1 |
parent |
ebeveyn |
n. |
|
- As every parent knows, young children put absolutely everything in their mouths.
- Her ebeveynin bildiği gibi, küçük çocuklar ağızlarına kesinlikle her şeyi koyarlar.
- Let us hope that this parent will in future bear other children like this report.
- Bu ebeveynin gelecekte bu rapor gibi başka çocuklar da doğuracağını umalım.
- This parent becomes over-protective and exerts too much discipline.
- Bu ebeveyn aşırı koruyucu olur ve çok fazla disiplin uygular.
- Every parent first wants their child to be safe and happy.
- Her ebeveyn öncelikle çocuğunun güvende ve mutlu olmasını ister.
- The parent of a parent is a grandparent.
- Ebeveynin ebeveyni, büyükanne ve büyükbabadır.
- He will never live up to his parent's expectations.
- O, asla ebeveynlerinin beklentilerine uyarak yaşamayacaktır.
- Tom is a single parent.
- Tom bekar bir ebeveyn.
- He is concerned about his parent's health.
- Ebeveynlerinin sağlığı için endişeleniyor.
- There is no better friend or parent than oneself.
- İnsanın kendisinden daha iyi bir dostu ya da ebeveyni yoktur.
- This question is like asking a parent which child they love the most.
- Bu soru bir ebeveyne hangi çocuğu en çok sevdiklerini sormak gibi.
- Aren't you a parent?
- Sen ebeveyn değil misin?
- Hello parent!
- Merhaba ebeveyn!
- He is very concerned about his elderly parent's health.
- Yaşlı ebeveyninin sağlığı konusunda çok endişeli.
- This question is like asking a parent which child they love the most.
- Bu soru bir ebeveyne en çok hangi çocuğunu sevdiğini sormak gibi.
- He is very concerned about his elderly parent's health.
- O, yaşlı ebeveynlerinin sağlığı hakkında çok endişeli.
- Aren't you a parent?
- Sen bir ebeveyn değil misin?
- Find things out for yourself instead of having a parent or a teacher tell you.
- Bir ebeveynin ya da öğretmenin size söylemesi yerine kendi başınıza bir şeyler öğrenin.
- My parent's house is comfortable.
- Ebeveynimin evi rahattır.
- I'm a single parent.
- Bekar bir ebeveynim.
- There is no better friend or parent than oneself.
- Kendinden daha iyi bir arkadaş veya ebeveyn yoktur.
- The mother of a parent is a grandmother.
- Bir ebeveynin annesi büyükannedir.
- Which parent does the child resemble?
- Çocuk hangi ebeveyne benziyor?
- Are you a parent?
- Ebeveyn misin?
- She went against her parent's wishes, and married the foreigner.
- O, ebeveynlerinin isteklerine karşı çıktı ve yabancı ile evlendi.
- The father of a parent is a grandfather.
- Bir ebeveynin babası büyükbabadır.
- Tom isn't a parent.
- Tom bir ebeveyn değil.
- Are you a parent?
- Sen bir ebeveyn misin?
- Find things out for yourself instead of having a parent or a teacher tell you.
- Ebeveyn ya da öğretmene anlattıracağınıza bir şeyleri kendiniz öğrenin.
- I'm a single parent.
- Ben bekar bir ebeveynim.
- Sooner or later, every parent has to have a talk with their children about the birds and the bees.
- Er ya da geç, her ebeveyn çocuklarıyla kuşlar ve arılar hakkında konuşmak zorundadır.
- I'm not a parent.
- Ben bir ebeveyn değilim.
- Sami was a divorced single parent.
- Sami boşanmış bekar bir ebeveyndi.
- He is concerned about his parent's health.
- Onun ebeveyninin sağlığı hakkında endişelidir.
- If you are a parent, don't allow yourself to set your heart on any particular line of work for your children.
- Eğer bir ebeveynseniz, çocuklarınız için belirli bir iş koluna gönül vermenize izin vermeyin.
- The parent of a parent is a grandparent.
- Bir ebeveynin ebeveyni büyük ebeveyndir.
Show More (32)
|
2 |
parent |
veli |
n. |
|
- The committee is composed of teachers and parents.
- Komite, öğretmenler ve velilerden oluşmaktadır.
- I'm Tom's parent.
- Ben Tom'un velisiyim.
Show More (-1)
|
3 |
parent |
ana |
adj. |
|
- This is a new initiative following on from other actions taken in the past and based on a parent action in 1996.
- Bu, geçmişte gerçekleştirilen diğer eylemleri takip eden ve 1996'daki bir ana eyleme dayanan yeni bir girişimdir.
Show More (-2)
|
4 |
parent |
anne/baba |
n. |
|
- The moment you become a parent, child safety becomes one of the most important issues on the planet.
- Anne-baba olduğunuz andan itibaren çocuğunuzun güvenliği yeryüzünün en önemli konularından biri hâline gelir.
Show More (-2)
|
5 |
parent |
ebeveyn bulmak |
v. |
|
- He found his parents.
- O, ebeveynlerini buldu.
Show More (-2)
|