|
- Both women had been denied permission to visit these men.
- Her iki kadının da bu adamları ziyaret etmesine izin verilmemişti.
- Is a company credible if it exports to a country that has not been able to respond to the request for permission?
- İzin talebine yanıt veremeyen bir ülkeye ihracat yapan bir şirket güvenilir midir?
- If so, with the President's permission, I should like to ask a question on that subject.
- Eğer öyleyse, Başkan'ın izniyle bu konuda bir soru sormak istiyorum.
- The Cuban Government has, however, denied them permission to travel.
- Ancak Küba Hükümeti bu kişilerin seyahat etmelerine izin vermemiştir.
- They opposed this idea of getting someone’s permission first.
- Önce birinin izninin alınması fikrine karşı çıktılar.
- The Cuban Government has, however, denied them permission to travel.
- Ancak Küba Hükümeti seyahat etmelerine izin vermemiştir.
- In December, you have the king's permission to use his palace.
- Aralık ayında, kralın sarayını kullanmak için izniniz var.
- If you're asking me for permission to fast, I don't care.
- Eğer benden oruç tutmak için izin istiyorsan, hiç umursamıyorum.
- If you're asking me for permission to fast, I don't care.
- Eğer oruç tutmak için benden izin istiyorsan, umurumda değil.
- If you're asking me for permission to fast, I don't care.
- Oruç tutmak için benden izin istiyorsan eğer, umurumda değil.
- I wasn't asking your permission.
- İznini istemiyordum.
- I don't need anybody's permission to come to this office.
- Bu ofise gelmek için kimsenin iznine ihtiyacım yok.
- This bank secretly opened bank accounts in people's names without their permission.
- Bu banka gizlice onların izni olmadan insanların isimlerine banka hesaplarını açtı.
- I'd like your permission to use it.
- Onu kullanmak için iznini istiyorum.
- Tom didn't have Mary's permission to do that.
- Tom'un bunu yapmak için Mary'den izni yoktu.
- You have my permission to try.
- Denemek için iznimi aldınız.
- Tom didn't have his parents' permission to do that.
- Tom'un bunu yapmak için ebeveynlerinin iznine sahip değildi.
- Tom asked for my permission to use the phone.
- Tom telefonu kullanmak için benden izin istedi.
- We didn't have permission to do that.
- Bunu yapmak için iznimiz yoktu.
- I didn't have Tom's permission to do that.
- Bunu yapmak için Tom'un iznini almadım.
- Tom forgot to ask Mary for permission to do that.
- Tom bunu yapmak için Mary'den izin istemeyi unuttu.
- We have to get Tom's permission.
- Tom'un iznini almak zorundayız.
- I'm not asking your permission.
- Senden izin istemiyorum.
- They don't let anyone enter without special permission.
- Özel izin olmadan kimsenin girmesine izin vermiyorlar.
- She wanted my permission to use the phone.
- Telefonu kullanabilmek için benden izin istedi.
- I didn't need Tom's permission to do that.
- Bunu yapmak için Tom'un iznine ihtiyacım yoktu.
- Permission to use the car was accorded her.
- Arabayı kullanmasına izin verildi.
- I came here without Tom's permission.
- Buraya Tom'un izni olmadan geldim.
- She wanted my permission to use the telephone.
- Telefonu kullanmak için benden izin istedi.
- Tom has permission to use my bicycle.
- Tom'un, benim bisikletimi kullanmaya izni var.
- Tom wanted my permission.
- Tom iznimi istedi.
- We have permission to be here.
- Burada olmak için iznimiz var.
- I'll ask Tom for permission to do that.
- Bunun için Tom'dan izin isteyeceğim.
- Tom asked for Mary's permission to leave early.
- Tom Mary'den erken ayrılmak için izin istedi.
- Tom certainly didn't have my permission to do what he did.
- Tom'un yaptığı şey için benim iznimi almadığı kesin.
- Tom didn't ask for my permission.
- Tom benim iznimi istemedi.
- Tom hasn't yet given me permission to do that.
- Tom bana bunu yapma izni vermedi.
- How many times have I told you not to bring people over without asking for my permission first?
- İznimi almadan insanları buraya getirmemeni sana kaç kere söyledim?
- I'll ask Tom for permission to do that.
- Bunu yapmak için Tom'dan izin isteyeceğim.
- I didn't have permission.
- İznim yoktu.
- You ought to ask for your teacher's permission.
- Öğretmeninin iznini istemelisin.
- I didn't need Tom's permission to do that.
- Onu yapmak için Tom'un iznine ihtiyacım yoktu.
- I don't have my parents' permission to do that.
- Bunu yapmak için annemle babamdan iznim yok.
- Tom didn't even ask for my permission.
- Tom iznimi istemedi bile.
- You need my permission.
- İznime ihtiyacın var.
- I didn't have Tom's permission to do that.
- Bunu yapmak için Tom'dan izin almadım.
- Before doing so, you must ask your mother for permission.
- Öyle yapmadan önce annenizden izin istemelisiniz.
- She obtained the permission to use the car.
- O, arabayı kullanmak için izin aldı.
- I haven't yet given Tom permission to do that.
- Tom'a bunu yapması için henüz izin vermedim.
- Tom forgot to ask Mary for permission to do that.
- Tom, Mary'den onu yapmak için izin istemeyi unuttu.
- Tom didn't need Mary's permission to do that.
- Tom bunu yapmak için Mary'nin iznine ihtiyacı yoktu.
- Tom didn't have his parents' permission to do that.
- Tom'un bunu yapmak için ailesinden izni yoktu.
- Tom ought to ask Mary for permission to do that.
- Tom onu yapmak için Mary'den izin istemeli.
- I don't need your permission.
- Senin iznine ihtiyacım yok.
- Sami didn't have the permission to do that.
- Sami'nin onu yapmak için izni yoktu.
- Tom asked for my permission to use my computer.
- Tom bilgisayarımı kullanmak için benden izin istedi.
- Sami didn't have the permission to do that.
- Sami'nin bunu yapma izni yoktu.
- Tom asked for Mary's permission to leave early.
- Tom erken çıkmak için Mary'nin iznini istedi.
- Fadil didn't have the permission to do that.
- Fadıl'ın bunu yapmaya izni yoktu.
- Tom has already given me permission.
- Tom bana çoktan izin verdi.
- Tom has permission to do that.
- Tom'un onu yapmak için izni var.
- Tom said he didn't have the permission to do that.
- Tom bunu yapmak için izni olmadığını söyledi.
- I've given Tom permission to use my bicycle.
- Bisikletimi kullanması için Tom'a izin verdim.
- Why do you need my permission?
- Neden benim iznime ihtiyacın var?
- You have my permission.
- İznim var.
- Sami had to ask Layla's permission.
- Sami, Layla'dan izin almak zorundaydı.
- I came here without Tom's permission.
- Tom'un izni olmadan buraya geldim.
- Tom doesn't have permission to do that.
- Tom'un onu yapmak için izni yok.
- How many times have I told you not to bring people over without asking for my permission first?
- Önce benim iznimi almadan sana kaç kez insanları getirmemeni söyledim?
- I wasn't asking your permission.
- Senden izin istemiyordum.
- I don't need your permission.
- İzninize ihtiyacım yok.
- I'd like permission to borrow your car.
- Arabanı ödünç almak için izin istiyorum.
- We got permission to park here.
- Buraya park etmek için iznimiz var.
- We won't do that without their permission.
- Onların izni olmadan bunu yapmayız.
- Tom didn't even ask for my permission.
- Tom benden izin bile istemedi.
- Tom didn't need Mary's permission to do that.
- Tom'un bunu yapmak için Mary'nin iznine ihtiyacı yoktu.
- Tom doesn't need my permission.
- Tom'un iznime ihtiyacı yok.
- I don't think we need permission to do this.
- Bunu yapmak için izne ihtiyacımız olduğunu sanmıyorum.
- Tom doesn't need my permission to do that.
- Tom'un onu yapmak için benim iznime ihtiyacın yok.
- I should've asked Tom for permission.
- Tom'dan izin istemeliydim.
- Fadil didn't have the permission to do that.
- Fadıl'ın onu yapmak için izni yoktu.
- I don't think Tom would like it very much if I used his electric beard trimmer without his permission.
- İzni olmadan onun elektrikli sakal düzenleyicisini kullanırsam Tom'un bundan çok hoşlanacağını sanmıyorum.
- Tom didn't have permission.
- Tom'un izni yoktu.
- He asked for my permission to use the telephone.
- Telefonu kullanabilmek için benden izin istedi.
- Tom will probably ask Mary for permission to do that.
- Tom muhtemelen Mary'den bunu yapmak için izin isteyecektir.
- Do I have permission?
- İznim var mı?
- You don't need my permission.
- İznime ihtiyacın yok.
- I don't think Tom would like it very much if I used his electric beard trimmer without his permission.
- Elektrikli sakal düzelticisini izinsiz kullanmam Tom'un pek hoşuna gitmez sanırım.
- Do we need special permission?
- Özel izne ihtiyacımız var mı?
- I'd like your permission to date your daughter.
- Kızınla çıkmak için iznini istiyorum.
- He used her bike without asking permission.
- İzin almadan onun bisikletini kullandı.
- Do I have your permission to do so?
- Bunu yapmak için izniniz var mı?
- Did Tom give you permission to do that?
- Tom bunu yapman için sana izin mi verdi?
- He wanted my permission to use the telephone.
- Telefonu kullanmak için benden izin istedi.
- Tom didn't ask me for permission.
- Tom benden izin istemedi.
- I didn't ask for your permission.
- Ben senin iznini istemedim.
- You didn't have the permission to do that, did you?
- Bunu yapma izniniz yoktu, değil mi?
- She asked for my permission to use the telephone.
- Telefonu kullanmak için benden izin istedi.
- She asked my for my permission to use the phone.
- Telefonu kullanabilmek için benden izin istedi.
- Tom doesn't have his parents' permission to do that.
- Tom'un onu yapması için ebeveynlerinin izni yok.
- They don't let anyone enter without special permission.
- Onlar kimsenin özel izni olmadan girmesine izin vermezler.
- Tom said he wasn't going to wait for permission.
- Tom izin beklemeyeceğini söyledi.
- Tom doesn't have his parents' permission to do that.
- Tom'un bunu yapmak için ailesinden izni yok.
- She obtained the permission to use the car.
- Arabayı kullanmak için izin aldı.
- We didn't have permission to do that.
- Onu yapmak için iznimiz yoktu.
- You have our permission to include our software on condition that you send us a copy of the final product.
- Nihai ürünün bir kopyasını göndermek şartıyla bizim yazılımı dahil etmeniz için iznimiz var.
- Tom is likely to ask Mary for permission to do that.
- Tom muhtemelen Mary'den bunu yapmak için izin isteyecektir.
- I'd like your permission to use it.
- Kullanmak için izninizi istiyorum.
- We don't have permission to do that.
- Bunu yapmak için iznimiz yok.
- I didn't ask for your permission.
- İzninizi istemedim.
- Tom is likely to ask Mary for permission to do that.
- Tom muhtemelen Mary'den onu yapmak için izin isteyecektir.
- Tom didn't have Mary's permission to do that.
- Tom onu yapmak için Mary'nin iznine sahip değildi.
- Dan didn't even ask for my permission.
- Dan benden izin bile istemedi.
- We won't do that without their permission.
- Onların izni olmadan onu yapmayacağız.
- On no condition has he permission to touch it.
- Hiçbir koşulda ona dokunma izni yok.
- Wouldn't it be better to ask Tom's permission first?
- Önce Tom'dan izin istemek daha iyi olmaz mıydı?
- Tom said he didn't have the permission to do that.
- Tom onu yapmak için izni olmadığını söyledi.
- Permission to use the car was accorded her.
- Ona arabayı kullanma izni verildi.
- I'll ask Tom for permission.
- Tom'dan izin isteyeceğim.
- I need permission from your parents or guardian.
- Ailen ya da vasinden izin almam lazım.
- Tom certainly didn't have my permission to do what he did.
- Tom kesinlikle yaptığı şey için benden izin almadı.
- Tom asked for my permission to use my computer.
- Tom bilgisayarımı kullanmak için iznimi istedi.
- We need to ask Tom for permission.
- Tom'dan izin istememiz gerekiyor.
- Tom had my permission to do what he did.
- Tom yaptığı şeyi yapmak için benden izin aldı.
- To tell the truth, I drove my father's car without his permission.
- Doğruyu söylemek gerekirse, babamın arabasını onun izni olmadan kullandım.
- Tom has permission to do that.
- Tom'un bunu yapmaya izni var.
- He wanted my permission to use the telephone.
- Telefonu kullanabilmek için benden izin istedi.
- Tom asked for Mary's permission to leave early.
- Tom, Mary'den erken ayrılmak için izin istedi.
- I'd like your permission to date your daughter.
- Kızınızla çıkmak için izninizi istiyorum.
- We need permission.
- İzne ihtiyacımız var.
- I don't think that I need anyone's permission to do that.
- Bunu yapmak için kimsenin iznine ihtiyacım olduğunu sanmıyorum.
- Tom has permission to use my bicycle.
- Tom'un bisikletimi kullanma izni var.
- We'll need to ask Tom for permission.
- Tom'dan izin istememiz gerekecek.
- I haven't given Tom permission to do that yet.
- Tom'a bunu yapması için henüz izin vermedim.
- Stop borrowing my clothes without my permission.
- İznim olmadan kıyafetlerimi ödünç almayı bırak.
- I didn't have permission.
- Benim iznim yoktu.
- Tom wanted my permission.
- Tom benden izin istedi.
- I have to ask my parents for permission.
- Ailemden izin istemek zorundayım.
- I need permission from your parents or guardian.
- Ailen ya da vasinin iznine ihtiyacım var.
- He wanted my permission to use the phone.
- Telefonu kullanmak için benden izin istedi.
- You have my permission to leave.
- Gitmek için iznimi aldınız.
- Tom did that without my permission.
- Tom bunu benden izinsiz yapmış.
- Why do you need my permission?
- Neden iznime ihtiyacın var?
- Tom hasn't yet given me permission to do that.
- Tom henüz bunu yapmam için bana izin vermedi.
- He asked for my permission to use the phone.
- Telefonu kullanabilmek için benden izin istedi.
- Before doing that, you need to ask Tom for permission.
- Bunu yapmadan önce Tom'dan izin almalısın.
- You have my permission to leave.
- Gitmek için benim iznimi aldın.
- I still need to ask Tom for permission.
- Hâlâ Tom'dan izin istemem gerekiyor.
- Tom asked his girlfriend's father for permission to marry his daughter.
- Tom, kızıyla evlenmek için kız arkadaşının babasından izin istedi.
- You don't have permission to do that.
- Bunu yapmak için iznin yok.
- The teacher has given Tom permission to do whatever he wants.
- Öğretmen Tom'a istediğini yapması için izin verdi.
- You should not have done it without my permission.
- İznim olmadan bunu yapmamalıydın.
- Tom ought to ask Mary for permission to do that.
- Tom bunu yapmak için Mary'den izin istemeli.
- This bank secretly opened bank accounts in people's names without their permission.
- Bu banka, insanların izni olmadan onların adına gizlice banka hesapları açtı.
- I want permission to go home early.
- Eve erken gitmek için izin istiyorum.
- He wanted my permission to use the phone.
- Telefonu kullanabilmek için benden izin istedi.
- Tom didn't have the permission to do that.
- Tom'un bunu yapmaya izni yoktu.
- You didn't have the permission to do that, did you?
- Bunu yapmak için iznin yoktu, değil mi?
- Wouldn't it be better to ask Tom's permission first?
- Önce Tom'un iznini almak daha iyi olmaz mı?
- Tom doesn't do anything without his wife's permission.
- Tom karısının izni olmadan hiçbir şey yapmaz.
- She wanted my permission to use the telephone.
- Telefonu kullanabilmek için benden izin istedi.
- Tom didn't have permission to do what he did.
- Tom'un yaptığı şeyi yapmak için izni yoktu.
- Tom doesn't need my permission to do that.
- Tom'un bunu yapmak için benim iznime ihtiyacı yok.
- To tell the truth, I drove my father's car without his permission.
- Doğrusunu söylemek gerekirse, babamın arabasını onun izni olmadan sürdüm.
- Stop borrowing my clothes without my permission.
- İznim olmadan giysilerimi almaktan vazgeç.
- Tom didn't have permission to do that.
- Tom'un bunu yapmak için izni yoktu.
- Permission to use the car was accorded to her.
- Arabayı kullanma izni ona verildi.
- The teacher has given Tom permission to do whatever he wants.
- Öğretmen Tom'a istediğini yapma izni verdi.
- Do we have your permission to leave?
- Gitmemiz için izniniz var mı?
- I don't have my parents' permission to do that.
- Bunu yapmak için ailemin iznine sahip değilim.
- Tom said that he didn't have your permission to do that.
- Tom bunu yapmak için senden izin almadığını söyledi.
- Before doing so, you must ask your mother for permission.
- Bunu yapmadan önce annenden izin almalısın.
- She asked my for my permission to use the phone.
- Telefonu kullanmak için benden izin istedi.
- Tom doesn't need my permission.
- Tom'un benim iznime ihtiyacı yok.
- Wouldn't it be better to ask Tom's permission first?
- Önce Tom'un izni alınsa daha iyi olmaz mı?
- I don't know if we can do that without Tom's permission.
- Tom'un izni olmadan bunu yapabilir miyiz bilmiyorum.
- Nobody can hurt me without my permission.
- İznim olmadan kimse bana zarar veremez.
- It wasn't a permission.
- Bu bir izin değildi.
- I'd like permission to borrow your car.
- Arabanızı ödünç almak için izin istiyorum.
- Should I have asked your permission?
- İznini istemeli miydim?
- I haven't given Tom permission to do that yet.
- Bunu yapmak için henüz Tom'a izin vermedim.
- Tom will probably ask Mary for permission to do that.
- Tom muhtemelen Mary'den bunu yapması için izin isteyecek.
- He asked for my permission to use the telephone.
- Telefonu kullanmak için iznimi istedi.
- He was accorded permission to use the device.
- Ona cihazı kullanmak için izin verildi.
- She asked for my permission to use the telephone.
- Telefonu kullanabilmek için benden izin istedi.
- Tom did that without my permission.
- Tom bunu benim iznim olmadan yaptı.
- You'd better ask Tom for permission.
- Tom'dan izin istesen iyi olur.
- I haven't given you permission to leave.
- Gitmen için sana izin vermedim.
- He was accorded permission to use the device.
- Cihazı kullanmasına izin verildi.
- I still need to ask Tom for permission.
- Hâlâ Tom'dan izin almam gerekiyor.
- I have to ask my parents for permission.
- Ailemden izin almak zorundayım.
- I asked Tom for permission.
- Tom'dan izin istedim.
- She wanted my permission to use the phone.
- Telefonu kullanmak için benden izin istedi.
- You don't need my permission to go.
- Gitmek için iznime ihtiyacın yok.
- Permission is needed before you go into my bedroom.
- Yatak odama girmeden önce izin almanız gerekiyor.
- Tom doesn't have permission to do that.
- Tom'un bunu yapmak için izni yok.
- We need to ask Tom for permission.
- Tom'dan izin istemeliyiz.
- I haven't yet given Tom permission to do that.
- Bunu yapmak için henüz Tom'a izin vermedim.
- He asked for my permission to use the phone.
- Telefonu kullanmak için benden izin istedi.
- You should not have done it without my permission.
- Benim iznim olmadan bunu yapmamalıydın.
- Tom asked for my permission to use the phone.
- Tom telefonu kullanmak için iznimi istedi.
- I don't need anybody's permission.
- Kimsenin iznine ihtiyacım yok.
- Should I have asked your permission?
- İzninizi istemeli miydim?
- I've given Tom permission to use my bicycle.
- Tom'a bisikletimi kullanması için izin verdim.
- Tom has permission to do that.
- Tom'un bunu yapmak için izni var.
- We have to get Tom's permission.
- Tom’un iznini almalıyız.
- You need my permission.
- Benim iznime ihtiyacın var.
- Tom didn't ask for my permission.
- Tom benden izin istemedi.
- Before doing that, you need to ask Tom for permission.
- Bunu yapmadan önce Tom' dan izin istemelisin.
- You can see him with my permission.
- Benim iznim doğrultusunda onu görebilirsiniz.
- Tom asked his girlfriend's father for permission to marry his daughter.
- Tom kız arkadaşının babasından kızıyla evlenmek için izin istedi.
Show More (208)
|