| 1 |
pretty much |
hemen hemen |
adv. |
|
- So we are pretty much on the eve of enlargement.
- Bu nedenle genişlemenin hemen hemen arifesindeyiz.
- That's pretty much all you need to know.
- Bütün bilmen gereken hemen hemen bu.
- We're pretty much finished.
- Biz hemen hemen hazırız.
- I pretty much finished reading the novel.
- Romanı okumayı hemen hemen bitirdim.
- Pretty much everyone does that.
- Bunu hemen hemen herkes yapıyor.
- Tom can eat pretty much anything.
- Tom hemen hemen her şeyi yiyebiliyor.
- Tom looks pretty much ready.
- Tom hemen hemen hazır görünüyor.
- That job is pretty much finished.
- O iş, hemen hemen bitti.
- That's pretty much everything you need to know.
- Bilmen gereken her şey hemen hemen bu.
- This is pretty much it.
- Hemen hemen bu kadar.
- I speak French pretty much every day.
- Hemen hemen her gün Fransızca konuşuyorum.
- Pretty much everyone is doing the same thing.
- Hemen hemen herkes aynı şeyi yapıyor.
- That's pretty much everything you need to know.
- Bilmeniz gereken hemen hemen her şey bu.
- Dinner is pretty much ready.
- Akşam yemeği hemen hemen hazır.
- I've pretty much gotten over it.
- Bunu hemen hemen atlattım.
- That's pretty much all you need to know.
- Bilmeniz gereken hemen hemen her şey bu kadar.
- She ignored him pretty much all day.
- Hemen hemen bütün gün onu görmezden geldi.
Show More (14)
|
| 2 |
pretty much |
neredeyse |
adv. |
|
- We're pretty much finished.
- Neredeyse bitirdik.
- That was pretty much perfect.
- Bu neredeyse mükemmeldi.
- This room is pretty much the way Tom left it.
- Bu oda neredeyse Tom'un onu bıraktığı şekilde.
- Tom pretty much forgot about the meeting.
- Tom toplantıyı neredeyse unuttu.
- She ignored him pretty much all day.
- Neredeyse bütün gün onu görmezden geldi.
- I pretty much finished reading the novel.
- Romanı okumayı neredeyse bitirdim.
- We pretty much gave up hope.
- Biz neredeyse umudumuzu kaybettik.
- We pretty much gave up hope.
- Neredeyse umudumuzu kaybetmiştik.
Show More (5)
|
| 3 |
pretty much |
aşağı yukarı |
adv. |
|
- This is pretty much it.
- Aşağı yukarı bu.
Show More (-2)
|
| 4 |
pretty much |
büyük ölçüde |
adv. |
|
- I've pretty much gotten over it.
- Onu büyük ölçüde aştım.
Show More (-2)
|
| 5 |
pretty much |
oldukça fazla |
adv. |
|
- Tom pretty much stays at home.
- Tom oldukça fazla evde kalır.
Show More (-2)
|
