respond - English Turkish Sentences
English Turkish
respond cevap vermek v.
  • I ask that the needs of this sector be responded to.
  • Bu sektörün ihtiyaçlarına cevap verilmesini rica ediyorum.
  • So far we have been incapable of responding to the long-term needs or shortages.
  • Şimdiye kadar uzun vadeli ihtiyaçlara veya eksikliklere cevap vermekte yetersiz kaldık.
  • In an ideal world, responsible businesses would respond to consumer needs.
  • İdeal bir dünyada, sorumlu işletmeler tüketici ihtiyaçlarına cevap verir.
Show More (171)
respond yanıt vermek v.
  • A ship nearby responded to our call for help.
  • Yakınlardaki bir gemi yardım çağrımıza yanıt verdi.
  • I will be very brief in responding to a debate which has ranged extremely wide.
  • Son derece geniş bir yelpazeye yayılmış olan tartışmaya yanıt verirken çok kısa konuşacağım.
  • I should like to respond to a few of the points that have been raised in the debate this evening.
  • Bu akşamki tartışmalarda dile getirilen bazı hususlara yanıt vermek istiyorum.
Show More (153)
respond karşılık vermek v.
  • She responded to his gesture with a giggle.
  • Onun bu hareketine kıkırdayarak karşılık verdi.
  • The UN responded by passing Resolution 661 to impose sanctions on Iraq.
  • BM, Irak'a yaptırım uygulamak için 661 sayılı kararı kabul ederek karşılık verdi.
  • Indeed you responded in kind, as I knew you would do.
  • Gerçekten de yapacağınızı bildiğim gibi aynı şekilde karşılık verdiniz.
Show More (13)
respond yanıtlamak v.
  • I am grateful for this debate, which has raised some extremely important questions, to which I should like to respond.
  • Yanıtlamak istediğim son derece önemli bazı soruları gündeme getiren bu tartışma için minnettarım.
  • Tom responded instantly.
  • Tom anında yanıtladı.
  • Did you eventually respond?
  • Sonunda yanıtladın mı?
Show More (5)
respond (tedaviye) yanıt vermek v.
  • Doctor, our patient responded well to the new course of treatment.
  • Doktor, hastamız yeni tedavi programına olumlu yanıt verdi.
Show More (-2)
respond tepki göstermek v.
  • The public is really responding.
  • Halk gerçekten tepki gösteriyor.
Show More (-2)
respond yanıtlama n.
  • I'm sorry for the delay in responding.
  • Yanıtlamadaki gecikme için üzgünüm.
Show More (-2)
respond cevap yazmak v.
  • You must respond at once to the letter.
  • Mektuba derhal bir cevap yazmalısın.
Show More (-2)