterince yaşlı değilim.
- You're old enough now, aren't you?
- Artık yeterince yaşlısın, değil mi?
- Aren't you old enough to drive?
- Araba sürmek için yeterince yaşlı değil misin?
- You're old enough to drive.
- Araba sürmek için yeterince yaşlısın.
- You're old enough to take care of yourself, aren't you?
- Kendinle ilgilenmek için yeterince yaşlısın, değil mi?
- I'm not old enough.
- Yeterince yaşlı değilim.
- Aren't you old enough to vote?
- Oy kullanmak için yeterince yaşlı değil misin?
- Tom's not old enough to live alone.
- Tom yalnız yaşamak için yeterince yaşlı değil.
- Tom is old enough to drink.
- Tom içmek için yeterince yaşlı.
- He is old enough to understand it.
- Onu anlamak için yeterince yaşlıdır.
- Aren't you old enough to drink?
- İçmek için yeterince yaşlı değil misin?
- Aren't you old enough to retire?
- Emekli olmak için yeterince yaşlı değil misin?
- You're old enough to drive, aren't you?
- Araba sürmek için yeterince yaşlısın, değil mi?
- Tom is old enough to do that.
- Tom bunu yapmak için yeterince yaşlı.
- I'm not old enough to get a driver's license.
- Ehliyet almak için yeterince yaşlı değilim.
- When did you find out that Tom wasn't old enough to drink?
- Tom'un içmek için yeterince yaşlı olmadığını ne zaman öğrendin?
- Tom is not old enough.
- Tom yeterince yaşlı değil.
- I think you're old enough.
- Bence yeterince yaşlısın.
- She is not old enough to travel abroad by herself.
- O kendi başına yurt dışına seyahat etmek için yeterince yaşlı değil.
- Tom and Mary aren't old enough to get married.
- Tom ve Mary evlenmek için yeterince yaşlı değiller.
- I'm old enough.
- Yeterince yaşlıyım.
- Tom isn't old enough, is he?
- Tom yeterince yaşlı değil, değil mi?
- You're old enough to drink, aren't you?
- İçmek için yeterince yaşlısın, değil mi?
- Tom is old enough to make up his own mind.
- Tom kendi kararını vermek için yeterince yaşlı.
- Tom is old enough to get a driver's license.
- Tom ehliyet almak için yeterince yaşlı.
- He is old enough to drive a car.
- O, bir araba sürmek için yeterince yaşlıdır.
- I'm not yet old enough to do that.
- Onu yapmak için henüz yeterince yaşlı değilim.
- She's not old enough to get a driver's license.
- Sürücü belgesi almak için yeterince yaşlı değil.
- Tom doesn't like being told he's not old enough yet.
- Tom henüz yeterince yaşlı olmadığının söylenmesinden hoşlanmıyor.
- Tom is old enough to do that by himself.
- Tom bunu tek başına yapacak kadar yeterince yaşlı.
- You're old enough to do that by yourself.
- Onu kendi başına yapmak için yeterince yaşlısın.
- You're old enough to do that by yourself, aren't you?
- Bunu kendi başına yapacak kadar yeterince yaşlısın, değil mi?
- Are you old enough to vote?
- Oy kullanmak için yeterince yaşlı mısın?
- He is old enough to travel alone.
- O, yalnız seyahat etmek için yeterince yaşlıdır.
Show More (31)
|