|
- There are, though, many parallels with the works councils directive in other respects.
- Bununla birlikte çalışma konseyleri yönergesi ile başka açılardan da birçok paralellik bulunmaktadır.
- It is now common to draw parallels between immigrants, young people, delinquents and terrorists.
- Göçmenler, gençler, suçlular ve teröristler arasında paralellik kurmak artık yaygındır.
- It is a quite specific conflict, but there are nonetheless many parallels.
- Bu oldukça spesifik bir çatışma, ancak yine de pek çok paralellik var.
- Is the parallel with the loathsome regime of Saddam Hussein not obvious here?
- Burada Saddam Hüseyin'in iğrenç rejimiyle olan paralellik açık değil mi?
- His background parallels that of his predecessor.
- Geçmişi selefininkiyle paralellik gösteriyor.
Show More (2)
|