outfit - English Turkish Sentences
English Turkish
outfit kıyafet n.
  • He bought an entire outfit for the interview.
  • Görüşme için tam takım bir kıyafet almış.
  • Every man should have one nice outfit.
  • Her erkeğin şık bir kıyafeti olmalı.
  • Remember, bury your army outfits before leaving the forest.
  • Unutmayın, ormandan ayrılmadan önce askeri kıyafetlerinizi gömün.
Show More (43)
outfit ekip n.
  • Their outfit will also attend the meeting.
  • Toplantıya onların ekibi de katılacak.
  • There are many lawyers working with this outfit.
  • Bu ekiple çalışan birçok avukat var.
Show More (-1)
outfit ekipman n.
  • I always carry a pair of repair outfits while cycling.
  • Bisiklet sürerken her zaman bir çift tamir ekipmanı taşırım.
Show More (-2)
outfit donatmak v.
  • The offroad car was outfitted with a front winch.
  • Arazi aracı bir ön vinç ile donatılmıştı.
Show More (-2)