|
- When they had reached the common where the geese fed, she sat down and unloosed her hair, which was of pure gold.
- Kazların beslendiği ortak alana vardıklarında, oturdu ve saf altından olan saçlarını açtı.
- The bird's feathers were all of pure gold.
- Kuşun tüyleri tamamen saf altındı.
- Is that pure gold?
- O saf altın mı?
- Those who were there thought it was pure gold.
- Orada olanlar onun saf altın olduğunu düşündü.
- Mary's wedding ring is made of pure gold.
- Mary'nin alyansı saf altından yapılmış.
- Is this pure gold?
- Bu saf altın mı?
- Is that pure gold?
- Bu saf altın mı?
- Mary's wedding ring is made of pure gold.
- Mary'nin alyansı saf altından yapılmıştır.
- Those who were there thought it was pure gold.
- Orada bulunanlar saf altın olduğunu düşündüler.
- Is this ring made of pure gold?
- Bu yüzük saf altından mı yapılmış?
- The bird's feathers were all of pure gold.
- Kuşun tüylerinin hepsi saf altındı.
Show More (8)
|