practise - English Turkish Sentences
English Turkish
practise uygulamak v.
  • Magic is still practiced among some tribes around the world.
  • Büyü, dünyadaki bazı kabileler arasında hâlâ uygulanmaktadır.
  • Magic is still practised among some tribes around the world.
  • Büyü, dünyadaki bazı kabileler arasında hâlâ uygulanmaktadır.
  • One example is the self-monitoring currently practised by the latter.
  • Bunun bir örneği, şu anda bölgesel danışma konseyleri tarafından uygulanan kendi kendini izlemedir.
Show More (22)
practise çalışmak v.
  • I'm practising judo.
  • Judo çalışıyorum.
  • We've been practising for the competition for several weeks.
  • Bu yarışma için birkaç haftadır çalışıyoruz.
  • Tom spends most of his spare time practising the guitar.
  • Tom boş zamanlarının çoğunu gitar çalışarak geçirir.
Show More (3)
practise pratik yapmak v.
  • She's practising for her piano exam.
  • Piyano sınavı için pratik yapıyor.
  • She's practising for her piano exam.
  • O piyano sınavı için pratik yapıyor.
  • We've been practising for the competition for several weeks.
  • Birkaç haftadır yarışma için pratik yapıyoruz.
Show More (2)
practise yapmak v.
  • Sami was practising medicine without a license.
  • Sami ruhsatsız doktorluk yapıyordu.
  • He was banned from practising medicine.
  • Doktorluk yapması yasaklandı.
  • She practised as a barrister for many years.
  • Uzun yıllar avukatlık yaptı.
Show More (0)
practise (doktor, avukat) olarak çalışmak v.
  • He started practising as a psychologist in 1978.
  • 1978'de psikolog olarak çalışmaya başladı.
Show More (-2)
practise alıştırma yapmak v.
  • I need to practise parallel parking.
  • Paralel park etme konusunda alıştırma yapmam gerek.
Show More (-2)