|
- I'd like to send this postcard to Japan.
- Bu kartpostalı Japonya'ya göndermek istiyorum.
- Thanks for the pretty postcard.
- Güzel kartpostalın için teşekkürler.
- This postcard is from Australia.
- Bu kartpostal Avustralya'dan.
- Please send me a postcard.
- Lütfen bana bir kartpostal yolla.
- My father has gone out to buy postcard.
- Babam kartpostal almak için dışarı çıktı.
- I received a postcard from my friend in Lyon.
- Lyon'daki arkadaşımdan bir kartpostal aldım.
- She handed me a postcard.
- Bana bir kartpostal verdi.
- Thanks for the pretty postcard.
- Bu güzel kartpostal için teşekkürler.
- Dan didn't even send Linda a postcard.
- Dan, Linda'ya bir kartpostal bile göndermedi.
- I didn't even get a postcard.
- Bir kartpostal bile almadım.
- I showed the postcard I got from Mary to Tom.
- Mary'den aldığım kartpostalı Tom'a gösterdim.
- He gave me a postcard.
- Bana bir kartpostal verdi.
- I'm going to write a postcard to Tom.
- Tom'a bir kartpostal yazacağım.
- My father has gone out to buy postcard.
- Babam kartpostal almak için dışarı gitti.
- I received a postcard from abroad.
- Yurt dışından bir kartpostal aldım.
- The postcard was finally delivered after 37 years.
- Kartpostal 37 yıl sonra nihayet teslim edildi.
- Thank you for your beautiful postcard.
- Güzel kartpostalınız için teşekkür ederim.
- She sent me a postcard that said she hates the smell of animals.
- Bana hayvan kokusundan nefret ettiğini yazan bir kartpostal yolladı.
- Thank you for your beautiful postcard.
- Güzel kartpostalın için teşekkürler.
- Tom didn't even send a postcard to Mary.
- Tom, Mary'ye bir kartpostal bile göndermedi.
- I want to send this postcard to Japan.
- Bu kartpostalı Japonya'ya göndermek istiyorum.
- The postcard was finally delivered after 37 years.
- Kartpostal nihayet 37 yıl sonra teslim edildi.
- Tom sent me this postcard from Boston.
- Tom bana bu kartpostalı Boston'dan gönderdi.
- There's a postcard here.
- Burada bir kartpostal var.
- Tom is reading a postcard.
- Tom bir kartpostal okuyor.
- I don't have a stamp collection, but I have a Japanese postcard collection that I could use as an excuse to invite him.
- Pul koleksiyonum yok ama onu davet etmek için bahane olarak kullanabileceğim bir Japon kartpostal koleksiyonum var.
- It's like a living postcard.
- Yaşayan bir kartpostal gibi.
- On the postcard, you can see a church.
- Kartpostalda bir kilise görebilirsin.
- He gave me a postcard.
- O, bana bir kartpostal verdi.
- She handed me a postcard.
- O bana bir kartpostal verdi.
Show More (27)
|
