|
- I think we have lost the page.
- Sanırım sayfayı kaybettik.
- You can read the real numbers of ships per Member State on page 49 of the resource management regulation, Sir.
- Üye Devlet başına düşen gerçek gemi sayılarını kaynak yönetimi yönetmeliğinin 49. sayfasında okuyabilirsiniz efendim.
- This courageous stance turns a new page in the construction of Europe.
- Bu cesur duruş Avrupa'nın inşasında yeni bir sayfa açıyor.
- It must, on the other hand, turn the page on the past and resolutely face the future.
- Öte yandan geçmişe bir sayfa açmalı ve geleceğe kararlılıkla bakmalıdır.
- You can read the real numbers of ships per Member State on page 49 of the resource management regulation, Sir.
- Üye Devlet başına düşen gerçek gemi sayısını kaynak yönetimi yönetmeliğinin 49. sayfasında okuyabilirsiniz efendim.
- The Commission has responded with a hundred comments and answers and explanations in a 60 page document.
- Komisyon, 60 sayfalık bir belgede yüzlerce yorum, cevap ve açıklamayla yanıt verdi.
- Zimbabwe has undoubtedly turned a new page in its young history.
- Zimbabve şüphesiz genç tarihinde yeni bir sayfa açmıştır.
- Give me the page reference please, ladies and gentlemen.
- Lütfen bana sayfa referansını verin, bayanlar ve baylar.
- All that appears on just the first page of his recommendations.
- Tüm bunlar tavsiyelerinin sadece ilk sayfasında yer almaktadır.
- You yourselves refer on page 14 of your crazy paper to a decisive phase in these negotiations.
- Siz de çılgın makalenizin 14. sayfasında bu müzakerelerde belirleyici bir aşamaya atıfta bulunuyorsunuz.
- Incidentally, it is published in OJ L 239 of 22 September 2000, page 133.
- Bu arada, 22 Eylül 2000 tarihli OJ L 239, sayfa 133'de yayınlanmıştır.
- There is a problem with the text at item 11, page 10, in the part about mountain wine-growing.
- Madde 11, sayfa 10'da dağ bağcılığı ile ilgili bölümde metinle ilgili bir sorun bulunmaktadır.
- Now we have the Mediterranean on the next page.
- Şimdi bir sonraki sayfada Akdeniz var.
- The Commission devotes a whole page to everything it can do.
- Komisyon, yapabileceği her şeye tam bir sayfa ayırmıştır.
- On page 14 there is a paragraph about services of general interest.
- Sayfa 14'te genel ilgi alanlarına yönelik hizmetler hakkında bir paragraf bulunmaktadır.
- On page 14, there is a paragraph about services of general interest.
- Sayfa 14'te genel ilgi alanlarına yönelik hizmetler hakkında bir paragraf bulunmaktadır.
- The Commission devotes a whole page to everything it can do.
- Komisyon, yapabileceği her şey için tam bir sayfa ayırmıştır.
- I think we have lost the page.
- Bence sayfayı kapattık.
- We have lost a whole page.
- Bütün bir sayfayı kaybettik.
- You can also check out some of Coke's current sweepstakes at this page's end.
- Ayrıca bu sayfanın sonunda Coke'un güncel çekilişlerinden bazılarına göz atabilirsiniz.
- I will gladly trade somebody for the opinion page.
- Fikir sayfası uğruna memnuniyetle birilerini takas ederim.
- From a web browser, go to your Account page.
- Bir web tarayıcısından Hesap sayfanıza gidin.
- If the link does not take you to a page on Tripken, please copy and paste the entire link into your web browser.
- Bağlantı sizi Tripken'de bir sayfaya götürmezse, lütfen bağlantının tamamını kopyalayıp web tarayıcınıza yapıştırın.
- I asked a similar question on the first page.
- Benzer bir soruyu ilk sayfada sormuştum.
- Check out their whole route on the map or itinerary page.
- Tüm rotayı haritada veya seyahat planı sayfasında inceleyin.
- To acquire your free copy, you must visit the game's UPLAY store page, add it to your cart, and check out.
- Ücretsiz kopyanızı edinmek için oyunun UPLAY mağaza sayfasını ziyaret etmeli, sepetinize eklemeli ve ödeme yapmalısınız.
- Check out this page for the most recent price.
- En güncel fiyatı öğrenmek için bu sayfaya göz atın.
- This code will signal to the visitor's web browser that the original page can be found in a different location.
- Bu kod, ziyaretçinin web tarayıcısına orijinal sayfanın farklı bir konumda bulunabileceğine dair sinyal verecektir.
- I asked a similar question on the first page.
- İlk sayfada da benzer bir soru sormuştum.
- Check out his Wiki page here.
- Wiki sayfasına buradan göz atın.
- A script on this page is causing your web browser to run slowly.
- Bu sayfadaki bir komut dosyası web tarayıcınızın yavaş çalışmasına neden oluyor.
- Check out my Facebook page for the answer.
- Cevap için Facebook sayfama bakın.
- Please check out this page before you continue.
- Devam etmeden önce lütfen bu sayfayı kontrol edin.
- Please go to the next page.
- Lütfen bir sonraki sayfaya git.
- There's a page missing.
- Eksik bir sayfa var.
- Tom flipped through the pages of the magazine.
- Tom derginin sayfalarını çevirdi.
- We cannot tear a single page from our life, but we can throw the whole book into the fire.
- Hayatımızdan tek bir sayfa bile koparamayız ama tüm kitabı ateşe atabiliriz.
- I'm printing 100 pages.
- Ben 100 sayfa yazdırıyorum.
- The girl wrote something on the page of the book.
- Kız kitabın sayfasına bir şey yazdı.
- Tom ripped the page out.
- Tom sayfayı yırttı.
- It looks like someone has ripped a page out of this book.
- Biri bu kitaptan bir sayfa yırtmış gibi görünüyor.
- A fan page is always public.
- Bir hayran sayfası her zaman herkese açıktır.
- Tom intentionally left the last page blank.
- Tom bilerek son sayfayı boş bıraktı.
- A book has pages.
- Bir kitabın sayfaları vardır.
- I have to print 100 pages.
- 100 sayfa yazdırmak zorundayım.
- I still have a lot of pages to read.
- Hâlâ okuyacak bir sürü sayfam var.
- Here's an illustration at the top of this page.
- İşte bu sayfanın tepesinde bir illüstrasyon var.
- Look at the picture at the top of the page.
- Sayfanın üstündeki resme bakın.
- And open your textbook at page ten.
- Ve ders kitabınızda sayfa 10'u açın.
- He made a point of reading ten pages every day.
- Her gün on sayfa okumayı kafasına koydu.
- Open at page nine.
- Dokuzuncu sayfayı aç.
- I have read sixty pages, while he has read only ten.
- O sadece on sayfa okurken ben altmış sayfa okudum.
- The world is a book and each step opens a page.
- Dünya bir kitap ve her adımda bir sayfa açılıyor.
- Why is there a picture of a big spider at the bottom of the Wikipedia page for arachnophobia?
- Araknofobi için Wikipedia sayfasının altında neden büyük bir örümcek resmi var?
- I read the book up to page 80 yesterday.
- Dün kitabı 80. sayfaya kadar okudum.
- Tom purposely left the last page blank.
- Tom bilerek son sayfayı boş bıraktı.
- Please read page ninety-four.
- Lütfen sayfa doksan dördü oku.
- You only have to read a few more pages.
- Sadece birkaç sayfa daha okumalısın.
- There is a page missing from this report.
- Bu raporda bir sayfa eksik.
- Tear a page out of your copybook.
- Yazı defterinden bir sayfa kopar.
- Every day of thy life is a page in thy history.
- Hayatının her günü tarihindeki bir sayfadır.
- She accidentally tore the page.
- O kazara sayfayı yırttı.
- Would you please make a hyperlink to our corporate site from your page?
- Lütfen sayfanızdan kurumsal sitemize bir köprü oluşturur musunuz?
- This page is intentionally left blank.
- Bu sayfa kasıtlı olarak boş bırakılmıştır.
- What page is Tom on?
- Tom hangi sayfada?
- And open your textbook at page ten.
- Ve ders kitabının onuncu sayfasını aç.
- Please make three copies of each page.
- Lütfen her sayfadan üç kopya çıkarın.
- Open your books to page one hundred.
- Kitaplarınızda sayfa yüzü açın.
- Tom tore out a couple of pages from his notebook.
- Tom defterinden birkaç sayfa yırttı.
- There is a page missing.
- Eksik bir sayfa var.
- Tom ripped out the page.
- Tom sayfayı yırttı.
- Open your book to page ten.
- Kitabının onuncu sayfasını aç.
- He put a mark on the page.
- O, sayfaya bir işaret koydu.
- This page was intentionally left blank.
- Bu sayfa bilerek boş bırakılmıştır.
- Read the bottom of the page.
- Sayfanın altını okuyun.
- The information you are looking for is on page 3.
- Aradığınız bilgi 3. sayfada.
- Open your book to page ten.
- Kitabınızda onuncu sayfayı açın.
- Please make three copies of this page.
- Lütfen bu sayfanın üç adet fotokopisini çıkarın.
- Open your book on page nine.
- Kitabının dokuzuncu sayfasını aç.
- A page came out of a book.
- Kitaptan bir sayfa çıktı.
- I've finished all except the last page.
- Son sayfa hariç tümünü bitirdim.
- There is a page missing from this report.
- Bu raporun bir sayfası eksik.
- Open your book to page 59.
- Kitabınızda 59. sayfayı açın.
- Tom printed out the page.
- Tom sayfayı dışarı yazdırdı.
- The essential points of my argument have been expressed in the preceding pages.
- Argümanımın temel noktaları önceki sayfalarda ifade edilmiştir.
- Look at the seventh line from the bottom on page 34.
- 34. sayfada alttan yedinci satıra bak.
- Look at the next page.
- Bir sonraki sayfaya bak.
- I haven't read the final page of the novel yet.
- Romanın son sayfasını henüz okumadım.
- Tom tore out a couple of pages from his notebook.
- Tom defterinden birkaç sayfa kopardı.
- He left the last page blank.
- Son sayfayı boş bıraktı.
- Sami posted that on his Facebook page.
- Sami bunu Facebook sayfasında yayınladı.
- Please go to the next page.
- Lütfen bir sonraki sayfaya geçin.
- He quickly scanned the page for the word he was looking for.
- Aradığı kelimeyi bulmak için sayfayı hızlıca taradı.
- Tom turned to the next page.
- Tom bir sonraki sayfaya geçti.
- Six pages in, I lost interest.
- Altı sayfa sonra ilgimi kaybettim.
- The movement added a new page to the history of Japan.
- Hareket, Japonya tarihine yeni bir sayfa ekledi.
- This book is missing three pages.
- Bu kitabın üç sayfası eksik.
- Open your texts to page 50.
- Ders kitabınızın 50. sayfasını açın.
Show More (95)
|
