1 |
outsider |
yabancı |
n. |
|
- All his life Tom was an outsider.
- Hayatı boyunca Tom bir yabancıydı.
- I'll always be an outsider.
- Ben her zaman bir yabancı olacağım.
- You're not exactly an outsider.
- Sen tam olarak bir yabancı değilsin.
- We were outsiders when we came here.
- Buraya geldiğimizde biz yabancıydık.
- I'm an outsider.
- Ben bir yabancıyım.
- They are outsiders.
- Onlar yabancı.
- I was an outsider.
- Ben bir yabancıydım.
- You're not exactly an outsider.
- Sen de pek yabancı sayılmazsın.
- Outsiders make Tom nervous.
- Yabancılar Tom'u geriyor.
- No outsiders are allowed to enter.
- Yabancıların girmesine izin verilmez.
- Tom was an outsider.
- Tom bir yabancıydı.
- Outsiders make Tom nervous.
- Yabancılar Tom'u gerer.
- No outsiders are allowed to enter.
- Yabancıların girmesine izin verilmiyor.
- Tom will always be an outsider.
- Tom her zaman bir yabancı olacak.
- Tom is an outsider.
- Tom bir yabancı.
- We were outsiders when we came here.
- Buraya geldiğimizde yabancıydık.
Show More (13)
|
2 |
outsider |
aykırı tip |
n. |
|
- Tom and Mary are outsiders.
- Tom ve Mary aykırı tipler.
Show More (-2)
|
3 |
outsider |
dışarlıklı |
n. |
|
- I'm an outsider.
- Ben dışarlıklıyım.
Show More (-2)
|
4 |
outsider |
dışlanmış |
n. |
|
- I feel like an outsider.
- Dışlanmış gibi hissediyorum.
Show More (-2)
|