relief - English Turkish Sentences
English Turkish
relief rahatlama n.
  • I feel a great sense of relief after taking a long walk.
  • Uzun bir yürüyüş yaptıktan sonra büyük bir rahatlama hissettim.
  • However, a sense of relief should not be attended by reckless carelessness.
  • Ancak, rahatlama duygusuna pervasız bir dikkatsizlik eşlik etmemelidir.
  • Such a policy will bring automatic relief to our overloaded highways and byways, which are plagued by accidents.
  • Böyle bir politika, kazalarla boğuşan aşırı yüklü otoyol ve karayollarımıza otomatik bir rahatlama getirecektir.
Show More (31)
relief yardım n.
  • Half a million euros was allocated to Libya for disaster relief.
  • Libya'ya afet yardımı için yarım milyon Avro tahsis edildi.
  • That is how our emergency relief is being spent and I think it is being spent in sensible ways.
  • Acil yardımlarımız bu şekilde harcanıyor ve bence mantıklı yollarla harcanıyor.
  • The Commission has indicated that this taxation relief could amount to the unlawful granting of state aid.
  • Komisyon, bu vergi indiriminin hukuka aykırı bir şekilde devlet yardımı verilmesi anlamına gelebileceğini belirtmiştir.
Show More (11)
relief iç rahatlaması n.
  • That's a relief.
  • İçim rahatladı.
  • To my relief, he came home safe and sound.
  • İçim rahatladı, eve sağ salim geldi.
Show More (-1)
relief para yardımı n.
  • They've been living on relief since the beginning of the crisis.
  • Krizin başından beri para yardımlarıyla geçiniyorlar.
Show More (-2)
relief iç rahatlığı n.
  • It is a relief to know he will fully recover from the accident.
  • Kazadan sonra tamamen iyileşeceğini bilmek içimi rahatlatıyor.
Show More (-2)
relief nöbeti devralan kişi n.
  • They are sending out a relief crew.
  • Nöbeti devralması için bir ekip gönderiyorlar.
Show More (-2)
relief kabartma n.
  • A detailed scene of an ancient Greek ceremony was carved in relief.
  • Eski bir Yunan töreninin ayrıntılı bir sahnesi kabartma olarak oyulmuş.
Show More (-2)
relief kurtarma n.
  • The general had planned the relief of the fortress in great detail.
  • General kalenin kurtarılmasını çok detaylı bir şekilde planlamıştı.
Show More (-2)
relief çare n.
  • Tom sought relief in the bottle, after losing both his job and Mary in the same week.
  • Tom, aynı hafta içinde hem işini hem de Mary'yi kaybettikten sonra çareyi içki şişesinde aradı.
Show More (-2)
relief hafifletme n.
  • If you want allergy relief, try this.
  • Alerjini hafifletmek istiyorsan, bunu dene.
Show More (-2)
relief destek n.
  • Dan needed money and sought financial relief from his father.
  • Dan'ın paraya ihtiyacı vardı ve babasından ekonomik destek istedi.
Show More (-2)
relief dindirme n.
  • If you want allergy relief, try this.
  • Alerjini dindirmek istiyorsan, bunu dene.
Show More (-2)