| 1 |
pass by |
geçmek |
v. |
|
- With due respect, would you pass by on the other side?
- Saygısızlık etmek istemem ama diğer taraftan geçebilir misiniz?
- The years pass by quickly.
- Yıllar çabucak geçiyor.
- Days pass by quickly when you're busy.
- Meşgulken günler çabuk geçer.
- She passed by without seeing me.
- O, beni görmeden geçti.
- Many cars passed by.
- Birçok araba geçti.
- Many cars passed by.
- Birçok otomobil geçti.
- As good luck would have it, a steamer passed by and they were saved.
- Şans eseri bir gemi geçti ve onlar kurtarıldı.
- She passed by without glancing at me.
- Bana bakmadan geçti.
- A car passed by at top speed.
- Bir araba son hızla geçti.
- The years pass by quickly.
- Yıllar çabuk geçiyor.
- Tom passed by.
- Tom geçti.
- The car passed by, raising a cloud of dust behind it.
- Araba, arkasından bir toz bulutu kaldırarak geçti.
- It's dangerous to pass by the bridge.
- Köprüden geçmek tehlikelidir.
- Days pass by quickly when you're busy.
- Sen meşgulken günler çabuk geçer.
- A car passed by at top speed.
- Bir araba son sürat geçti.
- I've passed by this place many times before, but I never went inside.
- Daha önce çok geçtim buradan ama içeri hiç girmemiştim.
- She passed by without seeing me.
- Beni görmeden geçti.
- Time passes by quickly.
- Zaman çabucak geçiyor.
- He bowed to me as he passed by.
- Geçerken bana selam verdi.
- Ten days passed by.
- On gün geçti.
- He passed by without looking at me.
- Bana bakmadan geçti.
- The train passed by us.
- Tren yanımızdan geçti.
- He passed by without looking at me.
- O, bana bakmadan geçti.
- Tom bowed to me as he passed by.
- Tom geçerken başını eğerek bana selam verdi.
- A year had passed by and his body turned to dust.
- Bir yıl geçti ve bedeni toza dönüştü.
- He bowed to me as he passed by.
- O, geçerken beni başıyla selamladı.
- I've passed by this place many times before, but I never went inside.
- Buranın önünden daha önce defalarca geçtim ama hiç içeri girmedim.
- He was passing by on his bicycle when he heard a cry for help.
- Bir yardım çığlığı duyduğunda bisikletiyle oradan geçiyordu.
- Time passes by quickly.
- Zaman çabuk geçer.
- It's dangerous to pass by the bridge.
- Köprüden geçmek tehlikeli.
Show More (27)
|
| 2 |
pass by |
önünden geçmek |
v. |
|
- In America, the down-and-out who passes by the tycoon's lavish mansion will aspire to match him.
- Amerika'da bir iş adamının lüks malikanesinin önünden geçen bir yoksul, onunla boy ölçüşmeyi arzulayacaktır.
- I passed by four houses.
- Dört evin önünden geçtim.
- We passed by the pharmacy before coming home.
- Eve gelmeden önce eczanenin önünden geçtik.
- They passed by her house yesterday.
- Dün onun evinin önünden geçtiler.
- Tom passed by Mary's house the day before yesterday.
- Tom önceki gün Mary'nin evinin önünden geçti.
- He passed by the house.
- Evin önünden geçti.
- We passed by the pharmacy before coming home.
- Eve gelirken eczanenin önünden geçtik.
- I pass by Tom's house on my way to and from school.
- Okula gidip gelirken Tom'un evinin önünden geçiyorum.
- I'll be passing by your house at the start of the vacation.
- Tatilin başında evinin önünden geçeceğim.
- I am used to hearing the train pass by my house.
- Evimin önünden geçen trenin sesini duymaya alışkınım.
Show More (7)
|
| 3 |
pass by |
yanından geçmek |
v. |
|
- Tom passed by me.
- Tom yanımdan geçti.
- Tom passed by Mary's house the day before yesterday.
- Tom önceki gün Mary'nin evinin yanından geçti.
- Tom bowed to me as he passed by.
- Tom yanımdan geçerken bana selam verdi.
- They passed by her house yesterday.
- Onlar dün onun evinin yanından geçtiler.
- I pass by Tom's house on my way to and from school.
- Okula gidip gelirken Tom'un evinin yanından geçerim.
- Let's pass by the church.
- Kilisenin yanından geçelim.
- He passed by the house.
- Evin yanından geçti.
Show More (4)
|
| 4 |
pass by |
geçip gitmek |
v. |
|
- The Socialists have let two out of ten years simply pass by.
- Sosyalistler on yılın ikisinin öylece geçip gitmesine izin verdiler.
- Hordes of illegal immigrants can hardly pass by unnoticed.
- Yasa dışı göçmen orduları fark edilmeden geçip gidemezler.
- Don't let opportunities pass by.
- Fırsatların geçip gitmesine izin vermeyin.
- Don't let opportunities pass by.
- Fırsatların geçip gitmesine izin verme.
Show More (1)
|
